Belarus lideri Aleksandr Lukaşenko, bugün Rus haber ajansı RIA Novosti’ye verdiği röportajda, NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg’in, Almanya’nın nükleer silahtan vazgeçmesi durumunda bu silahı Almanya’nın doğusunda olanlar dahil diğer Avrupa ülkelerine yerleştirecekleri yönündeki ifadesini değerlendirdi.
Sovyetler Birliği dağıldıktan sonra ülkede kalan binlerce nükleer başlığın Rusya’ya tahliye edildiğini anımsatan Lukaşenko, “Bu durumda, Putin’e nükleer silahları Belarus’a iade etmesini önereceğim” ifadesini kullandı.
Belarus lideri, hangi sistemlerden bahsettiği sorusu üzerine, “Bu konuda anlaşırız. Bu temasta en etkili olacak nükleer silah. Belarus olarak buna hazırız. Ben, gayretli bir sahip olarak hiçbir şey dağıtmadım. Tüm ambarlar yerinde duruyor” dedi.
Belarus lideri, hangi sistemlerden bahsettiği sorusu üzerine, “Bu konuda anlaşırız. Bu temasta en etkili olacak nükleer silah. Belarus olarak buna hazırız. Ben, gayretli bir sahip olarak hiçbir şey dağıtmadım. Tüm ambarlar yerinde duruyor” dedi.
‘NATO’nun manevralarına karşı planlarım var’
NATO’nun Polonya, Letonya, Litvanya ve Ukrayna’daki tatbikatlarına dikkat çeken Belarus Devlet Başkanı Lukaşenko, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bu durumda bir başkomutan olarak ne yapmam gerekiyor? Provokasyonlara gelmemem gerekiyor, ama 1941’de olanın tekrarlanmaması için geleceği öngörmem gerekiyor. Stalin herkese, ‘provokasyonlara gelmeyin’ diyordu, Kremlin’den sinyaller gidiyordu, ama burada artık savaş başlamıştı. Bu yüzden bir plana ve burada, çatışma çıkarma yönündeki her türlü girişime tepki verecek ordu birliklerine sahip olmak zorundayım. Baltık ülkeleri, Polonya ve Ukrayna sınırında askerlerimiz hazır bulunmalı. Maalesef Ukraynalılar, NATO birliklerinin önünde koşuyor, her konuda olduğu gibi. Avrupa Birliği ve ABD’den önce Belarus uçakları için hava sahasını kapatan Ukrayna olmuştu. Bu konuda da ilk onlar davranıyor”
“Bu durumda bir başkomutan olarak ne yapmam gerekiyor? Provokasyonlara gelmemem gerekiyor, ama 1941’de olanın tekrarlanmaması için geleceği öngörmem gerekiyor. Stalin herkese, ‘provokasyonlara gelmeyin’ diyordu, Kremlin’den sinyaller gidiyordu, ama burada artık savaş başlamıştı. Bu yüzden bir plana ve burada, çatışma çıkarma yönündeki her türlü girişime tepki verecek ordu birliklerine sahip olmak zorundayım. Baltık ülkeleri, Polonya ve Ukrayna sınırında askerlerimiz hazır bulunmalı. Maalesef Ukraynalılar, NATO birliklerinin önünde koşuyor, her konuda olduğu gibi. Avrupa Birliği ve ABD’den önce Belarus uçakları için hava sahasını kapatan Ukrayna olmuştu. Bu konuda da ilk onlar davranıyor”
'Kırım fiili ve hukuki olarak Rusya'nın'
Lukaşenko, RIA Novosti’ye röportajında Kırım’la ilgili soruları da yanıtladı.
Belarus lideri, “Kırım’ın fiili olarak Rusya’ya ait olduğunu hepimiz biliyorduk. Referandumdan sonra hukuki olarak da Kırım Rusya’nın oldu” dedi.
Kırım ziyareti için davet aldığını anlatan Lukaşenko, “Kırım’ı ziyaret etmek benim hakkım. Kimin yönetimi altında olursa olsun bu benim de Kırım’ım. Kırım’a gideceğimiz konusunda Putin’le belli bir anlaşmamız var. Bunu üç kez konuştuk. Tarih konusunda o karar verecekti. Ben de, ne zaman davet edersiniz gelirim, dedim” ifadesini kullandı.
Lukaşenko, Belarus’un bu bölgeyi Rusya’nın toprağı olarak tanımasıyla ilgili soru üzerine, “Eğer bir devlet başkanı geldiyse, üstelik bunu Rusya lideriyle birlikte yaptıysa bundan ala ne tanıma olabilir? Bunlar aynı şey. Elbette bu tanıma anlamına geliyor. Bu, ne ben ne Putin için sır değil. Bu var olmayan bir sorun. Benim ve Putin arasında böyle bir sorun yok” diye konuştu.
‘Göçmen krizinin sebebi, AB’nin sığınmacı kampını inşa etmeyi reddetmesi’
Belarus ve Avrupa Birliği (AB) arasındaki göçmen iadesi anlaşmasına göre, Belarus üzerinden AB’ye geçen düzensiz göçmenlerin iade edilerek sığınmacı kamplarına yerleştirilmesi gerektiğini anlatan Lukaşenko, “Bu kampları AB inşa etmeliydi. İnşa etmeye başlamışlardı, ama sonra bırakmışlardı. Ben de göçmenleri oradan almayı bıraktım” ifadelerini kullandı.
İade anlaşmasını ilk bozan tarafın AB olduğunun ve şimdi de bu konuyu görüşmeyi reddettiğinin altını çizen Lukaşenko, sonra yaptırımların geldiğini belirterek sözlerini şöyle devam etti: "Boynuna ip geçirmişler, sıkıştırıyorlar ve ‘kendini savun’ diyorlar. En başında onlara dürüstçe şunu söyledim: arkadaşlar, ilişkileri kötüleştiriyorsunuz. Bizi, şu (Ryanair) uçak olayıyla suçluyorsunuz. Oysa masaya tek bir delil koymadınız. Belarus’u boğmaya başladınız.”
Almanya Başbakanı Angela Merkel’e, göçmen krizini yeni yıla kadar çözmeye çalışacağını söylediğini anlatan Belarus lideri, “Çünkü bu kriz bize lazım değil. İnsanlar bir Minsk’te bir Grodno’da dolaşıyorlar. Ülkemizde turist vizesiyle tamamen meşru şekilde otellerimizde kalan bu Ortadoğululardan ülkelerine geri dönmesini isteyeceğiz, çünkü insani koridor olmayacak. Zaten binden fazla sığınmacı Irak’a döndü” dedi.
Sığınmacılara yardım için 25 milyon dolar harcadıklarını söyleyen Lukaşenko, bu yardımı ikiye katlamayı planladıklarını belirterek, “Bu gıda, sağlık yardımı, ısınma maliyeti” diye ekledi.
Uluslararası toplumun, Belarus-Polonya sınırında bulunan sığınmacılara yardımı artırması gerektiğini dile getiren Lukaşenko, “Dünya Sağlık Örgütü bize çorap, ped, çocuk bezi ve buna benzer şeyler gönderdi” bilgisini paylaştı.