Erdoğan: Stokçulara bu ülkeyi mezar edeceğiz
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda konuştu. Erdoğan "Yüksek faizden ne kadar rahatsız olduğumu cümle alem bilir" dedi.
Sitede okuCumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda konuştu ve birilerinin içeriden, birilerinin dışarıdan Türkiye'yi böyle bir duruma sokmak için çalıştığını ifade etti.
Erdoğan, "Stokçulara evelallah bu ülkeyi biz mezar edeceğiz. Stokçuluk bizim dinimizde haramdır, bunu yapamazsınız. Yapanlar varsa, bunun bedelini ödeyecekler. Osmanlı bunun bedelini çok ağır ödetti, biz de ödeteceğiz" dedi.
Erdoğan, ilgili bakanlıkların da stokçuların üzerine gideceğini söyledi.
'Hiçbir zaman faizci olmadım'
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun, "Siz faizleri indirdiniz de CHP olarak biz engel mi olduk. Meclis'e getir bir kanun, kanun teklifi ver, 'faizler yüzde 1'i geçemez' de vallahi destekleriz, billahi destekleriz" açıklamasının da yer aldığı faizle ilgili konuşmasını sinevizyondan izleten Erdoğan, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Bunlar işte böyle. Dün başka söyler bugün başka söyler, yarın daha başka söyler. Üstelik bunu da hiç utanmadan, hiç yüzleri kızarmadan, kendilerinden gayet emin bir tavırla yaparlar. Bunlar aslında zaten faizci, bundan şüphe var mı? Utanmadan sıkılmadan, bir taraftan işte yüzde 1'e indirin, yemin de ediyor. Zaten sizin yemininiz makbul değil. İstediğiniz kadar yemin edin. Burada Tayyip Erdoğan dün ne dediyse bugün de aynısını söyler ve yüksek faizden ne kadar rahatsız olduğumu cümle alem bilir. Hiçbir zaman faizci olmadım, bugün de değilim, yarın da olmayacağım. Ama siz mandacı tayfasınız. Siz, son dönemde döviz kuru ve fiyat artışı üzerinden yürüyen tartışmalarda da aynısını yaptınız, yapıyorsunuz. İstiyorlar ki ülke batsın, bitsin, mahvolsun. Kendileri de hiçbir şey yapmadan gelip iktidara otursun. İstiyorlar ki bunca yıllık emek heba olsun ve Türkiye 'vur eline al ekmeğini' günlerine geri dönsün. İstiyorlar ki bu millet kendi aklını bir kenara bıraksın, başkalarının aklıyla, hesabıyla, çıkarıyla hareket etmeyi sürdürsün. İstiyorlar ki bu ülke tarihinin en kritik mücadelesini kaybetsin, tüm demokrasi, hak, özgürlük ve kalkınma iddialarından vazgeçsin. Bu listeyi alabildiğine uzatmak mümkün. Biz bu kifayetsiz muhterislere her zamanki gibi 'çok beklersiniz' diyoruz."
'Bu yoldan da geri dönmeyeceğiz'
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, gözü de kalbi de dışarıya bakan mankurtlara "hadi oradan" dediklerini belirterek, şunları kaydetti:
"Biz, bırakınız bu topraklardaki varlığımızı, yer kürede nefes almamıza tahammülü olmayan yeminli düşmanlarımıza 'La galibe illallah' diyoruz. Biz, büyük ve güçlü Türkiye'nin inşasını engellemek için her yola, her yönteme başvuranlara 'kazanamayacaksınız' diyoruz. Dün vesayete, terör örgütlerine, darbecilere, küresel siyaset ve para baronlarına karşı hangi mücadeleyi verdiysek bugün de faiz lobisine, üretim ve istihdam düşmanlarına karşı aynı mücadeleyi veriyoruz. Bugüne kadar girdiğimiz hiçbir yoldan nasıl geri dönmediysek inşallah bu yoldan da geri dönmeyeceğiz."
'Fahiş fiyat artışlarının çoğunun mantıklı bir izahının bulunmadığını da görüyoruz'
Erdoğan, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, milletin döviz kurundaki yükseliş ve fiyatlardaki artış gibi hususların yol açtığı belirsizlikler karşısında yaşadığı samimi endişeyi anladıklarını söyledi.
Erdoğan, gelişmelerin önemli bir kısmının, küresel dalgalanmadan kaynaklı olduğunu vurgulayarak, "Çarşı pazardaki kimi ürünlerde yaşanan fahiş fiyat artışlarının çoğunun mantıklı bir izahının bulunmadığını da görüyoruz. Hepsi de birbirini tetikleyen bu zincirleme fiyat artışlarının zehirlediği iklimin bir an önce temizlenmesi gerektiğini biliyoruz. Bu tablo, küresel ekonomideki krizle, ülkemiz ekonomisindeki değişimin birlikte gerçekleştiği bir dönemden geçiyor olmamızdan kaynaklanıyor. Biliyorsunuz Türkiye, pek çok gelişmekte olan ülkenin yerinde saymasına yol açan yüksek faiz üzerine kurulu para politikasını artık terk etti" ifadesini kullandı.
Bunun yerine yatırım, istihdam, üretim ve ihracatı esas alan bir büyüme stratejisine geçildiğini anımsatan Erdoğan, "Salgın döneminde Çin ile Avrupa arasındaki en önemli üretim merkezi olan ülkemizin nerede ise dünyada büyümesini sürdüren yegane ekonomi haline gelmesini, işte bu değişime borçluyuz" diye konuştu.
'G20 içinde ilk sırada yer alıyoruz'
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu yılın üçüncü çeyrek büyümesinin yüzde 7.4 olarak açıklandığına işaret ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu büyüme oranıyla, G20 içinde ilk sırada yer alıyoruz. Milli gelirimize gelince bir önceki yılın aynı dönemine göre, yüzde 7.8 arttı. Üçüncü çeyrekte mal ve hizmet ihracatındaki artışın yüzde 25.6'yı, ithalattaki gerilemenin de yüzde 8.3'ü bulması çok önemlidir. Bu yıl elde ettiğimiz büyümenin önemli bir bölümü ihracat kaynaklıdır. Yıllık 216 milyar doları bulan ihracatımızın, ithalatı karşılama oranı yüzde 83'ü geride bırakan Türkiye, hedeflerine doğru kararlılıkla ilerlemektedir. Ülkemizin ihracatı sadece rakam olarak büyümüyor. Yapısal olarak da yüzde 95'i imalat sanayi ürünlerinden oluşan güçlü bir konuma yükseliyor. Öyle ki üretimimizi bir yılda neredeyse iki katına çıkartabilecek sağlamlıkta ve esneklikte bir altyapıya sahibiz. Ülkemizin 81 ilinin tamamına yayılan organize sanayi bölgeleriyle, fabrikalarıyla, tesislerle çalışıyor, üretiyoruz. İnşallah 2021 yılını çift haneli büyümeyle kapatacak bir yere doğru gidiyoruz. Şayet eskiden olduğu gibi yüksek faiz sisteminde devam etseydik, muhtemelen bu büyüme rakamlarını göremeyecektik. Aynı şekilde, belki bugün için yaşadığımız sıkıntıların bir kısmı da olmayacaktı. Emin olun böyle bir durumda Türkiye, önümüzdeki onlarca yıl boyunca bir daha gelişmiş ülkeler ligine çıkma fırsatını da yakalayamayacaktı. Bu değişimi ya şimdi yapacaktık ya da en az bir neslin daha hayallerinden, hedeflerinden uzak kalmasına rıza gösterecektik. Belki siyaseten en riskli, fakat ülkemiz ve milletimiz için en doğru planı biz yaptık, yapıyoruz."
'Faiz zengini daha zengin, fakiri daha fakir yapan melanettir'
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Faizleri artırarak paradan para kazanan tufeylileri sevindirmek yerine, faizi düşürerek yatırımı ve üretimi kolaylaştırıyoruz. Zira faiz zengini daha zengin, fakiri daha fakir yapan bir melanettir. Çıksın birisi, 'Siz faizleri düşürerek, üretimi ve istihdamı artırarak yanlış yapıyorsunuz' desin. Yine çıksın birisi 'Yüksek faiz ve düşük kur istihdamı artırır siz yanlış yapıyorsunuz' desin. Diyemez, çünkü doğrusu bizim yaptığımızdır. Eğer biz yanlış yolda ilerliyor olsaydık, başkaları üretim ve istihdam güçlerini daha fazla artırarak önümüzü keserdi" değerlendirmesinde bulundu.
Tüm sektörlerde, yeni yatırımlarla ve yeni makinelerle, yeni istihdamlarla kesintisiz bir kapasite büyütme yarışında olduklarını belirten Erdoğan, "Biz ülkemizi, fırsatını bulduğunda hemen kaçıp gidecek sıcak paranın cenneti haline dönüştürmek yerine kalıcı kazanımlarla sonuçlanacak yatırımlara kavuşturmanın mücadelesini veriyoruz. Kötünün daha kötüye yol açacağını, dünyadaki pek çok örnekleri ile gördüğümüz ve bir dönem kendimiz de yaşadığımız için daha zor da olsa, iyiden doğacak daha iyilerin yolunu açıyoruz" görüşünü paylaştı.
'Kur dediğin bugün artar, yarın düşer'
Erdoğan, ülkenin kaynaklarını, yüksek faizle başlayan ve enflasyonla sonuçlanan bir kısır döngü içinde örselenmesinin yerine reel sektöre yönelmesini sağlamaya çalıştıklarına dikkati çekerek, şöyle devam etti:
"Düşük faizle bu kısır döngüden kurtardığımız para, yakında sağlanacak kurdaki ve fiyat artışlarındaki denge ile beraber tümüyle yatırıma, inşallah istihdama ve üretime akacaktır. Artık faiz oranını şu veya bu dayatmaya göre değil, tüm gelişmiş ülkelerin yaptığı gibi ülkemizin ihtiyacına göre belirleyeceğiz. Düşük kurla ülkemizi ithalat cenneti haline dönüştürmek isteyenlere geçit vermeyeceğiz. Asıl zenginliğin, paranın kur değeri ile değil, ülkenin üretim gücüyle, milletin iş ve aş sahibi olmasıyla, geleceğine güvenle bakmasıyla olduğunu biliyor ve bu şekilde hareket ediyoruz. Faiz düştüğünde paradan para kazanan dışında, kimsenin kaybı olmaz. Kur dediğin bugün artar, yarın düşer, enflasyon dediğin bugün artar, yarın düşer. Ama üretimde ve istihdamda sağladığımız her artış, kalıcı bir kazançtır. Güvenlikte olduğu gibi ekonomide de 'Dünya 5'ten büyüktür' diyoruz. Çıktığımız bu yolun kendimizle birlikte tüm dostlarımızın ve tüm insanlığın da hayrına olduğuna yürekten inanıyoruz. Hak olan davada da zafer muhakkaktır."
'Riyakarlıkları, paçalarından akıyor'
Kurdaki ve fiyatlardaki yükselişin makul sınırları aşan kısımlarının, yeni ekonomi politikasının sonucu değil, tam tersine o politikayı engelleme girişimlerinin neticesi olduğunu vurgulayan Erdoğan, "Birileri dünyadaki tüm gelişmeleri gözlerden kaçırarak, ısrarla bu denklemi tersinden kurmaya çalışıyor. Dünyanın her yerinde değişen, çeşitlenen, yeni araçla zenginleşen ekonomi politikalarına güzellemeler dizip de ülkemizi 74 yıllık köhne IMF reçetelerine mahkum etmek isteyenlerin riyakarlıkları, paçalarından akıyor. Ey Bay Kemal, siz otel odalarında IMF ile kulis atanlar değil misiniz?" sözlerini sarf etti.
Bugün tüm büyük ekonomilerin, faizleri en alt seviyede tutarken, enflasyonda ciddi yükselişlerle karşı karşıya olduğuna işaret eden Erdoğan, şunları kaydetti:
"Almanya'dan, İspanya'ya, Belçika'dan İtalya ve Fransa'ya kadar tüm Avrupa ülkelerinde geçen yıl sıfır veya eksi olan enflasyon, bu yıl yüzde 4-5'leri ve yüzde 6'ları geride bıraktı. Daha yukarılara doğru gidiyor. Üstelik bu rakamlar tüketici fiyatlarını ifade ediyor. Üretici fiyatları enflasyonunda yüzde 20'li yüzde 30'lu rakamlar söz konusudur. Amerika'dan Japonya'ya kadar pek çok yerde kendi ekonomik dengelerine göre fevkalade yüksek enflasyon gerçeği vardır. Türkiye gibi tarihi olarak, yüksek enflasyona şerbetli bir ülkede, yüzde 20 düzeyi kısa sürede çözülebilir bir sorunu ifade ediyor. Buna karşılık Avrupa'da, diğer gelişmiş ülkelerde yüzde 4'ler, yüzde 5'ler, hele hele üretici fiyatlarındaki yüzde 20'ler, yüzde 30'lar, büyük bir felaketin işaretidir."
'Kalıcı bir ekonomik değişimi hayata geçirmenin mücadelesini veriyoruz'
Sadece enflasyona bakarak Türk ekonomisini okumanın haksızlık olacağını dile getiren Erdoğan, "Biz çok daha köklü, çok daha kalıcı bir ekonomik değişimi hayata geçirmenin mücadelesini veriyoruz. Biz çok daha tutarlı ve dengeli bir iktisat politikası ile ülkemizi hedeflerine ulaştırmaya çalıştığımızda sanki kıyamet kopmuş gibi ortalığı ayağa kaldırıyorlar. Türkiye'nin ekonomik çıkarları yerine küresel faiz lobilerinin çıkarlarını savunarak milli olunmaz, ulusalcı olunmaz, yerli olunmaz, demokrat olunmaz, liberal olunmaz, vicdanlı ve ahlaklı hiç olunmaz" değerlendirmesinde bulundu. Türkiye'yi her alanda olduğu gibi ekonomide de milli duruşla önde gelen küresel bir güç haline getirmekte kararlı olduklarını vurgulayan Erdoğan, "Biz bu mücadeleyi verirken yüksek kurdan döviz alıp daha da yükselmesini bekleyenlerin, etiketlerine fahiş fiyatlar koyup, haksız kazanç peşinde koşanların, malını 2 kat, 3 kat fazlasına satmaya çalışanların sonu açık konuşuyorum hüsran olacaktır" diye konuştu.
'Döviz alırken sükunetten, sağduyudan ayrılmayın'
Vatandaşlara, "Döviz alırken de fiyat belirlerken de alışveriş yaparken de lütfen sükunetten, sağduyudan ayrılmayın. Kısa vadeli ve paniğe dayalı adımlar atmak yerine uzun vadeli düşünmeyi hareket etmeyi tercih edin" çağrısında bulunan Erdoğan, daha çok üretecek, daha çok kazanacak, kazandığı milletin tamamına fayda sağlayacak, refahı arttıracak bir ekonomik yapı inşa etmeyi amaçladıklarını bildirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Hala yüksek faiz dayatmasında bulunanlar, hele hele kur manipülasyonu ve fahiş fiyat üzerinden kendi ülkesini, kendi halkını soymanın peşinde koşanlar evlatlarının geleceğine kastettiklerini bilmelidirler. Buradan açıkça bir kez daha ifade ediyorum; ülkemizi yıllarca içinde çırpındığı kısır ekonomi döngüsüne tekrar mahkum edecek geri adımlar asla atılmayacaktır. Türkiye, siyasi ve ekonomik istikbalini bir daha asla CHP gibi, IMF ve benzeri küresel ekonomik vesayet kurumlarının reçetelerine teslim etmeyecektir. Yüksek faiz ve düşük kur üzerine kurulu sömürü düzeni ülkemize tekrar dönemeyecektir. Bu ülkenin her kuruş varlığı da dışarıdan gelen her para da üretime aktarılmak suretiyle istihdam artırılacak, cari fazla ile elde edilen kaynaklarla büyüme desteklenecektir."
Anton Çehov vurgusu
Edebiyatçı Anton Çehov'un "Bizi çalışmak kurtarır" sözünü anımsatan Erdoğan, "Evet hep birlikte çalışacağız, daha çok çalışacağız. Üreteceğiz, daha çok üreteceğiz. Güçleneceğiz, çok güçleneceğiz. Büyüyeceğiz, daha çok büyüyeceğiz. İnşallah bu yıl sonu itibarıyla onların üzerine çıkacağız. İşimize, aşımıza kimseyi müdahale ettirmeyeceğiz. Böylece kendimiz, dostlarımız ve tüm insanlık için aydınlık bir geleceği beraberce inşa edeceğiz" dedi.
'Petrolden üretilen akaryakıtı en ucuza kullanıcılara veren ülke biziz'
Salgın döneminde toplumun her kesimine verilen desteklerle sancılı sürecin en az sıkıntı ile atılmasını sağladıklarını vurgulayan Erdoğan, şunları kaydetti:
"Dünyada enerji fiyatlarının tarihin en yüksek seviyesine ulaştığı bir dönemde biz hanelerde kullanılan doğal gazı 4'te 1, elektriği yarı fiyatına insanlarımıza sunuyoruz. Billboardları asmışlar. Bunlarda utanmak yok. Bunlar terbiyeden maalesef muaf. Ne diyorlar? 'Zam, zam zam.' Utanın ya, utanın. Şu anda Avrupa'da doğal gaz fiyatlarına bakın, enerji fiyatlarına bakın, bizdeki fiyatlara bak. Petrolden üretilen akaryakıtı Avrupa dahil bölgemizde en ucuza kullanıcılara veren ülke biziz. Hangi yüzle kalkıp da 'zam, zam, zam' diye billboardlara asabiliyorsun. Utanma yok, haya yok. Haya olmazsa, ar, edep olmazsa her türlü şeyi yazarsın, çizersin, söylersin."
İki yeni destek paketi müjdesi
Dün katıldığı bir televizyon programında ilk kez açıkladığı iki destek paketini hatırlatan Erdoğan, şu bilgileri verdi:
"İlki; küçük ve orta ölçekli işletmelerimize yönelik hazırladığımız ilave istihdama destek paketidir. Bu paketle 50 kişinin altında çalışanı olan firmalarımıza istihdama kattıkları her yeni kişi için 100 bin liraya kadar Kredi Garanti Fonu kefaletiyle krediye erişim imkanı sağlıyoruz. İŞKUR aracılığıyla bu paketten faydalanmak isteyen işletmelerimizin SGK işçi ve işveren payları 12 ayın sonunda kredi faizlerinden düşülecek. Böylece yeni istihdam yapacak işletmelerimize faizsiz kredi imkanı sunmuş olacağız. Amacımız, kısa sürede 11 bin firmamızın toplam tutarı 10 milyar lirayı bulan bu krediden faydalanmasını sağlayarak, 50 bin yeni istihdamın önünü açmaktır. İkinci müjdemiz; imalata dayalı ithal ikamesi destek paketidir. Bu paketle de uzun vadeli kredi imkanı oluşturarak üretime ve ihracata öncelik veren yatırımları destekliyoruz. Özellikle üçüncü, dördüncü, beşinci ve altıncı teşvik bölgelerinde yer alan 58 ilimiz ile ilçelerinde yatırım yaparak istihdam oluşturacak girişimcilerimize 7 puana kadar faiz desteği veriyoruz. Toplam tutarı 10 milyar lirayı bulan bu destekten Hamle Programı kapsamında diğer illerimiz de faydalanabilecek."
'Özel sektörümüzü desteklerle teşvik edeceğiz'
Erdoğan, teknoloji odaklı sanayi hamlesi programıyla Türkiye'de üretilmesi gereken ürünleri ve geliştirilmesi gereken yenilikçi teknolojileri kamuoyuna ilan ettiklerini anlatarak, "Bu listede yer alan 919 orta ve yüksek teknolojili ürünün ithalatı için yılda 60 milyar dolar para harcıyoruz. Her ne kadar orta, düşük ve düşük teknolojide cari fazla veriyor olsak da bu sorunu çözmeden hedeflerimize ulaşamayacağımız açıktır" görüşünü paylaştı.
Savunma sanayisinde araştırma-geliştirme, inovasyon ve insan gücüne yeteri kadar yatırım yapıldığında bu zinciri kırabileceklerini gördüklerini dile getiren Erdoğan, şöyle devam etti:
"Şimdi diğer alanlara yöneliyoruz. İlan ettiğimiz listedeki ürünlerin üretimini teşvik etmek için girişimcilerimize faiz, kar payı, nitelikli iş gücü, enerji, vergi, sigorta primi gibi pek çok destek sunuyoruz. Bu çerçevede makine, ulaşım araçları, üretimde yapısal dönüşüm, sağlık, kimya ve dijital dönüşüm alanlarında çağrıya çıkılmıştı. Makine çağrısında şu ana kadar 20 projeye destek kararı verildi. Bu sayede CNC tezgahları ve servo motorlarının ülkemizde üretimi başladı. Lazer teknolojilerinde de hızlı bir gelişme yaşanıyor. Bu yıl ilan ettiğimiz 4 çağrıya başvuran 800'ün üzerinde projenin 10 milyar lirası araştırma-geliştirme olmak üzere yaklaşık 50 milyar liralık yatırım taahhüdü var. İnşallah ülkemizin ithal ettiği orta-yüksek teknoloji her ürünü kendimiz üretene kadar bu programları sürdürecek, özel sektörümüzü desteklerle teşvik edeceğiz. İhracata yönelik üretim yapan sanayicilerimiz ile küçük ve orta ölçekli işletmelerimize yönelik yeni destek paketleri için de hazırlıklarımızı sürdürüyoruz, vakti geldiğinde bunların hepsinin de müjdesini sizlerle ve milletimizle paylaşacağız."
'Adalet Bakanlığımız yeni yargı paketinin hazırlıklarına başladı'
Cumhurbaşkanı Erdoğan, yakın tarihte yaşananlardan özellikle çıkarılması gereken en önemli derslerden birinin, demokrasinin kazanımlarına yönelik hak ve özgürlüklere, bunların garantisi olan bağımsız ve tarafsız adalet sistemine sıkı sıkıya sahip çıkma gereği olduğunu belirtti.
"Geçmişte vesayetçilerin, darbecilerin ve vicdanlarını kiraya veren sözde hakimlerin, milletimizin adalet duygusuna vurduğu darbeleri unutmadık, unutmayacağız" ifadesini kullanan Erdoğan, tarihte bu çarpıklıkların, Yassıada yargılamalarından 28 Şubat dönemindeki rezil görüntülere kadar pek çok örneğinin bulunduğunu vurguladı. Erdoğan, "İradesine vurulmaya çalışan nice vesayet zincirini kırıp atmış, tarihin gördüğü en hain darbe girişimlerine canı pahasına geçit vermemiş milletimiz, her alanda olduğu gibi adalet hizmetlerinde de en iyiye layıktır" sözlerini sarf etti. Türkiye'nin gücüne güç katacak yolun, hukuk ve demokrasiden geçtiği inancıyla, AK Parti hükümetleri döneminde adalet alanında reform iradesini sürekli canlı tuttuklarını söyleyen Erdoğan, Yargı Reformu Strateji Belgesi'ni açıkladıkları 30 Mayıs 2019'dan bugüne 5 yargı paketini hayata geçirdiklerini hatırlattı. Erdoğan, birinci yargı paketiyle hak ve özgürlükleri koruyan ve güçlendiren bir yaklaşımla, özellikle ifade özgürlüğünü ilgilendiren konularda hak arama yollarını genişlettiklerini, ikinci yargı paketiyle infaz sisteminin iyileştirme ve topluma yeniden kazandırma işlevini, insan odaklı bir anlayışla güçlendirdiklerini anlattı. Üçüncü yargı paketiyle özel hukuk alanında sadeleştirici ve hızlandırıcı yenilikleri hayata geçirdiklerini anımsatan Erdoğan, dördüncü yargı paketiyle vatandaşların masumiyet karinesini, lekelenmeme hakkını güçlendiren adli araçları sisteme kazandırdıklarını ifade etti.
Geçen hafta Meclis'te kabul edilen beşinci yargı paketi ile de icra konularını, çocuklarla ilgili velayet hukuku işlemlerinden tamamen çıkarırken, icra dairelerinde 1932'den beri uygulanan fiziki satış usulüne de son verdiklerini aktaran Erdoğan, şunları kaydetti:
"Yine bu kanunla engelli kardeşlerimizin de hakim, savcı olabilmelerine imkan sağladık. Bugüne kadar uygulamaya geçirdiğimiz reformlarla milletimizin gelişen, değişen ihtiyaçlarını karşılayacak hukuki düzenlemeler yaptık. Adalet Bakanlığımız, Meclisimizin takdirine sunacağımız yeni bir yargı paketinin daha hazırlıklarına başladı. Bu paketteki düzenlemelerle vatandaşlarımızla idarenin mahkemelik olduğu davaların temeline sulh yolunu koyma anlayışı hakim olacaktır. Tazminat davalarında uzun yargılamadan kaynaklı mağduriyetlerin önüne geçmek için İnsan Hakları Tazminat Komisyonunun, sonucu beklemeden ödeme yapabileceği bir sistem getirilecek. Kadınlara yönelik taciz ve takip eylemlerinin cezalarını ağırlaştıracak bir düzenleme üzerinde de çalışılıyor. Memurlarımızın daha iyi özlük haklarına kavuşması konusundaki çalışmalarımızda, adalet teşkilatını ayrı görmüyoruz. Adliye ve infaz kurumları personelimizin beklentilerine cevap verecek kimi adımları da 2022 yılı içinde atacağız."