Yılbaşında memleketi Samsun'a gelerek, anneannesini ve dayılarını ziyaret ettiği öğrenilen Yıldız'ın dönüş yolunda telefonla görüştüğü anneannesi Sevim Akyel'e "Anneanne, İstanbul'a kadar seninle konuşalım" diyerek aldığı tehdit mesajlarını anlattığı ortaya çıktı.
Akyel'in de telefonda torununa, "Kızım, İstanbul'a gittiğini kimse bilmesin, dikkatli hareket et" uyarılarında bulunduğu öğrenildi. Anneanne Akyel, torununun zor şartlarda okuduğunu belirterek, "Çok zor şartlar altında kızımızı okuttuk. Avukat olmak en büyük hayaliydi ve başardı. Olaydan dolayı çok üzgünüz" dedi.
'Bilsek, biz onun başında nöbet tutardık'
Dayı Savaş Akyel de "Biz o adamla nişanlanmasını hiç istemedik. Annesi de çok karşı çıktı ama çocuğumuzun başına gelecek varmış, engelleyemedik. Tehdit mesajları aldığını öldükten sonra öğrendik. Öncesinde bilsek, biz onun başında nöbet tutardık. Çok üzgünüm" diye konuştu.
Dilara'nın diğer dayısı Suat Akyel ise "Bu adamla 15 gün nişanlı kaldı. Hiç istememiştik sonradan o da nişanını attı. Bu adam ilk önce kendisini subay olarak tanıttı. Dilara'nın peşini hiç bırakmadı, tehdit mesajları yazdı kızıma, sürekli öldürme mesajları yazdı. Ben mesajları okumadım, kaybettikten sonra öğrendik" dedi.
İfadesine ulaşıldı
Öte yandan, Dönmez, mahkemedeki savunmasında psikolojik sorunları olduğunu iddia ettiği öğrenildi. Türkiye gazetesinin aktardığına göre, Yıldız’ın kendisini ölümle tehdit ettiğini öne sürerek “Maktule tarafından nişanlı olduğumuz sürede maddi ve manevi kullanıldım. Onları senet ile kendisinden alacaktım, kabul etmişti. Tasarlayarak öldürme kastım olsaydı maktule eve geldiğinde öldürürdüm. Üvey babamdan dolayı tehdit aldığımız için silah taşıyordum. Kendisini zorla alıkoymadım. Üç aydır psikiyatrik tedavi görüyorum. Mekândayken iki mafya kılıklı adam yanımıza gelince bana sıkacağını düşünerek havaya iki el ateş etmeyi düşündüm. O anda Dilara panikleyince cinnet getirdim, ne olduğunu anlayamadım” dedi.