Koç Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Ekonomi Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Kamil Yılmaz, asgari ücretin net 4 bin 253 lira olarak belirlenmesinin ekonomide yaratacağı etkiyi Radyo Sputnik’te Ali Çağatay’la Seyir Hali programında değerlendirdi.
Prof. Dr. Yılmaz, asgari ücrete yapılan artışla gerçek enflasyonun resmi olan rakamdan daha yüksek olduğunun anlaşıldığını “Asgari ücretin bu kadar artırılacağını beklemiyordum. Yüzde 40’lar civarında artırılacağını bekliyordum. Hükümetin işi pek şansa bırakmak istemediğini gösteriyor. Aynı şekilde memur maaşları ve emekli maaşları da artırılacak ya da iyileştirilmeler yapılacak. Enflasyon rakamını dikkate alırsak yıl sonunda yüzde 25 olacak. Bu rakamın gerçeği yansıtmadığını biliyoruz. Bundan dolayı yüzde 50 asgari ücret artışı bize birkaç şeyi söylüyor. Öncelikle hükümet ‘asgari ücretliyi enflasyona ezdirmeyeceğiz’ diyor. Enflasyon oldukça daha yüksek ki yüzde 50 zam yapma ihtiyacı duyuldu.” diye ifade etti.
‘Asgari ücret kararı ile bütçe üzerinde yüzde 15 bir artış var’
Prof. Dr. Yılmaz, asgari ücret kararının diğer harcamalarla birlikte bütçeye yaratacağı yükü “İkincisi aynı şekilde memur maaşlarına her aşamada yapıldığı zaman bunun getireceği birkaç sonuç var. Bütçe açısından ciddi sonuçları var. Sadece asgari ücretin vergi yükünü topladığınızda 100 milyarı bulması söz konusu, memur maaşları ve emekli maaşlarındaki iyileştirme bütün bunları ele aldığınızda oradan da bir 100 eklesek ciddi boyutta bütçe üzerinde yüzde 15 bir artış var. Zaten bütçe üzerinde yükler BOTAŞ’tan tutun TMO sübvansiyonları var. Kamu bankalarına yeni sermaye gerekiyor, sermayeye 30-40 eklerlerse 400 milyara kadar kredi yaratma olanağı olacak. Bunun hepsini yaratamayacaklar çünkü geçmişte yarattıkları kredilerden epey bir kayıpları var zaten” diye açıkladı.
‘Baskın seçimin Nisan-Haziran arasında olma ihtimalini çok yüksek görüyorum’
Baskın seçim olacağını söyleyen Prof. Dr. Yılmaz, bu seçimin Nisan-Haziran aralığında gerçekleşebileceğini “Türkiye’nin üzerine 2022 yılında çok ciddi bir yük binecek. Daha önceki konuşmamızda açıkça söylemiştim: Asgari ücrette güçlü bir artış gelirse bunun arkasından seçim geleceği kesin. Şimdi zamanını netleştirmek gerekecek. Çok baskın bir seçim yapılabilir. Ben bunun Nisan-Haziran arasında olma ihtimalini çok yüksek görüyorum. Eylül’e kadar bile kalabileceğini sanmıyorum çünkü piyasaların kaldıramayacağı bir durum söz konusu” diye öngördü.
‘İlk iki çeyrek, kredi genişlemesi dahilinde beklenenden güçlü gelebilir’
Prof. Dr. Yılmaz, ilk ve ikinci çeyrekte Türkiye ekonomisinin olası seyrini “Asgari ücretli için elbette olumlu bir gelişme, fiyatlar bu kadar artmışken birkaç ay nefes alma şansı olacak. Öte yandan talebi de destekleyecek bu artışlar. Canlılık yaratmak ihtimali ilk çeyrekte biraz artıyor. Yatırımlar iyice yavaşlayacak ama talepte belirsizlikten kaynaklanan daralma konusunda bir ölçüde etkisini azaltacak. İlk iki çeyrek kredi genişlemesi de dahilinde beklenenden daha güçlü gelebilir. Ama seçim bittiği gün yeni gelen hükümet hangisi ise bunun sonuçlarına katlanmak zorundadır: Rasyonel bir para politikasına geçmek. Aynı zamanda maliye politikasında bütçe üzerindeki yükü ne kadar taşıyabilir? Özellikle kamu borç stoğundaki artışın sonunda yüzde 40’dan 50’lere çıkması kaçınılmaz” diye aktardı.