Kütahya'da sektör temsilcileriyle kentteki bir otelde bir araya gelen Bakan Pakdemirli, burada yaptığı konuşmada, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile tarım ve ormanın birleşmesiyle görev alanlarının ve sorumluluklarının arttığını, 150 binden fazla personelle beraber sektöre hizmet etme gayreti içinde olduklarını söyledi.
Zaman zaman yaşanan kuraklık gibi risklerin üretimi bir miktar aşağıya çektiğini belirten Pakdemirli, şöyle konuştu:
"Geçen yıl Türkiye ekonomisi 1.8 büyürken tarım sektörü 5.8 büyümüştü. Bu sene tarım sektörü henüz rakamlar açıklanmadı ama Türkiye’nin büyüme rakamlarının gerisinde kalacak gibi gözüküyor. Kuraklığın tabii ki bu neticelere önemli bir etkisi olmuştur. Kuraklığa karşı kendimizi garanti altına almak için çiftçimiz, üreticimiz özellikle tarım sigortalarını yaptırırsa kuraklığa çok önemli bir faydası var. Sigortalarını yaptıran çiftçilerimiz geceleri rahat uyuyabiliyorlar."
Pakdemirli, meteorolojik kuraklığın tarımsal kuraklığa dönmemesi için çalışmalar yapıldığını aktardı.
Gelecek 20 yılda dünyada olduğu gibi Türkiye'de de kurak bir iklim yaşanmasının beklendiğini hatırlatan Pakdemirli, şöyle devam etti:
"Meteorolojik kuraklığın tarımsal kuraklığa dönmesini istemiyorsak depolama sitemlerini yapıyor olmamız lazım. Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde 19 yıllık kısa bir sürede Türkiye’de 675 barajı tamamlayarak çok ciddi bir depolama yatırımlarını yaptık. Bu yatırımlar tabii ki nihayete ermemiştir. Biz de son 3 buçuk senede bin tesis, 71 baraj bitirdik. 40 milyarın üzerinde önemli yatırımlarda bulunduk. Daha da fazla yatırım yapmamız gerekiyor. Çünkü artık önümüzdeki 20 sene tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’nin çok daha kurak bir ikliminin olacağını hepimiz biliyoruz."
'Türkiye’nin bugün gıdada arz problemi yoktur'
Türkiye'nin gıda stoklarının yeterli olduğunu vurgulayan Pakdemirli, şunları kaydetti:
"Türkiye’nin çok şükür bugün gıdada arz problemi yoktur, gıda stokları yeterlidir. Gıda fiyatlarında dünyada yaşanan ve Türkiye’yi de ister istemez etkileyen durumla ilgili mümkün mertebe bunların rafa en az yansıması için tüm çalışmalarımızı yapıyoruz. Gerek üretimin artırılması gerek dış ticaret tedbirleri, hem ekonomik koordinasyon kurulu hem gıda komiteleri hem de fiyat istikrarı komiteleri ile konuşarak bunlarla alakalı tedbirlerimizi almaya çalışıyoruz.
Herkes birçok şeyi konuşuyor. Bu konuşulanların rakamlarla konuşulması bizim tercihimiz. Mesela buğday üretimi 2021’de 17.7 milyon ton olarak gerçekleşti. Kuraklıktan dolayı yüzde 14 verim kaybımız var. Ortalama üretimiz yılda kabaca 19 milyon ton yeterli iken un ve makarna ihracatı için de belli bir miktarda ithalat yapıyoruz. Bu son derece normal bir şeydir. Bu ithalatın karşısında son 19 yılda yaklaşık 14 milyar dolar da dış ticaret fazlası vermişiz. Yani buğday ithal ediliyor, un, makarna veya unlu mamuller haline geliyor ve ihraç ediliyor."
Pakdemirli, Toprak Mahsulleri Ofisi'nin stoklarını her zaman fiyat istikrarı için kullandığını dile getirdi.
'Buğday, şeker pancarı, ay çiçek ve mısırda verim artışı oldu'
Gıda güvenliğiyle ilgili çalışmalar yapıldığını anlatan Pakdemirli, "Son 19 yılda yapılan çalışmalarla aslında şöyle bir fark ortaya konmuş oldu. Buğdayda yüzde 41, şeker pancarında yüzde 54, ay çiçekte yüzde 84 ve mısırda yüzde 124 verim artışı olmuş. İnşallah önümüzdeki 20 yılda bu verimlilikte sizler sayesinde, bizlerin de gayretleriyle ortaya konulabilirse inşallah gelecekte evlatlarımızın, torunlarımızın gıda güvenliğiyle alakalı hiçbir problem yaşamayacağız" dedi.
'Büyükbaş hayvancılığında Avrupa’da birinci sıraya oturduk'
Hayvancılıkla ilgili de önemli artışlar gerçekleştiğini aktaran Pakdemirli, şöyle devam etti:
"Hayvancılığımız yine son 3 yılda gelişiyor. Büyükbaşta yüzde 6.5 artışımızla 18.3 milyona geldik. 2021’de büyükbaş hayvancılığında Avrupa’da birinci sıraya oturduk. Küçükbaşta da birinci sıradaydık, bu durumumuz devam ediyor. 57.4 milyon küçükbaş hayvanımızla Avrupa’da birinci saradayız. Burada da yine cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminde yüzde 24.5 artış var. Türkiye coğrafyasının küçükbaş hayvan için çok daha uygun olduğunu düşünüyorum. Tüketimde de küçükbaşın payını hep birlikte artırıyor olmamız lazım. Et ve süt üretimimizde de artışlar olmuş durumda."
'Tarım gıda ihracatında geçen yıl cumhuriyet tarihinin rekoru kırıldı'
Pakdemirli, geçen yıl tarımsal gıda ihracatında rekor kırıldığını dile getirerek, "Yine tarım gıda ihracatında 2021 yılının ilk 11 ayında yine ihracatta yüzde 21 artışımızla cumhuriyet tarihinin rekorunu kırdık. Dış ticarette ise fazlamız yüzde 33 artışla 6.7 milyar dolar. Yani Türkiye kendi kendine yeterli. Kimin ne söylediğine bakmayın. Türkiye net ihracatçı bir konumdadır. 2020’de ülke bazında yeterlilik oranlarımıza, yani ihracatın ithalatı karşılama ortalamamıza baktığımız zaman, Çin’de yüzde 46 ithalatçı bir ülkedir, Almanya’da yüzde 78’dir. Amerika yüzde 88 ithal eder. Ama Türkiye ihracat fazlasıyla kendi kendine yüzde 136 yeterli bir ülkedir" ifadelerini kullandı.