İran’la yeniden başlayan nükleer anlaşma müzakereleri başarıya ulaşabilecek mi?
İran ile İngiltere, Çin, Fransa, Almanya ve Rusya (4+1) ve dolaylı olarak ABD arasında Kapsamlı Ortak Eylem Planı (KOEP) olarak bilinen 2015 tarihli nükleer anlaşmanın canlandırılmasına yönelik görüşmeler bugün Viyana’da yeniden başlıyor. İRAM Başkanı Hakkı Uygur, süreci ve beklentileri Sputnik’e değerlendirdi.
Sitede okuGeçtiğimiz Haziran ayında ara verilmesinden sonra nükleer anlaşmanın taraflarının görüşmelere yeniden dönme çağrılarına şartların karşılanmamasından dolayı uzun süre yanıt vermeyen Reisi hükümeti, 3 Kasım'da müzakerelere tekrar başlama kararı aldığını açıklamıştı.
Avusturya'nın başkenti Viyana'daki görüşmelere, Avrupa Birliği (AB) koordinatörlüğünde İran ile nükleer anlaşmanın tarafları Rusya, Çin, İngiltere, Fransa ve Almanya (4+1) katılıyor. ABD ise 2018'de anlaşmadan tek taraflı çekildiği için görüşmelere dolaylı olarak katılıyor.
Süreç nasıl gelişti?
Nükleer anlaşma, İran ile Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin (BMGK) daimi üyeleri ABD, Rusya, Çin, İngiltere ve Fransa ile Almanya (5+1) arasında 14 Temmuz 2015'te imzalandı. Uluslararası yaptırımların kaldırılması karşılığında Tahran'ın nükleer faaliyetlerinin düzenlendiği ve denetim altına alındığı nükleer anlaşma, 16 Ocak 2016'da BMGK onayıyla yürürlüğe girdi. Böylelikle İran, uluslararası yaptırımlardan kısmen muaf tutuldu.
ABD, Donald Trump döneminde ise önceki yönetim tarafından imzalanan anlaşmayı yeterli bulmadı ve 8 Mayıs 2018'de anlaşmadan tek taraflı çekildi. ABD bu adımı İran'ı füze programı ve bölgesel nüfuzunun da sınırlandırıldığı yeni bir anlaşmaya zorlayabilmek için atsa da bu çekilme Tahran tarafında ters tepti.
“Stratejik sabır" adını verdiği bekleme politikası başlatan Tahran, Avrupa ülkelerinden ABD yaptırımlarına karşı nükleer anlaşmayı koruyacak adımlar atmasını istedi.
Bu süreç de sonuçsuz kalınca İran, ABD'nin yaptırımlarına karşı anlaşmadan kaynaklanan tüm taahhütlerini 8 Mayıs 2019'da kademeli olarak durdurmaya başladı. İran, 5 Ocak 2020'de anlaşmadaki taahhütlerini tamamen sona erdirerek, yüksek düzeyde uranyum zenginleştirme dahil birçok adım attı.
‘Viyana'da görüşülecek tek konu İran’ın nükleer faaliyetleri’
Viyana’daki masada tarafların farklı farklı beklentileri bulunuyor. Sputnik’e değerlendirmelerde bulunan İran Araştırmaları Merkezi (İRAM) Başkanı Hakkı Uygur, bu beklentilere dair şunları söyledi:
Bu ülkeler, Kapsamlı Ortak Eylem Planı dediğimiz 2015 anlaşmasına dönülmesini istiyor. İran’ın yükümlülüklerini yerine getirmesini istiyorlar. İran'ın talepleri de nükleer faaliyetlerinden kaynaklanan bütün yaptırımların kaldırılması. Şu anda İran resmi olarak enerji satışında zorluk yaşıyor, sattığı petrolün parasını ülkeye almakta sorun yaşıyor. Aslına bakacak olursanız eğer hukuki olarak konuşuyorsak burada haklı olan taraf İran. Çünkü bugüne gelinmesinin sebebi Amerika'nın anlaşmadan tek taraflı olarak çekilmesidir. Joe Biden hükümeti, Trump'ı bu konuda çok suçlamıştı. Anlaşmaya geri döneceklerini söylediler ama Biden da bunu yapmadı. Yeni Amerikan yönetimi, Trump'ın uyguladığı yaptırımların İran'ı çok zayıflattığını fark etti. İran'a baskılarımızı artıralım, İran’ı masaya getirelim diye düşündüler. Bölgesel faaliyetler, balistik füzeler gibi özellikle Amerikan yönetiminin İran'dan bir takım beklentileri de var. Bunları da belki masaya getirebiliriz diye bir beklenti içindeydiler. Bugün geldiğimiz noktada Viyana'da böyle bir resim yok, şu anda Viyana'da görüşülecek tek konu İran’ın nükleer faaliyetleri.
‘Anlaşıp eski sürece dönmek çok kolay olmayacak’
Reisi hükümetinin önceki dönemdeki Ruhani hükümetinden daha sert olduğunun altını çizen Uygur, “Ruhani daha iyimserdi. Bunun için içeride çok eleştirildi çok ağır suçlandı. Reisi buna karşı bir söylem geliştirerek iktidara geldi. Dolayısıyla çok basit bir şekilde hemen oturup anlaşıp eski sürece dönmek Reisi açısından çok kolay olmayacak” diye ekledi.
İran’ın nükleer tesislerine saldırı yapılabilir mi?
Tüm bu sürecin yanı sıra Ortadoğu ülkelerinde özellikle de İsrail’de bu konuda tansiyonun yüksek olduğu biliniyor. İsrail hükümeti ordunun İran’ın nükleer tesislerine saldırı düzenlemeye hazır olması için 1,5 milyar dolar ayırdı. Peki, nükleer anlaşmada gelişme kaydedilememesi durumunda böyle bir saldırı ihtimali var mı? İRAM Başkanı Uygur, bu konuya dair şu değerlendirmelerde bulundu:
İsrailliler Amerikalılarla son derece koordineli bir şekilde ilerliyorlar. Özellikle yeni İsrail hükümeti de Netanyahu'nun aksine Biden'a daha yakın bir hükümet. Tek başına bir adım atmayacaktır. Eğer ortak bir karar alınırsa ama o da şu aşamada erken, anlaşma tamamen masadan kalkarsa müzakereler bir çıkmaz sokağa girerse… Ancak bu Amerika'nın alacağı bir karardır. İsrail'in tek başına bütün bu bölgesel dengeleri bir anda dinamitleyecek çapta büyük bir eylemde bulunmasını beklemiyorum. Ne olabilir? Daha önce bilim adamları öldürüldü. İsrail bu tür küçük eylemlerde bulunabilir ama İran'ın nükleer alt yapısını yok etmeye yönelik belki 10'dan fazla tesise eş zamanlı çok büyük bir hava saldırısını beklemiyorum.