EKSEN

'ABD, hem Rusya'yı tehdit etmek hem de müttefiklerini hizada tutmak için gerilimi sürdürecek'

Prof. Doster'e göre ABD'nin Ukrayna krizini sıcak çatışmaya çevirecek gücü yok ama hem Rusya'yı tehdit etmek hem de müttefiklerini hizada tutmak için gerilimi sürdürecek. Almanya'nın Rusya-Çin'le gelişen ilişkilerine atıf yapan Doster, eskisi gibi ABD sözü dinlemeyeceğini söyledi. Doster masaya oturulduğunda Rusya'nın dediğinin olacağı görüşünde.
Sitede oku
Rusya Federasyonu'nun NATO'nun doğuya doğru genişlemesi karşısında hayati güvenlik çıkarlarını temin edecek hukuki bağlayıcılığı bulunan bir güvenlik garantileri anlaşması için yaptığı hamlenin yankıları sürüyor.
ABD ve NATO'ya iki ayrı taslak sunan Moskova, içerikleri de dünya kamuoyuna açıklarken, ocak ayında ABD'yle ilk görüşmelerin başlaması bekleniyor. Rusya'nın taslakları açıklamasını en kısa sürede görüşmelere başlanması çağrısı izlerken, muhatapları ağırdan alır görünümünde. Beyaz saray ocaktaki görüşmelere atıf yaparken, NATO-Rusya Konseyi'nin de devreye sokulması gündemde. ABD öncülüğündeki Batı, bir yandan da Moskova'ya benzersiz bir ekonomik savaş açma tehditleri savurmaya devam ediyor.
Avrupa güvenliğini derinden etkileyecek krizi Marmara Üniversitesi'nden Prof. Dr. Barış Doster ile konuştuk.

‘ABD'nin gereğini yapamayacağını düşünenlerdenim’

Prof. Barış Doster'e göre, ABD yönetimi elini yüksek tutmaya çalışsa da askeri tehditlerini hayata geçirecek gücü yok. Rusya'nın ne kadar ciddi olduğunu geçmişte de gösterdiğini anımsatan Doster, ABD'nin Ukrayna krizini hem Rusya'yı tehdit etmek hem de müttefiklerini hizada tutmak için kullandığını söyledi:
“ABD elini yüksek tutmaya çalışıyor. Bir taraftan Ukrayna’ya doğrudan bir kuvvet yollayamıyor, civardaki NATO ülkelerine askeri yığınak yapacağını söylüyor. Bir taraftan da Rusya’ya karşı askeri yaptırımları olur diyor. Geçtiğimiz yıllardaki deneyimlere baktığımızda ABD’nin bir nefer olarak bunu yapabilecek gücü yok. İkincisi, Rusya bu konulara ne kadar ciddi olduğunu hem 2008’de Gürcistan savaşıyla ortaya koydu hem 2014’te Ukrayna-Kırım meselesinde ortaya koydu. O yüzden ABD’nin hem Rusya’yı tehdit etmek için hem de müttefiklerini hizada tutmak için böyle yüksek güçte şeyler ortaya atacağını ama gereğini yapamayacağını düşünenlerdenim.”

‘Eski ABD-Almanya ilişkileri yok, Almanya sadece Rusya’yla değil Çin ile de ilişkileri geliştiriyor’

Doster, ABD-Almanya ilişkilerinin de artık Washington'ın bir kaş-göz işaretiyle Berlin'e istediğini yaptırabildiği türden olmadığı görüşünde. Almanya'nın Rusya'yla derin ilişkilerinin yanı sıra Çin'le gelişen ilişkilerine de atıf yapan Doster, "Asla sıcak çatışma olmaz. Masada oturulur ama bundan ABD istediğini elde edemez, öyle bir ihtimal yok. O anlamda Rusya’nın dediği olur" görüşünü dile getirdi:
“Rusya’nın en fazla Almanya ile yoğun, derin, tarihsel bir ilişkisi var. Almanya’nın Rusya’nın enerji kaynaklarına karşı çok yüksek bir bağımlılığı söz konusu. ABD bunu mümkün olduğunca koparmak istiyor. Suriye, Irak, İran, Afganistan ve Ukrayna-Kırım meselesi, NATO bütçesi meselesi, geçtiğimiz yıllarda liderlerin birbirlerinin istihbarat örgütleri tarafından dinlenmesi meselesine baktığımızda; bütün bunlar ABD’nin Almanya üzerinde eski nüfuzunun söz konusu olmadığını gösteriyor. Bir zamanlar olduğu gibi bir kaş göz işaretiyle Almanya’ya yapacağı bir işte, atacağı bir adımda geri adım attıran bir ABD-Almanya ilişkisi yok. Almanya’nın sadece Rusya ile değil Çin ile de ilişkileri gelişiyor. Almanya’nın İran’a daha ılıman, daha sempatik yaklaştığını da biliyoruz. Onun için önümüzdeki süreçte ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken’ın yüksek perdeden konuşmalarına rağmen Almanya'nın ABD’nin dediklerini yapma ihtimalinin çok düşük olduğunu düşünüyorum. Asla sıcak çatışma olmaz. Masada oturulur ama bundan ABD istediğini elde edemez, öyle bir ihtimal yok. O anlamda Rusya’nın dediği olur.”

‘Karadeniz’de belirleyici olan Türkiye’nin o konudaki dik duruşu olur’

Ukrayna krizinin Karadeniz'deki duruma yansıları eksik olmazken Prof. Doster’e göre, burada Türkiye'nin dik durması önemli ancak Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan hükümetinin Montrö Sözleşmesi konusundaki tutumu şüphe yaratıcı nitelikte:
“ABD'nin elinden Rus iş insanlarına, Rus diplomatlara engel çıkarmak, önüne kimi defacto handikaplar koymak dışında elinden bir şey gelmez. Çünkü nesnel olarak ABD gerilemekte olan bir kuvvet. Karadeniz'de de Türkiye’nin Montrö Sözleşmesi konusundaki esnekliklerinden ABD’ye karşı dik duramamasından dolayı beklemek pek gerçekçi olmaz. Karadeniz’de belirleyici olan ABD-Rusya geriliminden ziyade Türkiye’nin o konudaki dik duruşu olur. Arzumuz olması yönünde ama durup duramayacağını önümüzdeki süreçte göreceğiz. Ama gönlüm Montrö konusundaki duyarlılığın devamından yanadır.”
Yorum yaz