Fiyat artışlarından sorumlu tutulan stokçuluk tartışmasının hukuki boyutunu Prof. Dr. Özlem Yenerer Çakmut, Radyo Sputnik’te Atilla Güner’le Akşam Postası’na anlattı.
Prof.Çakmut’un açıklamalarından satırbaşları:
“TCK’da ticarete karşı suçların olduğu bölüm altında 240. maddede mal veya hizmet satımınan kaçınma suçu şeklinde düzenmiş suç var. 765 sayılı TCK, 1926’da yapılmış dolayısıyla o kanunun içerisinde 401. madde var ve madde 1983’te değişikliğe uğramış. Bazı suç tipleri zamana ve şartlara göre biraz daha geride kalabiliyor.
Eski yasanın düzenlenmesinde yasa koyucu; gıda maddeleri ya da kamuya gerekli olan halkın beslenmesi için gereken et, ekmek, un, süt, tuz, şeker, yağ, peynir, zeytin vb. gıda maddeleri ile insanların ısınması, temizliği ya da aydınlanması için madde veya eşyaları, sağlığın korunması ya da tedavide kullanılan ilaçları kapsama almış. Ayrıca sanayide, ulaşımda, tarımda kullanılan, bakanlar kurulu tarafından fiyatları belirlenen, kamuda gerekli olan devlet tarafından ekonomik koşullar sebebiyle fiyatı belirlenmiş ürünler. Sadece bunların stokçuluğu değil dağıtımı, satımı, depolanması veya ticaretiyle uğraşanlar bakımından kazanç güden faaliyette bulunmayı önlemek için yapılmış. Cezası, 2-10 arası hapis cezası ve aynı zamanda da para cezası.
‘Otomobil acil ihtiyaç değil’
2005 yılında 240. maddede bir cümle halinde düzenleme görebiliyoruz. Madde, ‘belirli bir mal hizmeti satmaktan kaçınarak kamu için acil bir ihtiyacın çıkmasına neden olan kişi’ ifadesini içeriyor. Cezası, 6 ay ile 2 yıla kadar hapis cezası. Mesela otomobil acil değildir çünkü otomobil satın almadan da bir yere gidebilirsiniz. Mesela unun satışını engellerseniz, ekmek yapımını engellerseniz. Yani gıda anlamından insanların ihtiyacı olan, yaşaması için gerekli olan ve gerçekten ihtiyacını giderebilecek bir mal veya hizmeti yapmaktan kaçınırsanız, ilaç satmazsanız depolarsanız bu stokçuluktur çünkü acil ihtiyacı depoladınız. Böyle durumlarda cezalandırmak söz konusu.”