BBP Genel Başkanı Mustafa Destici, Meclis'te düzenlediği basın toplantısında, vefat eden, bilim dünyasının önde gelen isimlerinden Cumhurbaşkanlığı Kültür Sanat Büyük Ödülü sahibi Prof. Dr. Teoman Duralı'ya Allah'tan rahmet, ailesine ve yakınlarına başsağlığı diledi.
Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'ndeki Larnaka Büyük Camisi'ne çirkin bir saldırıda bulunulduğunu ifade eden Destici, "Onlarca yıldır Rumlar maalesef bu tür saldırıları gerçekleştiriyor, yöneticileri, yönetimleri de bunlara göz yumuyor ve sırtını sıvazlıyor. Bundan dolayı da bu saldırılar devam ediyor. Saldırıyı lanetliyorum." diye konuştu.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun, terör örgütü PKK'nın sözde Gap-Rıha eyalet sorumlusu "Rubar" kod adlı Ferhat Tunç'un Şanlıurfa'da düzenlenen operasyon sonucu ölü ele geçirildiği açıklamasına işaret eden Destici, "Kahramanlarımızı tebrik ediyorum. Kıymetli bakanımızın şahsında bütün İçişleri Bakanlığı ve Emniyet Genel Müdürlüğü personelimize, bütün polislerimize, güvenlik güçlerimize şükranlarımı sunuyorum. Ülkemizin terörle mücadelesi tüm hızıyla devam ediyor" değerlendirmesinde bulundu.
'Düşük kur, yüksek faiz ve elbette ki gün gelecek bir yerde zora girilecekti'
BBP Genel Başkanı Destici, Kovid-19 salgınının neredeyse bütün ülkelerin ekonomilerini olumsuz etkilediğini vurgulayarak, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Türkiye de elbette ki bundan kendi payına düşeni aldı. Çünkü biz gelişmekte olan ülkeler kategorisindeyiz. Dolayısıyla da kırılgan bir ekonomimiz var. Bu tür dış gelişmelerden ya da böyle salgın süreçlerinden daha ziyadesiyle etkileniyoruz. Ekonomimizin kırılgan olmasının ya da bu tür hadiselerle karşı karşıya kaldığımızda krizler yaşamamızın, enflasyonun artmasının, dövizin yükselmesinin sebebi ne? Baktığımız zaman yıllara sair, maalesef ekonomik politikalar, dış borçlanma, düşük kur, yüksek faiz politikasıyla yürütülmüş. Maalesef üretim, istihdam, yatırım bunlar birinci plana alınmamış. Tabiri caizse gün kurtarılmış. Ne kadar konuşursa konuşsun Ali Babacan, gerçekler ortada. Almışlar borcu, dünyada para bolken sıcak parayı getirmişler, borçlandırmışlar, borçlandırmışlar. Düşük kur, yüksek faiz ve elbette ki gün gelecek bir yerde zora girilecekti.
Şu anda hükümet, üretimi, istihdamı, yatırımı, düşük faizi önceleyen bir ekonomik politika uygulamaya başladı. Biz, bunu doğru buluyoruz, destekliyoruz. Elbette ki başlarda bunun sancıları, sıkıntıları oluyor, olacak ama inşallah işin sonunda milletimizin refah payı artacak, devletimiz ve insanımız bu ağır borç yükünden kurtulacak diye düşünüyoruz. Burada en büyük sıkıntıyı kim çekiyor? Dar, sabit gelirlilerimiz çekiyor. BBP olarak önceliğin bunlara verilmesini arzu ediyoruz."
'En az yüzde 36.20 olmalıdır ki burada adalet sağlanmış olsun'
Maktu olarak devletin tahsil ettiği vergi ve harç miktarlarının, her yıl değerlendirme oranında arttırıldığına işaret eden Destici, "Bu sene bu artış oranı yüzde 36.20 olarak gerçekleşti. Halbuki TÜFE 21.4. Siz, memurunuza, işçinize TÜFE oranında vereceksiniz ama maktu olarak tahsil ettiğiniz vergileri yüzde 36.20 oranında artıracaksınız. Bunu adil bulmuyoruz ve buradaki adaletsizliğin ortadan kaldırılmasını bekliyoruz. Dün Çalışma Bakanlığımız tüm kamu çalışanları için bir refah payı düzenlemesi yapılacağını açıkladı. Bizim bu refah payı düzenlememizdeki ölçümüz işte bu maktu olarak tahsil edilen vergilerdeki oran olmalıdır. Yani en az yüzde 36.20 olmalıdır ki burada adalet sağlanmış olsun" ifadelerini kullandı.
Devletin maktu olarak aldığı vergilerin, her yıl yeniden değerlendirme oranında artırılırken, gelir vergisi dilimlerinde ya hiç artış olmadığını ya da daha küçük oranlarda artış yapıldığını vurgulayan Destici, "Bu durum özellikle düşük ücretlilerin yıl içerisinde düşük tutulan oranlar sayesinde bir üst dilime çıkarak daha fazla vergi kesintisi ile karşı karşıya kalmasına sebep oluyor" dedi.
Hazine yardımı alan beş siyasi partiyi, bu yardımları Hazine'ye bırakmaya davet eden Destici, "Biz nasıl kendi üyelerimizin, yöneticilerimizin aidatlarıyla siyaset yapıyorsak hodri meydan siz de yapın. Hem böylesi daha adil olur diye düşünüyorum" görüşünü dile getirdi.
'İstem dışı olduğunu düşünüyorum'
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun, asgari ücretle ilgili rakam telaffuz ettiğini duymadığını belirten Destici, "Niye söylemiyor diye düşünüyorum, iki sebebi olabilir. Birincisi, işverenleri ürkütmek istemiyordur. İş dünyasını, TÜSİAD'ı özellikle üzmek istemiyordur. İkincisi de daha önceki sol iktidarlardaki asgari ücretin ne olduğunu belki de hesap uzmanı olduğu için iyi biliyordur. Ben daha önce en az 4 bin lira olması gerektiğini söyledim fakat bu dövizdeki dalgalanma, hayat pahalılığından sonra 4 bin 500 lirayı telaffuz ettim. Yine aynı telaffuz ettiğim noktadayım" değerlendirmesinde bulundu.
Kılıçdaroğlu'nun, TBMM Genel Kurulunda dünkü bütçe görüşmeleri sırasında yaptığı el hareketinin sorulması üzerine Destici, "Sayın Kılıçdaroğlu, tecrübeli bir genel başkan ama acemi şoförler gibi heyecan yaptı ve tabiri caizse duvara ya da direğe tosladı. Art niyetli olmadığını, istem dışı olduğunu düşünüyorum. Yorumu da kamuoyuna ve halkımıza bırakıyorum" yanıtını verdi.