'Ekonomi konuşamaz hale geldik'
İşte aynı zamanda Makine İhracatçıları Birliği (MAİB) Yönetim Kurulu Üyesi de olan Ali Eren’in açıklamalarından satırbaşları:
“Siyasete girmeme lüksümüz kalmadı mecburen gireceğiz çünkü ekonomi tamamen siyasi olarak belirlenmeye başlayınca kendimizi otomatikman orada buluyoruz. Ekonomik kurallara göre atılan adımlar artık yok. Siyasi çıkar uğruna mesela, nassa göre.. Ekonomik kurtuluş savaşı var, bize ekonomik savaş açıldı dediğiniz zaman o siyasettir. Nass’a göre dediğiniz zaman o dindir. Ekonomiden bahsetmek için faiz konusuna girdiğiniz zaman ki, ekonominin en önemli parametrelerinden bir tanesi. Kuru direkt belirleyemediğimize göre... Sermaye hareketlerini de sınırlayamadığımıza ve kuru da dışarıdan belirleyemediğimize göre, üç önemli parametreden bir tanesini siz belirleyebilirsiniz ve ya kontrol etmeye çalışırsınız. O da dini sembol ve siyasi bir mevzu haline gelirse o zaman ben ekonomi konuşamaz hale geliyorum. O zaman benim hiç konuşmamam lazım. Tüsiad, Müsiad ve odaların da konuşmaması lazım ki, öyle olmuyor. Bundan korkmayacağız, korkulacak bir şey yok zaten kötü bir şey de söylemiyoruz. 'Sadece doğrusu yapılmıyor' demek istiyoruz ve doğrunun yapılmayacağı çok belli ve yapılmıyor. Bunu da söylemek bizim görevimiz.
Ekonomi-siyaset çekişmesinde siyaset kazanıyor
Ekonomi ve siyaset bir araya geldiği zaman mutlaka siyaset kazanıyor. Siyasi kariyer, akademik kariyerin şuanda üstüne geçmiş durumda. Siyasi bir kariyeri olmayan bir kimsenin fikrini dinlemek bizim için çok daha önemli bir hale geliyor. Hem siyasi hem ekonomik kariyer bir arada olduğu zaman siyasi kariyer üstün geliyor demek ki. Ekonomi dinlemek istiyorsan bağımsız bir ekonomistten dinlemek gerekiyor çünkü o kişi kitaba ve bilime yani Tüsiad’ın dediği gibi konuşur. Hiç denenmemiş ve neye bağlandığı da belli olmayan Nass’a bağlanıyor diğer tarafta dış düşmana bağlanıyor dolayısıyla neye bağlandığı belli olmuyor. Bu dışarıdan gelen bir atak değil bu insanların ve kurumların kendisini emniyette hissetmemesi nedeniyle talep yaratarak dövize olan talebi artırıp kurların yükselişine gidiyor. Bu insanlar bizim kendi insanımız, kendi halkımız. Dışarıdan gelen bir düşman değil."