Hızlı antijen test sonuçlarının yanlış çıkma oranının PCR’a göre daha fazla olduğunu ifade eden İstanbul Çamlıca Medicana Hastanesi’nde Enfeksiyon Hastalıkları ve Mikrobiyoloji Uzmanı olan Doç. Dr. Nafiz Koçak, Batı ülkelerinde öncelikli olarak kullanılan hızlı antijen testlerinin pozitif prediktif değerinin (duyarlılıkları yaklaşık yüzde 40 ile yüzde 60 arasında) PCR’a göre düşük olması nedeniyle; sadece yanlış negatif sonuçlar için dikkatli olunması, Kovid-19 temaslısı olduktan sonra iki gün üst üste en az iki kez kendilerini test etmeleri ve test sonuçlarından bağımsız olarak potansiyel Kovid-19 semptomlarını takip etmeleri önerilinde bulundu.
'İki-üç gün sonra tekrar uzmana gidin'
Doç. Dr. Koçak, “Ayrıca, ön veriler hızlı testlerin Omikron varyantına daha az duyarlı olduğunu göstermektedir. Her iki test yönteminde de uygun olmayan şekilde ve yetersiz alınan numuneler nedeniyle gerçekte pozitif olsa da sonucun negatif çıkabilir” diye konuştu.
Vakaların artmasında testleri bu şekilde negatif sonuçlanan kişilerin rahat davranmalarının da etkili olduğuna değinen Doç. Dr. Koçak, “Test sonucunuz negatif; ama 38,30C’nin üzerinde ateş, boğaz ağrısı, şiddetli baş ağrısı, nefes darlığı gibi önemli Kovid-19 semptomlarınız varsa kendinizi pozitifmişsiniz gibi düşünün. Bir süre insanlardan uzak durun ve mutlaka iki-üç gün sonra tekrar ilgili uzmanlara muayene olun” açıklamasını yaptı.
'Numuneler usulüne göre alınmıyorsa yanlış sonuç muhtemeldir'
Numune, eğer burun ya da genizden yetersiz şekilde alınırsa sonuç aslında pozitif olsa da negatif çıkabiliyor. Buna Omicron varyantını örnek veren Doç. Dr. Nafiz Koçak, ön çalışmalarda; Omicron'un ağızda ve boğazda, burunda olduğundan daha hızlı çoğalabileceği bilgisinin elde edildiğini belirtmiştir. Bu varyantın tükürükte burna göre 1-2 gün daha önce zirve yaptığı konusunda da veriler elde edildiğini söyleyen Doç. Dr. Koçak; FDA onaylı hızlı testlerin, boğaz veya ağızda değil, yalnızca burunda; PCR testlerinin ise her iki bölge için onaylı olduğunu belirtti.
'Varyantların yerleştiği bölgeler dikkate alınmalı'
Omicron için hızlı testlerde ağız sürüntülerinin koronavirüsü yakalamada burun sürüntülerinden daha iyi olduğunu, Delta'da ise durumun tam tersi olduğunu belirtti. Kombine PCR testi için de sürüntülerin yetersiz alınması durumunda gerçekte pozitif olsa bile negatif çıkma ihtimalinin yüksek olduğunu ifade eden Doç. Dr. Koçak, “Bu yüzden numunelerin, varyantların çoğunlukla yerleştiği saptanan bölgelerden usulüne göre alınmalıdır ve onaylanmış test yöntemleri kullanılmalıdır” dedi.
Ayrıca, testin yapılma zamanının da önemli olduğunu vurgulayan Doç. Dr. Koçak, Delta varyantında semptomların ortaya çıkması ortalama beş gün sürmesi nedeniyle gerçek pozitifliği yakalamak için Kovid-19'a maruz kaldıktan sonra beş ila yedi gün beklenilmesini önerirken Omicron varyantında semptomlar 48 ila 72 saat içinde ortaya çıktığından iki ila üç gün sonra test yapılması önerdi.
'Sadece test sonucuna bağımlı kalmayın'
Sadece yapılan PCR test sonucuna bağlı kalmanın yanlış bir davranış olduğunu ifade eden Doç. Dr. Koçak, önemli olanın hastanın klinik semptomu, elde edilen muayene bulguları ve laboratuvara yansıyan test sonuçlarının olduğunu söyledi. PCR test sonucunun bunlarla değerlendirilmesi gerektiğine değindi.
Doç. Dr. Koçak, toplumda iki yıldır kazanılmış olan kitlesel bağışıklığı ile Omicron'un akciğer dokusundan ziyade bronşlarda (hava yollarında) çoğalma tercihi sayesinde genellikle Deltadan daha az şiddetli olduğu ve daha az ölüme yol açabileceğini de belirtti.
'Kovid-19 ile influenzanın aynı anda görülme oranı yüzde 10'
Son zamanlarda da hastanelerde aşırı yoğunluk oluşmaktadır. Bu hastaların bir kısmının influenza olduğunu ifade eden Doç. Dr. Koçak, “Bazılarında ise soğuk algınlığı nedeni olan mevsimsel virüsler saptanıyor. Yapılan araştırmalara göre Kovid-19 ile influenzanın aynı anda görülmesi ortalama yüzde 10 oranında. Kovid-19 yüzde 30-40 civarında influenza veya soğuk algınlığı virüsleri birlikte seyredebiliyor. Yine, aynı anda yüzde 7-8 kadar bakteriyel enfeksiyonlar da olabiliyor. Kovid-19 hastalığı ile bu enfeksiyonlar aynı anda alınmışsa ‘koenfeksiyon’, üzerine eklenen enfeksiyonlar ise ‘süper enfeksiyon’ olarak adlandırılıyor. Bir çalışmada; koenfeksiyon prevalansının yüzde 19, süperenfeksiyon oranının ise yüzde 24 olarak saptanmış. Bu yüzden de Kovid-19 olmasından şüphelenilen kişilere, gerektiğinde tüm enfeksiyon testlerin yapılması ayırıcı tanı ve tedaviyi planlama açısından çok önemlidir” şeklinde konuştu.