"Türkiye jeopolitik konumu itibariyle çok geniş coğrafya ile birçok bölgeye yönelik üretim yapabilecek bir potansiyele sahiptir. Makroekonomik istikrarı sağlamayarak ve yüksek katma değerli yatırımları teşvik ederek üretimi, ihracatı ve istihdamı arttırmak önceliğimizdir. Böylece cari açık sorununu çözmeyi hedefliyoruz. 2011 yılında yüzde 11,2’lik bir rekor büyüme gerçekleştirirken cari açığımız yüzde 8,9 ile rekorunu tazelemiş. 2001 yılında ise büyümemiz yüzde 8,5 olmuş yani küçülmüşüz ama bu seferde cari açığımız 1,9 fazla vermiş. Geçmişte cari açık verdiğimiz yıllarda ekonomimiz küçülürken, cari açığımız çok büyük açık verdiğinde de bu seferde ekonomimizde büyüme gerçekleşmiş. Bu sene ise 2021 yılı Kasım ayına kadar 11,7 ile büyümemiz gerçekleşti. Cari açığımızda eksi 1,9 ile en düşük seviyelerde kaldı. 11,7’lik rekor büyümeyi gene 11,9’luk cari açıkla tamamladık. Önümüzde ki dönemde bu büyümeyi gerçekleştirirken cari açık yerine cari fazla vermek istiyoruz. Üretim, istihdam ve ihracat öncelikli modelle cari açığı olmayan, cari fazla veren ülke durumuna gelmek istiyoruz.
Kur korumalı TL mevduat katılım uygulamasını henüz başlarında olmamıza rağmen vatandaşımızın çok ciddi teveccühünü görüyoruz. Yaklaşık 28,2 milyar TL’den başlayan kur korumalı mevduat hesapları şu anda 107,6 milyar TL’ye yükseldi. Vatandaşın katılımının yoğun olduğunu görebiliyoruz. Buda sistemin ne kadar başarılı olduğunu görebiliyoruz. Yastık altında ki altınların finansal sisteme aktarılması yönünde adımlar atmaktayız. Bu kapsamda asgari milyem değerlere ilişkin düzenlemeyi hayata geçirdik. Yatırımların teşviki için uzun vadeli kredi ve kefalet imkanı KGF paketinin geliştirilmesine yönelik çalışmaktayız. İş adamlarımıza duyulur yakın zaman içerisinde KGF paketi hayata geçecek"