TÜRKİYE

Sabah yazarı Güngör: 'Banker Bilo' filmi yaşıyoruz, yağı da peyniri de stokluyorlar

Sabah yazarı Dilek Güngör, "‘Banker Bilo’ filmi yaşıyoruz. Yağı da peyniri de stokluyorlar. Toptancıların, fabrikaların önünde TIR’larla mallar Türk Cumhuriyetleri’ne gidiyor. Fiyatı daha da artırmak için iç piyasada ürünler tezgah altına alınıyor. Stok yapanın yanına kar kalmasın" dedi.
Sitede oku
Güngör bugünkü yazısında lke ekonomisinde her sıkıntıda stokçular ve karaborsacılar baş gösterdi. Bugünün de dünden farkı yok" diyerek yaşananları 'Banker Bülo' filmine benzetti.
Filmin yağ stokçuluğu sahnesine atıf yapan Güngör, "Bugün yaşadıklarımızı düşününce, ne farkı var Allah aşkına?" ifadelerini kullandı.
"Stokçuluk zihniyeti yıllardır maalesef değişmiyor" diyen Güngör, şunları yazdı:
"Şimdi markete gidin, bakın. Çoğunun rafında 5 litrelik yağ yok. Sorsan, "Toptancı malı sınırlı veriyor" diyor. Toptancıya gitsen "Fabrikadan gelmiyor" diyor. Fabrikanın kapısını çalsan "Ayçiçeği ithal ettiğimiz Ukrayna, Bulgaristan, Arjantin malı sınırlı veriyor" diyor. Anlayacağınız, herkes zeytinyağı gibi üste çıkıyor. Biraz inceleseniz tabloyu görürsünüz.
İstanbul Bayrampaşa'daki toptancıların önüne her akşam yabancı uyruklu TIR'lar yanaşıyor.
Türkmenistan, Gürcistan, Azerbaycan plakalı… Adam 3 TIR bulguru ya da yağı yolluyor Türk Cumhuriyetleri'ne… İç piyasaya satacağı fiyattan en az yüzde 15-20 daha fazlasına… Toplam kazancını düşünün… Bir de devlet cebine ihracat teşviki koyuyor.
Uğraşır mı iç piyasaya mal vermeye… Ne güzel memleket!"
Güngör, peynir için de aynı durumun yaşandığını belirterek, Osmanlı döneminde, İkinci Dünya Savaşı'nda, 1970'lerde ve 90'larda da benzer şeylerin yaşandığını anlatarak şu ifadeleri kullandı:
"Bunlar ilk değil...
Aslında tarih sayfalarını karıştırdığınızda hemen hemen her ekonomik sıkıntıda stokçular ve karaborsacıların hortladığını görürsünüz.
Osmanlı Dönemi'ni hatırlayın. Birinci Dünya Savaşı Sonrası… Savaş öncesi 1 liraya satılan potin Mayıs 1917'de 9 liraya, 60 paraya satılan basma 30 kuruşa, 4 kuruşa pazarlanan patiska 65 kuruşa fırlamıştı. O dönemde Men-i İhtikâr Heyetleri istifçilik yapanların mallarına el koyup, hem hapis hem de para cezası kesmişti.
1939-1945'te İkinci Dünya Savaşı bahanesiyle temel ihtiyaç maddeleri stoklanmıştı.
Fiyatlar artmış, hükümet 'karneli' önlem almıştı.
1970'lerden sonra stokçuluk yeniden hortlamıştı. Bakkalda ampul, çamaşır tozu, tuz, yağ yoktu. 12 Eylül darbesiyle birlikte birçok karaborsacı tutuklanıp, yargılanmıştı.
1990'lardaki ekonomik krizle tekrar ortaya çıkmışlardı. Yani ülke ekonomisinde her sıkıntıda stokçular ve karaborsacılar baş gösterdi. Bugünün de dünden farkı yok. Önemli olan bunların bir an önce tespit edilip, cezalandırılması…
Yoksa birileri köşeyi dönmeye, vatandaşın da canına okumaya devam eder…"
Yorum yaz