Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı Konferans Salonu'nda düzenlenen 25. Zoom Uluslararası Haber Görüntüleri Yarışması Ödül Töreni'ne katıldı.
Konuşmasına salondakileri selamlayarak başlayan Altun, Sarıkamış Harekatı'nın 107. yıl dönümü nedeniyle Sarıkamış şehitleri başta olmak üzere istiklal ve istikbal uğruna canlarını feda eden aziz şehitleri rahmet, minnet ve saygıyla andı.
Altun, Türkiye Haber Kameramanları Derneğinin Zoom Uluslararası Haber Görüntüleri Yarışması'nın Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı çatısı altında yapılmasının kendileri için ayrı bir mutluluk vesilesi olduğunu belirtti.
Haber kameramanlarının, yetkinlikle gayret ve fedakarlıkla çektikleri başarılı görüntülerin ödüllendirildiği böyle bir etkinliğin, Türkiye medya alanının daha nitelikli hale gelmesine hizmet edeceğine inandığını bildiren Altun, şöyle devam etti:
"Ödül almaya hak kazanan isimleri de canıgönülden tebrik ediyorum. Malumunuz olduğu üzere sizlerle yolumuz hem habercilik faaliyetleri hem de çeşitli mesleki prosedürel işlemler dolayısıyla sıklıkla kesişiyor. Medya mensuplarının basın kartı ve basın trafik kartlarının düzenlenmesi, yurt dışına çıkışta hizmet damgalı pasaport almalarının sağlanması, mesleki kıdemlerinin tutulması ve çeşitli akreditasyon işlemleri gibi rutin süreçler başkanlığımız tarafından yürütülüyor. Ayrıca basın mensuplarının çalışma şartlarının iyileştirilmesi, mesleki hayatlarının kolaylaştırılması, mesleki gelişimlerine katkı sunulması ve mesleklerini icra ederken karşılaştıkları sorunların çözülmesi yine bizim yürüttüğümüz faaliyetlerden, bizim varoluş gayelerimizden bir tanesi."
'Haber kameramanları, bir nevi insanların uzaklardaki gözü oluyor'
Altun, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı olarak bütün imkanlarıyla kameramanından muhabirine, foto muhabirinden editörüne medya sektöründe emek veren herkesin yanında olduklarının bilinmesini istedi.
Haber kameramanlığının gazetecilik mesleği içinde önemli bir yere sahip olduğunu belirten Altun, "Sizler de medya açısından çok önemli ve vazgeçilmez bir fonksiyonu yerine getiren, medya alanının önemli aktörlerindensiniz. Haber kameramanları ülkenin ve dünyanın dört bir yanında meydana gelen olayları, gelişmeleri yerinde görüntüleyerek ve bu görüntülerin kamuoyuna ulaşmasını sağlayarak bir nevi insanların uzaklardaki gözü oluyor. Üstelik bu çalışmaların ağır cihaz ve ekipmanlarla yürütülmesi, ciddi fiziksel zorluklarına rağmen gerçekleştirilmesi ayrıca takdiri hak eden bir unsurdur" dedi.
Haber kameramanlarının, çeşitli coğrafyalardan gelişmeleri görüntüleyip aktarırken aynı zamanda olayların birebir tanığı da olduğunu hatırlatan Altun, şunları belirtti:
"Haberlerin görüntülü olarak sunulması, bir yandan da haberleri daha anlaşılır ve kuşkusuz daha nesnel hale getiriyor. Bu nedenlerle televizyon yayıncılığının gelişmesiyle birlikte ortaya çıkan haber kameramanlığı, ilk günlerinden itibaren oldukça zorlu ve tecrübe isteyen bir meslek olarak karşımıza çıkıyor. Meslek mensupları savaş, doğal afet ve toplumsal olaylar gibi gelişmeleri takip ederken oldukça zor şartlar altında görevlerini icra ediyorlar.
Bu durum, haber kameramanlığı mesleği için özel bilgi birikimi ve mesleki donanımı zorunlu hale getiriyor. Her ne kadar teknolojinin yaygınlaşmasıyla herkesin eline bir kamera geçmesiyle birlikte artık iletişim araçları herkes tarafından ulaşabilir ve kullanılabilir hale gelmişse herkes kendisini adeta kameraman hissediyor ise de haber kameramanlığı halen medya alanındaki kıymetini korumaya devam ediyor. Zira doğru görmek için neye bakacağını bilmek gerekir, hangi görüntüyü hangi teknikle kayıt altına alacağını bilmek gerekir. Bu mesleki donanım, mesleki tecrübe gerektirir ve bu noktada da esas itibarıyla bu meslek mensuplarını diğer insanlardan ayırır."
Mesleğin gelişmesi için ortaya çıkan güncel sorunların giderilmesi ve yeni ihtiyaçlara cevap verilmesinin her zaman önemli bir unsur olduğunu belirten Altun, bu anlamda düzenleyici bir kurum olarak üzerlerine düşeni yerine getirmeye çalıştıklarını, mesleki katkı ve önerilere ihtiyaçları olduğunu söyledi.
İHA muhabiri Ahmet Demir'in uğradığı fiziksel saldırı
Vatandaşların haber alma haklarını kullanabilmeleri için çaba gösteren basın emekçilerine dönem dönem fiziksel veya psikolojik şiddet uygulandığına büyük bir üzüntüyle şahitlik edildiğini söyleyen Altun, "Bunun son örneğini geçtiğimiz günlerde bir canlı yayın sırasında Ahmet Demir isimli basın emekçimiz, değerli kardeşimizin uğradığı fiziksel saldırıda gördük. Üstelik bu vahim olayın medya sektöründen başka bir isim tarafından gerçekleştirilmiş olması üzüntümüzü daha da artırdı. Olayı öğrendikten sonra Ahmet kardeşimizi aradım, yaşananları kınadım" dedi.
Bu menfur olayı bir kez daha en sert şekilde kınayan Altun, Ahmet Demir'e tekrar geçmiş olsun dileklerini iletti.
İnsani ve mesleki ahlakın gereği olarak, sesçisinden kameramanına, editöründen foto muhabirine, spikerinden muhabirine, yönetmeninden kurgucusuna, ulaşım personelinden teknik ekibine, medya sektöründe çalışan herkesi çalışma arkadaşı olarak gördüklerini vurgulayan Altun, bu kişilerden biri olmadan haberin olamayacağını, nitelikli bir medya sektörünün varlık gösteremeyeceğini çok iyi bildiklerini ifade etti.
Savaş ve çatışma bölgelerinde canları pahasına görev yaparken, kamera vizöründen bakarak, gördükleri gerçekleri tüm çıplaklığıyla vatandaşlara ulaştıran kameramanların aynı zamanda görünmez birer kahraman olduğunu söyleyen Fahrettin Altun, şöyle konuştu:
"Ege ve Akdeniz'de göçmenlerin dramını ekranlara taşıyarak, kamuoyunun gündemine getiren kameramanlarımız, göçmen meselesine yönelik küresel bir farkındalık oluşmasına imkan sağlamışlardır. Yunanistan'ın örneğin göçmenlere yaptığı insanlık dışı muameleyi, hayatlarını tehlikeye atarak haberleştiren, görüntüleyen basın emekçilerinin her birine teşekkürü bir borç biliyorum. Çünkü bu, insanlık adına önemli bir kazanımdır. Çünkü bu zulmü gerçekleştirenler bu görüntüler sayesinde bir nebze de olsa bu ayıplarının, suçlarının yüzlerine vurulduklarını bildiklerinden bir adım geri durmayı mecburiyet olarak telaki etmişlerdir.
Bu yönde bir görüntünün kaydedilmesi değil, bir başka suçun engellenmesi söz konusu olmuştur. Uluslararası bir hak ihlali görüntülendiğinde bunun bilinmesi gerekir. Yunanistan'ın göçmen botlarını nasıl sulara gömdüğünü, Yunan güvenlik güçlerinin saldırılarına rağmen görüntüleyen habercilerimiz sayesinde öğrendik. Esas itibarıyla siyasetçiler de bütün çıplağıyla bunu gördüler."
Altun, Avrupa Birliği'nde, Ege ve Akdeniz'de yaşanan ihlaller ve Yunanistan'ın, hatta Frontex'in bu ihlallerdeki rolünün kayda alınan söz konusu görüntülerle gündeme geldiğini ifade etti ve bu nedenle bu süreçlerde emeği geçen bütün basın mensuplarına teşekkür etti.
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Altun, şöyle devam etti:
"Yalanın ve dezenformasyonun, gerçeğin ve doğrunun adeta yerini almaya başladığı bir dönemi yaşıyoruz. İşte bu nedenle belki de biraz abartarak içinde yaşadığımız döneme hakikat ötesi çağ deniyor. Türkiye, bu dönemin beraberinde getirdiği tehditlere, tehlikelere belki de en fazla maruz kalan ülkelerdendir. Siyasetten ekonomiye ve medyaya kadar bütün alanlarda ülkemiz çok boyutlu bir saldırıyla karşı karşıyadır. Tüm bu saldırılara rağmen Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde, güvenlikten dış politikaya, ulaşımdan eğitime, her alanda yaptığımız büyük atılımlarla yolumuza, mücadelemize, hedeflerimize devam ediyoruz. Amacımıza, büyük ve güçlü Türkiye hedefine ulaşmak için yoğun bir gayret sarf ediyoruz. Böyle bir dönemde siyasiler kadar, yöneticiler kadar basın mensuplarının da hakikatin savunucusu olması büyük bir önem arz ediyor ve bu bizim en önemli sermayelerimizden biridir."
Bu bakımdan kameramanlara da çok önemli kilit görevler düştüğünü söyleyen Altun, hakikatleri kamuoyuna göstermenin kameramanların da ulvi birer görevi olduğunu belirtti.
'Neyi dışarıda bıraktığımızı da önemsemeliyiz'
İtalyan bir yönetmenin, "Kameramızı, bu en büyük ve en iyi anlatım aracını, bayağılıklar için kötülükler için kullanmaya hakkımız yok" sözlerini nakleden Altun, "Esas itibarıyla kadrajımıza neyi aldığımız, hangi mercekten baktığımız ne çektiğimiz ne gösterdiğimiz kadar esas itibarıyla neyi dışarıda bıraktığımızı da önemsemeliyiz" dedi.
Dünyanın Batı odaklı tek merkezden yönetildiği 200 yıllık dönemin geride bırakıldığını ifade eden Altun, şöyle devam etti:
"Bugün dünyada yükselen güçlerin olduğu çok farklı aktörlerin artık dünya siyasetinde, küresel siyasette söz sahibi olmaya çalıştığı bir dönemi yaşıyoruz. Tek kutuplu Batı egemenliğinin yaşandığı, Amerikan, dünya hegemonyasının evrensel insanlık durumu olarak kabul edildiği bir dünyada değiliz artık. Bu dünya yerine artık çok kutuplu, çok katmanlı ve esas itibarıyla da kaotik bir küresel ortamda yaşıyoruz ve bu ortamda ülkemiz, etkin bir bölgesel güç olarak hem bölgesine etki etmekte hem de uluslararası alanda, küresel alanda krizlere müdahil olmakta ve kendi sözünü söylemektedir.
Bu süreçte inanıyorum ki medya mensupları olarak ülkemizin bu haklı mücadelesinde rol almalı ve bu haklı mücadelesinin yılmaz savunucuları olmalıyız. Kameramızı nereye çevirirsek çevirelim bizim odağımız daima hakikat olmalıdır. Ne mutlu ki hakikatin gözü olarak sizler göstermenin sorumluluğunu hakkıyla yerine getiriyorsunuz ve yerine getirmeye de eminim devam edeceksiniz."