'Türkiye'nin bölge ülkeleriyle ilişkileri dibe vurmuştu, artık daha dibe gidemeyeceği için...'
“Normalleşmeyi tek bir sebebe indirgemek istemiyorum. Sebeplerden birisi; Türkiye’nin bütün bölge ülkeleriyle ilişkileri dibe vurmuştu, artık daha dibe gidemeyeceği için yukarıya doğru dönmeye başlamıştır. İkincisi, BAE 2015 olayları sırasında çok eleştirilmişti ama şimdi o duruma düştük ki 'Bu kadar eleştirdikten sonra birbirimizin yüzüne nasıl bakacağız' diye düşünülüyormuş. O eleştirilerin tamamı doğru değildi. Biraz abartılmış olsa gerek, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın daveti üzerine Veliaht Prens geliyor. İnisiyatif Türkiye’den geliyor. Üçüncüsü, Libya’da BAE ile bir bakıma karşı karşıya geldik. Türkiye, BM’nin de tanıdığı meşru hükümetle anlaşma yapmak suretiyle Libya’da bulunduğu için konumu daha sağlamdı. Karşı tarafta ise Rusya, BAE ve Mısır gibi başka ülkeler de vardı. Libya’da 24 Aralık seçimlerne yönelik BM gözetiminde çok iyi bir formül çıkarıldı, yol haritası çizildi. Bu harita izlenirse Libya’daki çatışmaya taraf olan ülkeler arasında bir bakıma yumuşama olabilir. Türkiye ile BAE arasında da… Çünkü karşı karşıya gelmiştik, bu düzelme emarelerinin bir başka nedeni olur."
‘BAE iyi yönetilen ve pragmatik kararlar alabilen bir ülke’
"BAE, çok iyi yönetilen bir ülke. Şimdiki devlet başkanının babası Şeyh Said Sultan el-Nahyan, çok itibarı olan biri. Birleşik Arap Emirlikleri, 7 emirlikten oluşuyor. Onların en akıllısı, çok iyi yönetti ülkeyi. Hep olumlu ve doğru kararlar aldı. BAE’deki çeşitli emirliklerin başkanları rotasyona tabi tutulması gerekirken, Şeyh Said hep çok iyi yönettiği için hep onun başkanlık yapmasını istediler. BAE çok pragmatik kararlar alabilen bir ülke. Şimdi de Türkiye gibi bölgede ağırlığı olan, yatırım imkanları açısından da büyük fırsatlar sunan bir ülke. Böyle bir ülkeyle BAE’nin ilgi duyması normaldir. Hele gereksiz yere geçmişteki çatışmaları arkada bırakmak pragmatik yaklaşım demektir.”
‘BAE ile ayrışmamız Libya'da da Müslüman Kardeşler üzerinden oldu'
"Jeopolitik alanda BAE ile ittifak yapmamız söz konusu olmayacağına göre, vaktiyle izlenmiş olan yanlış politikaların düzeltilmesi şeklinde jeopolitik bir neden olabilir. Türkiye Atatürk'ün 1934’lerde Numan Menemencioğlu’na yaptığı tavsiyelerin aksine Araplar arasındaki ihtilafta taraf tuttu. Yanlış bir politikaydı bu. Atatürk, ‘Arap ülkeleriyle tarihi ve kültürel bağlarımız vardır, onu sürdürmeye ve geliştirmeye özen gösterin. Ama Araplar arasındaki ihtilaflarda siz taraf olmayın. Tavsiye istemedikçe de akıl vermeye kalkmayın’ demişti. Türkiye Atatürk’ün söylediğinin tam tersini yaptı. Körfez İşbirliği Konseyi üyesi ülkeler Katar’ı dışlayıp cephe aldıklarında Türkiye, o 5 ülkeyi karşısına alıp Katar’ın arkasında durdu. Burada da Müslüman Kardeşler örgütü böyle bir ayrışmaya düştü. Libya’da BAE ile çatışmamız da böyle bir sebebe dayanıyordu. Çünkü Türkiye orada BM’nin tanıdığı fakat Müslüman Kardeşler ağırlıklı bir hükümetin arkasındaydı. BM’nin tanıdığı meşru Ulusal Mutabakat Hükümeti, Trablusgarp’ta, Tobruk’taki ise bir parlamento. Hükümet Trablusgarp’ta olmakla birlikte Tobruk’taki meclisin hükümetin aldığı kararları tasdik etmesi zorunluluğu var anayasada. Türkiye’nin Trablusgarp’taki hükümetle imzaladığı deniz yetki alanlarının sınırlandırılması anlaşmasıyla Türkiye’nin Libya’ya askeri yardımda bulunması anlaşması, iki tanesi mutabakat muhtırası şeklindeydi, bunlar imzalandı. Fakat yürürlüğe girmesi için Tobruk’taki meclisin onaylaması gerekiyordu."
'Türkiye’nin de eski İhvan odaklı politikayı biraz daha gözden geçirip komşularıyla daha iyi ilişkiler kurması gerek'
'Türkiye BAE ve İsrail ile ilişkilerde bulunurken BAE’nin İsrail ile ilişki kurmasına karşı çıkan durumlara düştü'
"İran ile Arap Yarımadası’ndaki öteki ülkelerle beraber çeşitli sorunlar var. İran’dan korkuyorlar. İran, Şii devlet olarak Arap Yarımadası’nda bazı Sünni olan ülkelerden az miktarda, bir kısmında fazla olmak üzere Şii nüfus var. Bunlardan Suudi Arabistan’ın kendisinde Körfez’e bakan tarafta yaşayan Şii nüfus var. Nüfusunun büyük bir kısmı Şii olan Körfez İşbirliği Konseyi üyesi ülkeler var. Bütün bunlar üst üste geldi mi İran ile Arap ülkeleri arasında bir didişme her zaman olacaktır. Şimdi o didişmenin yumuşadığı bir dönemden geçiyor Ortadoğu. Onun için bu kervana Türkiye’nin katılması iyi olur, zamanıdır diyorum. Türkiye zaten Ortadoğu’da birçok ülkeyle gergin olduğu gibi İsrail ile de ilişkileri gergindi. Bundan bir süre önce İsrail ve BAE arasındaki diplomatik ilişkilerin kurulacağı şayiaları çıktığı zaman Türkiye ağzına geleni söyledi. Siz nasıl olur da normalleşirsiniz diye. BAE, İsrail diplomatik ilişkiler kuruyor iddiası çıktığında Türkiye’nin kendisinin BAE ile ilişkileri var, İsrail ile seviyesi düşük olmakla birlikte ilişkileri var. Türkiye hem BAE hem İsrail ile ilişkilerde bulunurken BAE’nin İsrail ile ilişki kurmasına karşı çıkıyor. Bu durumlara düştü Türkiye.”