Yakın tarihe kadar başta Milli Eğitim Bakanlığı’nda Daire Başkanlığı olmak üzere bürokrasinin çeşitli kademelerinde de görev alan Ayhan Korkmaz, ‘de Ayrı’ adlı otobiyografik kitabıyla Radyo Sputnik’te Serhat Sarısözen’le Gündem Dışı’na stüdyo konuğu oldu.
“Öğretmen sesini değil, sözünü yükseltmeli” diyen Ayhan Korkmaz, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Eleştiriden korkmamamız lazım. ‘Her doğru her yerde söylenmez’ sözü, bu milletin karakterine aykırı. Her doğru, her yerde söylenir. Ama nasıl söylenir? Adabıyla söylenir. Eğer eğitimli kişiler doğruları söylemezse, ülkenin el frenini çekmişsiniz demektir. Üniversitedeki rektör, dekan, eğitimci doğruyu söylemek zorunda. ‘Emredersiniz efendim’ diyerek ileri gidemezsiniz. Eleştiri kültürü, düşüncenin anlatılması önemlidir. Bir şey iyi gitmiyorsa ve eğitimciler susarsa ülke susar. Eğitimcilerin susma şansı yok.”
‘Biz sadece okuyoruz, Türkiye artık yazmalı’
Korkmaz, şöyle devam etti:
“Öğretmen, okumalar biriktirerek, yazmanın kapısını açabilen kişidir. Ülkenin en önemli sıkıntısı çocukların okuduğunu anlayamaması. Avrupa ülkelerindeki en önemli ders, okuduğunu anlama dersidir. Biz sadece okuyoruz. Türkiye artık yazmalı. Öğretmen, gelecek hayallerini kurduran kişidir. Bunu da ancak çok okursanız yaparsınız.”
“Anne-baba bile çocuğuna verdiğini sayar. Öğretmen saymaz, sadece verir” diyen Korkmaz, “Bizim işimiz duygu işi. Öğretmen atamaları zorlaşınca öğretmenlerin gittiği yan yol polislik oldu. Son yıllarda vatandaş-polis arasındaki problemler yüzde 40 oranında azaldı. Ülkenin huzura giden yolu, kuvvetli kılınmış öğretmenlerdir. Sebebi ne olursa olsun öğretmenin yeri sınıflardır; öğretmenler başka hiçbir meslek yapmak zorunda kalmamalılar” şeklinde konuştu.