‘Sadece zamlardan kaynaklanan bir eylem olduğunu düşünmüyorum’
Tabii bunun sadece ben bir zamlardan kaynaklanan bir eylem olduğunu düşünmüyorum. Muhakkak ki özellikle son dönemlerde Kazakistan’ın gerek ülke içerisinde de gerek ülke dışında Kazak halkının menfaatini gözeten bağımsız kararlar almak noktasında güçlenmek istemesi bu eylemlerin tetikleyicisi olmuştur. Emperyaller hiçbir zaman kendi dışında bir üçüncü bir gücün olmasını istemezler. Afganistan, Irak, Suriye, Libya, Yemen Afrika ülkelerindeki bugün iç kargaşaya baktığımızda ciddi manada nerede bir İslam coğrafyası varsa bir Müslüman kitle varsa kardeşi kardeşe kırdırarak ve onların zayıflatıp gelip o ülkeler adına güya onlara yardım adına gelip o insanları sömürge etme politikası görülüyor.
‘Türkiye olarak her zaman hazırız’
‘Siyasi idareyi hedef alan organize olaylar’
Olaylar ülkenin batısında bulunan petrol ve doğalgazın yoğun olduğu bölgede başladı. Bu bölge ülkenin merkezinden kopuk ve refah seviyesi merkezlere göre daha düşük. Olayların sıçradığı Almatı şehri refah seviyesi daha yüksek ve o bölgede isyana sebep olacak fakirlik bulunmuyor. Zaten refah seviyesi düşük yerlerde olaylar yatıştı. Ancak Almatı’da yağma ve saldırı olaylarına evrildi. Bu açıdan bakınca olayların siyasi idareyi hedef alan organize olaylar olduğu izlenimi veriyor. Yani durum artık zamdan çıkmış durumda.
Kazakistan’ın jeopolitik önemi
Jeopolitik bir değerlendirme yapacak olursak eğer Kazakistan’a Batı merkezli bakarsanız otoriter olur. Ancak Kazak halkına göre birçok kişinin anladığı anlamda bir otoriterlik yok. Kazak halkı Batı merkezli bakmıyorlar. Kazakistan dünyada açık, dünyayla bütünleşik bir ülke. Halkın geniş kesimleri şikayet etmiyor. Görüntülere baktığımızda silahların dağıtıldığını görüyoruz. Buradan anlaşılacağı üzere bir takım örgütlerin parmağı var diyebiliriz. Burada da Kazakistan dışındaki dinamiklere odaklanmamız gerekiyor. Kazakistan bölgesinde önemli bir ülke ve iki komşusu Rusya ve Çin ile özel ilişkileri var. Rusya ile entegrasyonunu çeşitli işbirlikleri ile sağladı. Çin ile ise ekonomik işbirliği var. Ülkede ciddi Çin yatırımları bulunuyor. En önemlisi de Kazakistan, Çin’in karayolundan batıya açılan kapısı durumunda. Çin’den Kazakistan’a girdiğinizde Avrupa’ya kadar ulaşan bir yoldan bahsediyoruz. Kazakistan bu anlamda Rusya ve Çin ile ilişkilerini dengeli bir şekilde sürdürüyor. Bu durum ABD’yi ve Atlantik diye adlandırdığımız kesimi rahatsız ediyor. Çünkü Kazakistan yolu sayesinde Çin’in Avrupa’daki ekonomik etkisini artırıyor. Bu sebeple Kazakistan’da iç istikrarsızlık gerekiyordu. Ve ortaya çıkarılan kışkırtmalar ile eylemler şimdi siyasi iradeyi hedef alıyor.
‘Türkiye’nin askeri destek vereceğini düşünmüyorum’
Türkiye geçmişte Orta Asya’daki etki alanı için bir devlet politikası oluşturamadı. Şimdi Türk Devletleri Teşkilatı ile ciddi bir fırsat var. Ancak Türk Devletleri Teşkilatı’ndaki işbirliği askeri değil o yüzden askeri destek vereceğini düşünmüyorum. Türkiye, Rusya ve Çin’le denge gözeterek Kazakistan’a destek olabilir. Kazakistan’la sosyo-kültürel ve ekonomik işbirliği kurulmasında Türk Devletleri Teşkilatı’ndaki birliğin faydası olacaktır. Kazakistan’la Türkiye arasındaki ekonomik ilişkiler daha üst seviyeye çekilmelidir. Türk firmalarının Kazakistan’a ihracatı ve oradan ithalatı teşvik edilmelidir. Ekonomik bir mekanizma geliştirilmeli askeri bir mekanizma mümkün değil, rasyonel de değil.