GÖRÜŞ

Türk ve Ermeni uzmanlar iki ülkenin ilişkileri normalleştirme sürecine temkinli yaklaşıyor

Türkiye ve Ermenistan’ın ikili ilişkileri normalleştirme adına karşılıklı özel temsilci atama kararını değerlendiren Türk ve Ermeni uzmanlar sürecin sonunda belirsizlik olduğunu vurguluyor.
Sitede oku
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun TBMM Genel Kurulu'nda yaptığı “Yakında Ermenistan’la normalleşme adımları için karşılıklı Özel Temsilciler atayacağız” açıklamasına Erivan'dan da aynı yönde cevap geldi. Facebook hesabından açıklama yapan Ermeni Dışişleri Sözcüsü Vaan Unanyan, Ermenistan'ın önceden olduğu gibi şu anda da Türkiye'yle ilişkileri ön koşulsuz olarak düzeltme sürecine hazır olduğunu ve bu hususa hükümet programında da yer verildiğini belirtti. Unanyan, "Bu bağlamda Türkiye Dışişleri Bakanı'nın ilişkilerin düzeltilmesi için özel temsilci atanacağı açıklamasını olumlu buluyoruz ve Ermeni tarafının da diyalog için özel temsilci atayacağını teyit ediyoruz" ifadelerini kullandı.
Türkiye, Ermenistan'ın Dağlık Karabağ'da Azerbaycan'a karşı yenilgisiyle sonuçlanan savaşın hemen ardından Erivan ile ilişkilerin normalleşmesine hazır olduğu mesajlarını vermeye başlamıştı. Ermenistan Başbakanı Paşinyan da ülkesinde düzenlenen seçimleri kazanmasının ardından yaptığı açıklamalarda, Türkiye ile önkoşulsuz diyaloğa hazır olduğunu söylemişti.

Türkiye-Ermenistan ilişkilerinin geçmişi

Türkiye ile 1991’de bağımsızlık kazanan Ermenistan arasında ilişkileri soykırım iddiaları nedeniyle hep gergin geçti. İkili ilişkilerde ilk normalleştirme adımı, 2008 yılında ‘futbol diplomasisi’ adıyla başladı. Dönemin Türk Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile Ermenistan Cumhurbaşkanı Serj Sarkisyan milli takımlarının maçlarını izlemeye giderek uzlaşma adımları aradı. Bu sürecin devamında İsviçre’nin arabuluculuğunda 2009 yılında iki protokol imzalandı. Bu protokolde 1915 olayları hakkında tarih komisyonu kurulması da öngörülüyordu. Ermenistan bu konuda gereken adımları atmadı ve protokoller iki ülke meclisi tarafından onaylanmayarak havada kaldı. Ermenistan yönetimi, Türkiye ile imzalanan protokollerin Ermeni meclisinin onayından geri çekildiğini Şubat 2015’te ilan ederek futbol diplomasisini sonlandırdı.
Ermenistan ile Türkiye arasındaki kara sınır geçidi ise 1993 yılından bu yana kapalı kalmaya devam ediyor.
DÜNYA
Beyaz Saray, Türkiye-Ermenistan normalleşme sürecini memnuniyetle karşıladı

Azerbaycan ile Ermenistan da uzlaşmaya yakın

Türkiye ve Ermenistan arasında normalleşme mesajları gelirken Avrupa da önemli bir görüşmeye ev sahipliği yaptı. Avrupa Birliği (AB) Konseyi Başkanı Charles Michel, Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ve Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan ile Brüksel'de yaptığı üçlü görüşmeden sonra Aliyev ve Paşinyan'ın iki ülke arasında bağlantı sağlaması öngörülen demiryolu hatları konusunda mutabakata vardığını duyurdu.
Aynı zamanda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in önerisi ile gündeme gelen Güney Kafkasya'da 3+3 formatındaki bölgesel işbirliği platformu 10 Aralık’ta Moskova’da görüşmelere başladı.

‘Olumlu bir hava esiyor ama uygulamayı görmek gerekiyor’

Türk ve Ermeni uzmanlar, iki ülkenin başlattığı normalleşme sürecini Sputnik’e değerlendirdi. Emekli Büyükelçi Onur Öymen ve Ermenistan Ulusal Bilimler Akademisi Doğu Bilimleri Enstitüsü (NAN RA) Baş Araştırmacısı Ruben Safrastyan’ın bu süreç hakkında temkinli yaklaşımları var.
Emekli Büyükelçi Öymen,Türkiye’nin bu konuda ihtiyatlı hareket etmesi gerekiyor. Çünkü geçmişte Ermenistan ile çok tecrübemiz oldu” diyerek şunları söyledi:

Türkiye ne zaman böyle bir uzlaşma yaklaşımı sergilediyse karşılığını göremedik. Tam tersine geçmişte imzalanan protokoller konusunda anlaşıldı ki Türkiye’nin kastı başka Ermenistan’ın kastı başka… Biz geçmişteki meseleleri çözmek için tarihçiler komisyonu kurmayı kararlaştırmıştık fakat Ermeniler böyle anlamadıklarını ifade etti. Soykırım olup olmadığını tarihçilerin değerlendiremeyeceğini söylediler. Anayasa Mahkemeleri’ndeki çıkardıkları kararla da bu protokol havada kaldı, halen onaylanmadı. Bu süreçte Ermenistan’dan somut tavır görmedikçe ilerlememek, adım adım gitmek lazım. Doğru yolda adımlar atılırken karşı tarafın bunu başka amaçlarla değerlendirmeyeceğini görmek lazım. Koridor konusu hassas ve burada çok gecikme oldu. Şimdi olumlu bir hava esiyor ama uygulamayı görmek gerekiyor.

‘Ermenistan, dünyada Türkiye aleyhine faaliyetlerini sürdürecek mi?’

Öymen, “Bütün bunlar olurken Ermenistan, dünyada Türkiye aleyhine faaliyetlerini sürdürecek mi? Çeşitli ülkelerin meclislerinden soykırım kararı geçirilmesi için çalışacak mı? Amerikan Kongresi’nde Ermeni lobisini her vesileyle Türkiye aleyhine kullanmaya çalışacaklar mı?” sorularını sorarak değerlendirmesine şöyle devam etti:

Şu sıralar mesela Ermeniler, İngiliz parlamentosundan bir soykırım kararı geçirmeye çalışıyorlar. Türkiye’ye F-35 verilmemesi için Amerikan Kongresi’nde çok yoğun faaliyet gösterdiler halen de gösteriyorlar. Türkiye geçmişte de iyimserliğinin bedelini ödedi. Biz Cumhurbaşkanımızı gönderdik bir maç vesilesiyle jest olarak aynı sırada Erivan’da Yerablur mezarlığında Ermeni teröristler için anıt diktiler. Bu anıt halen duruyor. Bu anıt kaldırılmadan Türkiye, iyi niyetli yaklaşımlarla bu meseleleri nereye kadar götürebilir. Onun için bir güven duygusunun yerleşmesi gerekiyor. Bizim 40’tan fazla diplomatımızı öldüren Ermeni teröristlere, onlar kol kanat gerdi. Bunlardan bir tanesini yargılayıp cezalandırmadılar. Ermenistan’la ilişkilerde aşırı iyimserlikle yola çıktığınızda sonra sıkıntıya düşersiniz. Hiçbir şey yapılmasın demiyorum ancak yapılırken bunları düşünmek gerekiyor.

GÖRÜŞ
'Türkiye-Ermenistan normalleşmesi Rusya'nın arabulucuğu sayesinde mümkün oldu'

‘Türkiye, Ermenistan'a yönelik diplomatik baskı politikası uyguladı’

Ermenistan Ulusal Bilimler Akademisi Doğu Bilimleri Enstitüsü (NAN RA) Baş Araştırmacısı Ruben Safrastyan ise “Müzakere sürecinin geleceği benim için hala belirsiz. Zira Türkiye, Ermenistan'a yönelik politikasına bakıldığında son 30 yıldır Ermenistan ile eşitlik temelinde normal ilişkilerin kurulmasını savunmadı” diye başladığı değerlendirmesinde şunları kaydetti:

Aksine Türkiye, bu 30 yıl boyunca normal diplomatik ilişkilerin kurulması için Ermenistan’a önkoşullar ileri sürdü. Aslında Türkiye, Ermenistan'a yönelik diplomatik baskı politikası uyguladı. Bu, ikinci Dağlık Karabağ savaşının başlangıcına kadar devam etti, o zamansa Türkiye diplomatik baskı pozisyonuna değil, Dağlık Karabağ'a saldıran Azerbaycan'ın bir müttefiki pozisyonuna göre hareket etti. Türkiye, sadece Azerbaycan'a Ortadoğu'dan yüzlerce paralı asker ve modern silahlar tedarik ederek değil, aynı zamanda Azerbaycan'a Genelkurmay temsilcilerini, generallerini göndererek saldırgan eylemlere doğrudan katıldı. Türk subayları koordinasyon, yönetim vs. sağlayarak Azerbaycan Silahlı Kuvvetleri’nin bir parçası odu. Yani Türkiye, Azerbaycan'ın fiili bir müttefiki olarak hareket etti. Karabağ'daki savaş son bulduktan sonra Türkiye, Ermeni karşıtı söylemlerini azaltmadı. Bu söylemler bugün hala devam ediyor. Türkiye, Ermenistan'ın Dağlık Karabağ, bölgesel işbirliği, bölgesel güvenlik ve ulaşım hatlarının açılması konusundaki tutumunu, Azerbaycan ve Türkiye’nin lehine olacak şekilde değiştirmeye çalışıyor. Aslında Ankara hala Erivan'a baskı yapıyor.

‘Türkiye, Ermenistan'la ilişkilerin normalleşmesi için dört ön koşul ileri sürüyor’

“Türkiye'nin çeyrek asırdır diplomatik ilişkilerin kurulması için öne sürdüğü üç ön koşula bugün dördüncü bir bileşen daha, sözüm ona ‘Zengezur Koridoru’ eklendi” diye devam eden Safrastyan, şu ifadeleri kullandı:

Halbuki ne 9 Kasım 2020 tarihli üçlü ateşkes anlaşmasında, ne de 11 Ocak 2021 tarihli üçlü bildiride, bu koridor hakkında herhangi bir şey söylenmiyor. Azerbaycan inatla, Nahcivan'ı Ermenistan'ın Sünik eyaleti toprakları üzerinden Azerbaycan'ın ana kısmı ile bağlaması gereken ulaşım hatlarının sınır ötesiliğini öngören sözüm ona ‘Zengezur Koridoru’ konseptini öne sürüyor. Türkiye de aynı tutumu izliyor. Ve şimdi Türkiye, Ermenistan'la ilişkilerin normalleşmesi için dört ön koşul ileri sürüyor. Bu koşullarda Türk-Ermeni ilişkilerinin normalleşmesine yönelik müzakerelerin sonucunu oldukça sıkıntılı görüyorum. Fakat aynı zamanda en azından müzakerelerin başlayacağı gerçeği dahi memnuniyetle karşılanmalı. Göreceğiz. Fakat biz, Türkiye yönetiminin şu anda Ermenistan ile ilişkilerin normalleştirilmesi konusunu ele almaya ve Ermenistan'ı eşit egemen bir devlet olarak görmeye hazır olmadığını görüyoruz.

‘Bir parça umut var’

Ermeni uzman Safrastyan, “Başlıyormuş gibi görünen bu süreç Türkiye ile Ermenistan arasındaki sorunları çözmeye yönelik gerçek bir vizyon olmadan ilerleyecek olursa, bölgedeki genel güvenlik durumu ve ulaşım hatlarının açılması konuları üzerindeki etkisi sıfır düzeyinde olmasa da çok yetersiz olur. Tabii burada Ermenistan'ın, Türkiye ile Ermenistan arasında diplomatik ilişkilerin kurulmasında aracılık rolü üstlenmesi talebiyle Rusya'ya başvurduğu da göz önünde bulundurulmalı. Ben bunu daha 15-20 yıl önce savunmuştum, zira Rusya bizim stratejik müttefikimiz. Ve Rusya özellikle son yıllarda Türkiye ile Ermeni-Türk ilişkileri de dahil olmak üzere çok çeşitli konuları tartışma imkanına sahip. Bu nedenle bir parça umut var. Fakat Türkiye bizim için çok önemli olan ön koşullarda ısrar ettiği sürece bu sürecin geleceği belirsizliğini koruyacak” diye de ekledi.
Yorum yaz