'ABD Ukrayna'da Suriye tipi hibrit savaşla istikrarsızlık yaratıp Rusya'ya karşı cepheleşme istiyor'
Dr. Naim Babüroğlu’na göre, ABD Ukrayna'da Suriye'deki gibi bir hibrit savaşla istikrarsızlık yaratmak ve Rusya'ya karşı cephe oluşturmak istiyor. Ukrayna ittifak üyesi olmadığı halde 5. madde uyarınca kullanılan Acil Müdahale Gücü'ne atıf yapılmasına dikkat çeken Babüroğlu, NATO'nun AB'li üyeleri ve Türkiye'nin bunu kabul etmeyeceği belirtti.
Sitede okuABD öncülüğündeki Batı, Rusya Federasyonu'nun NATO'nun genişlemesinin durdurulmasına yönelik sunduğu anlaşmalar karşısında, Ukrayna ve Doğu Avrupa'ya askeri ve silah yığınağını yoğunlaştırdı. Gerilim tırmandırılırken, ‘Rusya Ukrayna’ya saldıracak’ başlığı altında propaganda savaşı devreye sokuldu.
ABD ve müttefiklerinin benimsedikleri söylemler karşısında bizzat Ukrayna Savunma Bakan Yardımcısı Reznikov'un bunu yalanlayan açıklamaları ise dikkat çekti. ABD ve NATO, Ukrayna ittifakın üyesi olmamasına rağmen Acil Müdahale Gücü'nü teyakkuza geçirmekten bile bahsediyor.
ABD ve NATO'nun Rusya Federasyonu'na yönelik tehditleri, Ukrayna'ya asker ve silah yığınaklarının anlamı ve Ankara'nın krizi 'Rusya ile Ukrayna arasında' diye formüle ederek kalkıştığı arabuluculuk girişimini İstanbul Aydın Üniversitesi öğretim üyesi Dr. Naim Babüroğlu ile konuştuk.
‘ABD ve NATO sözlerini tutmadı, üyesi sayısını ardırırken silah sistemlerini yerleştirdi, Rusya kendini kuşatılmış hissediyor'
Dr. Naim Babüroğlu’na göre, Rusya Federasyonu için Ukrayna jeopolitik olarak kritik önemde. Babüroğlu, ABD ve NATO'nun 1990'larda Moskova'ya verdikleri sözleri tutmadıklarını belirtirken, ittifakın üyesi sayısının aşamalı olarak 30'a çıkarıldığını ve Rusya’yı vuracak silah sistemlerinin Doğu Avrupa'ya yerleştirildiğini anımsattı. NATO'nun kuvvet havuzunu Rusya'yı 'birinci tehdit' görerek oluşturduğunu vurgularken, bu koşullarda Rusya'nın kendisini 'kuşatılmış' hissettiğine dikkat çekti:
“Ünlü Amerikalı siyaset bilimci jeopolitik açıdan bir uzman olan Brzezinski der ki; ‘Ukrayna olmadan Rusya Avrasya’da imparatorluk olamaz’. Yani Rusya’nın Sovyetler Birliği’nin eriştiği güce ulaşabilmesi için Rusya’nın Ukrayna’yı Batı ittifakına kaptırmaması lazım. Hitler der ki; ‘Avrasya’ya hükmeden dünyaya hükmeder’. Dolayısıyla Avrasya’da da Ukrayna jeopolitik açıdan kritik önemde. Sovyetler 1991’de dağıldıktan sonra NATO ve ABD, Sovyetler ve Rusya’ya verdiği bazı sözlere uymadı. NATO’nun 1991’de 16 üyesi vardı. İlk üyeler 1999’da Polonya, Macaristan, Çek Cumhuriyeti ve ardından 2004’te Romanya, Bulgaristan, Estonya, Letonya, Litvanya, Slovakya ve Slovenya; 2009’da Hırvatistan, Arnavutluk; 2017’de Karadağ ve 2020’de Kuzey Makedonya üye yapıldı. Bunlar Sovyet coğrafyasının ülkeler. 16 ülkeden sonra NATO’nun açık kapı politikası gereği kabul ettiği 1997’de Açık Kapı politikasıyla aslında Batı devletlerinden İsveç, Finlandiya değil, Sovyetler’in eski coğrafyasından 14 ülkeyi üyesi yaptı ve NATO 30 ülkeye ulaştı. Bu 14 üyenin coğrafi konumuna baktığınızda Rusya’ya hak vermemek elde edil. Baltıklar’da Letonya, Estonya, Litvanya’dan başlıyor. Güneyde Romanya, Bulgaristan ile bitiyor. Romanya, Bulgaristan, Kuzey Makedonya da üye yapıldıktan sonra Rusya tamamen Batı’dan kuşatılmış durumda. NATO-ABD buraya Rusya’yı vuracak silah sistemlerini Rusya’nın Batısında yani NATO’nun Doğu Avrupa ülkelerine yerleştirdi. Bunlar Rusya’yı herhangi bir durumda vurmak için. NATO, Rusya’yı birinci tehdit olarak kabul ediyor. Kuvvet havuzunu buna göre oluşturuyor. Eğer Rusya, Moldova ve özellikle Ukrayna’yı NATO’ya kaptırırsa, Rusya’nın tamamen akciğerine giden nefes borusu tıkanmış oluyor."
'Ukrayna ve Gürcistan, Putin Rusyasının kırmızı çizgisidir ve Putin savaşı göze alır'
Babüroğlu, 30 yılda oluşan koşullarda silahların kontrolü anlaşmalarının da ortadan kaldırıldığına atıf yaparken, Moskova'nın sadece Ukrayna değil, Güney Kafkasya'dan Orta Asya'ya uzanan coğrafyada da 'kırmızı çizgileri' bulunduğunu belirtti. Babüroğlu'na göre bu kırmızı çizgiler aşılırsa 'Moskova savaşı göze alır':
"Silahların kontrolü ve güvenliğinin sınırlandırılması anlaşması ortadan kalktı. Ukrayna ve Güney Kafkasya’da Gürcistan, Putin Rusyası’nın kırmızı çizgisi. Sadece Gürcistan değil Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan, Ermenistan ve Tacikistan ile Türkmenistan da kırmızı çizgisi. Putin bir demecinde ‘Orta Asya’da Sovyetler’in eski coğrafyasında devrim yapılmasına müsaade etmeyiz’ dedi. Ukrayna ve Gürcistan’ın da NATO üyesi yapılmasına müsaade etmeyiz dedi. 2008’de NATO zirvesinde George W. Bush, ABD başkanıydı, ‘Ukrayna ve Gürcistan’ı NATO üyesi yapmaya hazırız’ dedi. Evet Gürcistan'ın Osetya'ya saldırısı üzerine Putin Rusyası, tanklarıyla Gürcistan’a girdi, Güney Osetya ile Abhazya’yı Gürcistan’dan kopartarak bağımsızlıklarını tanıdı. Orada bir devrim söz konusu oldu ve müsaade etmedi. Ukrayna’da 2004’ten beri yine böyle bir NATO durumu oldu. Kırım’da Rus yanlıları bağımsızlıklarını ilan etti ve Putin Rusyası da bunu tanıdı. Ukrayna ve Gürcistan, Putin Rusyasının kırmızı çizgisidir ve Putin savaşı göze alır.”
'ABD Ukrayna geriliminden faydalanarak Rusya'ya karşı cephe oluşturmak istiyor'
Moskova'nın üç temel talebinin genişlemeye son verilmesi, Doğu Avrupa'da Rusya'yı menziline alan silah sistemlerinin ve askeri varlıkların çekilmesi olduğunu anımsatan Babüroğlu'na göre ABD ve NATO bunları 'kabul edilemez' bulur. Ancak Babüroğlu, ABD'nin diplomasiyi de çalıştırmak istediğini dile getirdi. Babüroğlu'na göre NATO 30 üye ama Rusya'ya karşı izlenen bu gerginlik politikasında Washington'ın yanında olmayan Almanya, Fransa ve Macaristan sorun yaratıyor:
“Rusya’nın ABD’den 3 tane talebi oldu. NATO’nun Doğu Avrupa’da genişlememesine dair garanti istedi. 1997’den sonra NATO’nun Açık Kapı politikası kapsamında Doğu Avrupa’ya yerleştirdiği ve Rusya’yı menzil içine alan silah sistemlerinin ve askeri varlıkların geri çekilmesi. NATO’nun Rus sınırına yerleştirdiği silahların geri çekilmesi. Bu üçüne kabul edilemez diyorum. Eğer ABD ve NATO bu üç maddeden birini kabul ederse NATO’nun kuruluş anlaşmasının 10. Maddesini reddetmiş oluyor. Ama ABD, diplomasiyi de çalıştırmak istiyor. NATO 30 üye ama Rusya’ya karşı izlenecek bu gerginlik politikasında yanında ABD’nin yanında olmayan Almanya, Fransa ve Macaristan gibi ülkeler var. Almanya, NATO’da önemli bir güçtür, AB’de en önemlisidir. Almanya ve İsveç, Ukrayna’ya bu aşamada silah satışını durdurdu. Çünkü İsveç’in bir korkusu var. İsveç, hemen Norveç’in sınırında ve Rusya’nın altında. Dolayısıyla NATO bunu kabul edemez. ABD, bu Ukrayna-Rusya gerginliğinden faydalanarak başta Almanya olmak üzere AB ülkelerini Rusya’ya karşı bir cephe oluşturmak istiyor."
'Almanya’yı küçümsemeyelim'
Babüroğlu, ABD'nin Türkiye'yi de yanına çekerek Karadeniz ve bölgede yanında görmek istediğini söylerken, bunu mümkün görmediğini belirtti. Babüroğlu, AB içinde bu olayın çözülmesini ve Rusya ile ilişkilerin kopmamasını isteyen ülkelere atıf yaptı:
"ABD, Türkiye’yi de kendi yanına çekerek Karadeniz ve bölgede yanında görmek istiyor. Ama bunu görmesi mümkün değil. Çünkü Avrupa Birliği’nin içinde Almanya, Fransa, Macaristan ve bazı ülkeler diplomasiyle bu olayın çözülmesini istiyor ve Rusya ile ilişkilerin kopmaması yönünde açıklamalar yapıyor. Almanya’yı küçümsemeyelim. NATO askeri karargahında daima komutan Amerikalı dört yıldızlı generaldir, komutan yardımcısı İngiliz general veya amiraldir, daima kurmay başkanı Alman general veya amiraldir. Almanya’nın NATO’da 3. ülke olarak önemli bir gücü var. Almanya’yı dinlemeyerek ABD böyle bir harekat yapamaz, çünkü oy birliği var.”
‘ABD, NATO’nun ‘acil müdahale gücüne’ atıf yapıyor ama Ukrayna üye değil, AB'li üyeler de Türkiye de buna yanaşmaz’
NATO’nun 5. maddeye dayanarak acil müdahale gücüne atıf yaparak blöf yaptığını söyleyen Babüroğlu, Ukrayna’nın ittifaka üye olmadığını anımsattı. İttifakın bu maddeyi kullanma isteğine Türkiye, Almanya, Fransa, Macaristan’ın ‘hayır’ diyeceğini belirten Babüroğlu’na göre, NATO içindeki AB ülkeleri bunu yapmaya yanaşmazlar. Babüroğlu, Türkiye'nin de tarafsız kalacağını öngördü:
“ABD şunun peşinde, diyor ki; NATO’nun acil müdahale gücü var. Bu NATO’nun 5 maddesi kapsamında kullanılıyor. Bir ülkeye yapılan saldırı bütün ülkelere yapılmış sayılır. Rusya, NATO ülkesine saldırmıyor. Ukrayna, barış için ortaklık şemsiyesinde. Yani NATO üyeliğine hazırlık sürecinde, Kazakistan, Ermenistan ve Gürcistan gibi. NATO açıklamasında, ‘Biz 5. maddeyi Ukrayna’da çalıştıramayız’ dedi. Zaten çalıştırabilmiş olsalardı 2008’de NATO, Gürcistan’a müdahale ederdi. Dolayısıyla ben bunun blöf olduğunu değerlendiriyorum. ABD, Irak ve Afganistan’da olduğu gibi 5. maddeyi çalıştırmak istiyor ama Türkiye, Almanya, Fransa, Macaristan ve birkaç ülkenin hayır diyeceğini düşünüyorum. Çünkü Almanya buna evet derse Rusya ile tamamen ipleri koparır. Türkiye, evet derse Libya, Suriye, Güney Kafkasya’da, Karadeniz’de tüm ulusal çıkarlar aleyhine Rusya’yı görür. Türkiye’nin tarafsız kalacağını değerlendiriyorum. ABD’nin bu hamlesinin de sonuçlanacağını düşünmüyorum. Eğer NATO’nun acil müdahale gücünü kullandığı zaman o zaman 5. maddeyi çalıştırmanız lazım Afganistan’da olduğu gibi. 5. maddeyi çalıştıracak AB üyesi bir NATO üyesi göremiyorum. Çünkü AB'nin 21 üyesi NATO üyesi. İngiltere, Kanada ve ABD çok istekli, ama Almanya ve Fransa ayrıca bazı Baltık ülkeleri istekli olmayacaktır. Çünkü ilk hedef onlar olacaktır.”
‘ABD Ukrayna’da Suriye'deki gibi bir hibrit savaşla istikrarsızlık yaratmak istiyor'
ABD, Britanya ve Kanada'nın Ukrayna'yı silahlandırdıklarını anımsatan Babüroğlu’na göre, bu ülkeler Ukrayna’da Suriye’deki gibi yeraltı terör örgütleri, paralı askerlerin de katkılarıyla iç savaşa benzer bir hibrit savaş ortamı yaratmak istiyor. Babüroğlu buna karşılık Rusya'nın Ukrayna'ya harekat düzenleyeceğini zannetmediğini dile getirirken, Moskova'nın Ukrayna ve Gürcistan'ın uzun süre NATO üyesi olamayacak koşulları sağladığını, bir sonraki adımın ise Donbass'ın bağımsızlığı olabileceğini dile getirdi:
“ABD’nin Ukrayna’daki hedefi Ukrayna’yı istikrarsız bir alana yani hibrit savaş dediğimiz Suriye’deki iç savaşa benzer, yeraltı terör örgütleri, paralı askerlerin, IŞİD’in, El Kaide türevi tüm unsurların oraya Afganistan ve İdlib’den transfer ederek, oradaki yerel güçlerden paralı asker devşirerek Afganistan’da Rusya’ya yaşattıkları o sendromu yaşatmak istiyorlar. Şu anda İngiltere, Kanada ve ABD’nin Ukrayna’ya sevkettiği gerek hava savunma gerek tanksavar silah sistemleriyle güçlendiriyorlar. Rusya’nın Ukrayna’ya harekat düzenleyeceğini zannetmiyorum. Çünkü Putin Rusyası zaten istediğini aldı. Ukrayna ve Gürcistan gibi yerlerin NATO üyesi olmamasını istiyordu. Şu an bu üyelik mümkün mü? Ben 3 yıl Brüksel’de NATO karargahında çalışan biri olarak söylüyorum, şu anda Ukrayna ve Gürcistan’ın 10-15 yıl içinde NATO üyesi olması mümkün değil. Bunu NATO, Almanya, Fransa, ABD de kabul etmez. Zaten Putin’in istediği buydu. Putin başka ne istedi? Donbass’ta iki bölge var Donetsk ve Lugansk. Orada parlamentoda ne görüşülüyor? Şubatta gündeme alınacak. Bağımsızlıklarıyla ilgili bir adım atılması konuşuluyor. Bana göre Kırım gibi bağımsızlıkları yönünde adım atılacak. Putin Rusyası da bağımsızlıklarını tanıyacak."
'Türkiye’nin bir arabuluculuk şansı olduğunu değerlendirmiyorum'
Babüroğlu, Türkiye'nin konumu itibarıyla Rusya nezdinde arabulucu olamayacağını söyledi. Ankara'nın bu krizde Almanya dahil pek çok ülkeden daha fazla Ukrayna'yı desteklediğini ve SİHA'lar tedarik ettiğini anımsatan Babüroğlu, "Türkiye’nin bir arabuluculuk şansı olduğunu değerlendirmiyorum" dedi:
"Türkiye, bulunduğu konum itibariyle arabulucu şu anda Rusya nezdinde olamaz. Çünkü Türkiye, NATO üyesi olarak diğer üyelerin Almanya hatta diğer çoğu ülkeden en fazla Ukrayna’yı bu gerginlikte destekleyen ülke. Rusya, NATO üyesi olan ve Ukrayna’ya SİHA satan bir ülkeyi arabulucu olarak görmek istemez. Ancak Donetsk ve Lugansk da masada olursa biz memnun oluruz diyor. Rusya’nın da istediği o. Türkiye’nin bir arabuluculuk şansı olduğunu değerlendirmiyorum. Rusya’nın da bir operasyon düzenleyeceği konusunda da bir değerlendirmem yok. Çünkü Rusya istediğini aldı. ABD, yıllık Rusya’nın 13 kat daha fazla askeri harcamaya sahip, 250 milyar dolar. Rusya yıllık yaklaşık 60 milyar dolar askeri harcamaya sahip. Buna rağmen Rusya, Ukrayna’da gerek Kafkasya’da, Suriye ve Libya’da ABD ve NATO’nun önünde.”