Büyükelçi Yerhov, katıldığı NTV özel yayınında Donbass krizine ilişkin açıklamalarda bulundu. NATO'nun Karadeniz’de artırdığı askeri faaliyetlere değinen Yerhov, “Son zamanlarda Devlet Başkanı Vladimir Putin, kamuoyu önündeki konuşmalarında NATO’nun doğuya ilerleme ihtimalini ortadan kaldıracak, Rusya’nın güvenliğine yönelik garantiler alınması konusunu gündeme getiriyor” dedi.
NATO’nun 90’lı yıllarda da Rusya’ya çeşitli vaatlerde bulunduğuna vurgu yapan Rus Büyükelçi, “Bizim garantilere ihtiyacımız var. Başka bir ifadeyle, bize hukuki bağlayıcılığı olan taahhütler lazımdır. Bizi defalarca aldattılar. Özellikle 90’lı yıllarda bize pek çok vaatte bulundular, ancak NATO hep genişledi ve örgütün altyapısı sınırlarımıza sürekli olarak yaklaştı” ifadelerini kullandı.
“Bu altyapı, her şeyden önce askeri birlikler, askeri üsler olarak karşımıza çıktı, ki bunlar bizi tehdit eden silahlardır” diyerek ‘altyapı’ ifadesine açıklık getiren Yerhov, şöyle devam etti:
“Şimdi Polonya’da, Romanya’da ne gördüğümüze bakalım. MK 41 tipi evrensel füze kompleksleri ile donatılan füzesavar üsleri var. Peki MK 41 nasıl bir şey? Seyircileriniz için açıklama yapalım. Bu, bir çeşit konteyner ve bunun içinden bir füze fırlatabilirsiniz. Bu füzeler, hava savunma füzeleri, güdümlü uçaksavar füzeleri ve nükleer savaş başlığıyla donatılabilen Tomahawk tipi Kruz füzeleri de olabilir.”
‘NATO’nun Karadeniz’de askeri varlığını genişletmesi bizi tedirgin ediyor’
Yerhov, İttifak’ın Karadeniz’deki askeri varlığını artırmasına ilişkin, “Bizi çok tedirgin eden bir başka örneğe geçelim. Karadeniz bölgesinde, bizim ulusal sınırlarımızın yakınında NATO’nun askeri varlığını genişletmesi bizi tedirgin ediyor. Biz, bütün bu endişelerimizin nihayet göz önüne alınmasını istiyoruz. Devlet Başkanı Vladimir Putin ile Başkan Joe Biden arasındaki video konferans görüşmesinde tüm bu konuların kapsamlı ve etraflı bir şekilde istişare edileceği bir yapının kurulması konusunda anlaşmaya varılması çok sevindirici ve çok güzel bir gelişme. Bunun nasıl bir yapılacağını henüz bilmiyoruz, büyük ihtimalle en kısa zamanda belli olacaktır” açıklamasında bulundu.
‘Arabuluculuk terimi Donbass’taki duruma uygulanabilir gibi durmuyor’
Donbass’ta Ukrayna ile son dönemde tırmanan gerilime değinen Yerhov, Türkiye’nin bu konudaki arabuluculuk isteğine yönelik, “Türkiye’nin Donbass’ta gerilimin düşürülmesine katkıda bulunma isteği takdire şayandır ve minnettarız. Ancak mevcut durumun uluslararası hukuki boyutlarını çok iyi anlamak ve sınırlandırmak gerekiyor. Uluslararası hukuk açısından gerçekler göz önünde bulundurulduğunda, arabuluculuk terimi bu gergin bölgedeki duruma uygulanabilir gibi durmuyor. İyi ilişkisi olanlar, Ukrayna'yı anlaşmalara uymaya ikna etmeli Zira Rusya, doğrudan çatışmanın tarafı değildir. Gerilimin düşürülmesi, birilerinin yeniden bir yerlerde oturup çözümün şartları üzerinde mutabakat yapmaya başlamasına bağlı değil” ifadesini kullandı.
‘Minsk anlaşmaları imzalanarak çok uzun süre önce mutabakat sağlandı’
Ukrayna’nın Minsk anlaşmalarına riayet etmediğini hatırlatan Büyükelçi, “Bu arada çözümün şartları üzerinde, Minsk anlaşmaları imzalanarak çok uzun süre önce mutabakat sağlandı. Ukrayna tarafının bunları yerine getirmeyi uygun veya mümkün bulmadığının sebeplerini aramaktan ziyade, bu anlaşmaların şartlarını yerine getirmesi gerekiyor. Bu konuda farklı formatlar da mevcut. Ukrayna Temas Grubu, Normandiya formatı mesela. Yani, şu an önemli olan, hangi yeni şartların ileri sürülebileceğini konuşmaktan ziyade uzun süre önce üzerinde mutabakat sağlanan maddelerin yerine getirilmesidir” dedi.
‘İzlenmesi gereken yol, Ukrayna’ya silah tedarik etmek değil’
Rusya’nın hiçbir ülkeye saldırma niyetinin bulunmadığına işaret eden Yerhov, şu açıklamayı yaptı:
“Eğer birilerinin Ukrayna hükümetiyle iyi ilişkileri varsa, bu ilişkileri Kiev’i Minsk anlaşmalarını yerine getirmeye ikna etmek için kullanması harika olur. İzlenmesi gereken yol tam olarak bu. Ukrayna’ya insansız hava araçları dahil olmak üzere saldırı silahları tedarik etmek değil. Rusya’ya gelince Rusya hiç kimseye saldırmak niyetinde değil. Biz barış yanlısı insanlarız, saldırgan değiliz, fakat ülkenin güvenliğini ve vatandaşlarımızın güvenliğini sağlayacak kudrete sahibiz. Bunun için araçlarımız mevcut.”