Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Hayvancılık Meclisi Başkanı Mehmet Şahbaz, Bloomberg HT'de yayınlanan Akıllı Tarım programına konuk oldu.
Sektörün mevcut durumuna ilişkin önemli açıklamalar ve uyarılarda bulunan Şahbaz, besi çiftliklerinin artan maliyetler ve düşük karkas et fiyatları arasında sıkıştığını ve neredeyse iki yılı bulan uzun bir süredir zarar ettiğini ifade etti.
'Şu an besi çiftlikleri ortalama yüzde 25-30 kapasite ile çalışıyor'
Şahbaz, ahırlarda hayvan sayısının hızla azaldığı uyarısında bulunarak, "Türkiye'de şu an besi çiftlikleri ortalama yüzde 25-30 kapasite ile çalışıyor. İşletmeler gitgide küçülüyor. Bu işten çıkanları yeniden sektöre döndüremezsiniz" uyarısında bulunuyor.
'Kırmızı et tarafında arz sıkıntısı yaşanabilir'
Mevcut şartlar düzelmediği takdirde önümüzdeki dönemde kırmızı et tarafında arz sıkıntısı yaşanabileceğini ifade eden Şahbaz, bunun maliyetinin tüm Türkiye'ye çok yüksek olacağını dile getiriyor.
Mehmet Şahbaz, programda sektöre dair şu tespitlerde bulundu:
"Son 1 yılda yem maliyetlerimiz yüzde 100’ün üzerinde arttı. Aynı dönemde kırmızı et fiyatları yüzde 27 arttı. Her şeyin yüzde 100 arttığı bir ortamda kırmızı etin fiyatı nasıl sadece yüzde 27 artıyor? Çünkü üreticiler zarar ediyor ve bu duruma dayanamayarak birer birer sektörden çıkıyorlar. Bu sektör böyle devam ederse yakında Türkiye’ye ithal besiciler gelir. Besicilik sektörü çok zor durumda. İki yıldır sektör zarar ediyor. Zararına kim çalışır? Karkas et maliyetimiz 65 TL iken satış fiyatımız 55 TL civarında. Türkiye’de besi çiftliklerinin kapasitesi her geçen gün düşüyor, işletmelerde doluluk oranı yüzde 30 civarında..."
Adana'da 30 bin kapasiteli besi işletmesine sahip olan Mehmet Şahbaz, Şubat ayında işletmesinde 16 bin baş hayvanı bulunduğunu söylemişti. Aradan geçen 9 ay sonra işletmesindeki hayvan sayısını sorduğumda 30 Kasım itibariyle sayının 9 bine düştüğünü söyledi.
'Sattığımız malın yerine yeni mal koymuyoruz.'
Şahbaz, "Sattığımız malın yerine yeni mal koymuyoruz. 9 binden de şiddetle çıkmaya çalışıyorum. En azından bir tane yetkili gelip de ‘Senin 30 bin büyükbaş hayvanlık kapasiten var. Sen 9 bine niye düştün?’ diye sormuyor ki…" dedi.
Et ve Süt Kurumu'nun (ESK) işlevsiz durumda olduğunu ve regülatör görevini yerine getirmediğini savunan Şahbaz, "ESK, bana göre Türkiye’de çok yanlış işleyen bir kurum. Bizim karkas eti 65-67 TL’ye mal ettiğimiz bir ortamda ESK bizden alacağı hayvanları 42 TL’ye kesmek istiyor" yorumunda bulundu.
Şahbaz, mevcut şartlar yüzünden kırsaldaki dengelerin de bozulduğundan söyledi.
Artık köylerde hayvancılığın bitme noktasına geldiğinin altını çizen Şahbaz, "Eskiden köylerde her evde 10-20 tane inek olurdu, dana olurdu, koyun olurdu. Artık maalesef köydeki insanlar da etini, sütünü, yumurtasını marketlerden alıyor. Köylerde hayvancılık bitti, köyler hızla boşalıyor. Besicilik sektörünün umudu kalmadı. Üretici, 'satayım, kurtulayım' anlayışıyla hareket ediyor. En büyük tehlike bu… Zaten 20-30 ya da 50 hayvan besleyenler bu işten çıktı şimdi büyükler de çıkıyor" dedi.
Tarım sektöründe işten çıkarmaların da çoğaldığını ifade eden Şahbaz, "Çünkü ahırlarda hayvan yok. Hayvan olmayınca, insan da olmuyor. İşletme sahipleri kapasiteleri düştüğü için işçileri de çıkarmak zorunda kalıyor" derken kendisinin de mecburen 9 çalışanını işten çıkarmak zorunda kaldığını söyledi.
'Hayvancılık sektörü zor bir süreçten geçiyor'
Tarım Bakanlığının sektöre yönelik yaklaşımını da merak edip soruyoruz Mehmet Şahbaz'a ve şu yanıtı alıyoruz:
"Bakanlık şunu söylüyor... 'Değerlendiriyoruz, sorunlarınızı biliyoruz..." Ya değerlendirecekseniz artık değerlendirin… Değerlendireceğiz diyerek bu işler olmuyor.. Bunun bir maliyeti var, Amerika’yı yeniden keşfetmeye gerek yok. Bunun bir girdisi var, bir çıktısı var, sonuçta maliyetler ortada."
Hayvancılık sektörü zor bir süreçten geçiyor.
Maliyet ve satış fiyatları arasındaki dengesizliğe bir de piyasalardaki istikrarsızlık eklenince onarılması zor tahribatlar yaratıyor sektörde.
Şimdi merak edilen iki seçenekli soru şu: Mevcut durum sadece izlenecek ve sektör kaderine mi terkedilecek yoksa müdahale edilerek hem üretici hem de tüketiciyi koruyacak hamleler mi atılacak?
İlk seçeneğin faturasının sadece sektöre çıkmayacağını belirterek noktayı koyalım.