WSJ’de yayınlanan Eugene Rumer ve Andrew S. Weiss imzalı makalede, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Moskova'nın önemli alanlardaki konumunu güçlendirme yolunda belirlediği tüm hedeflere ulaşmayı başardığı belirtildi.
Makalede, Rus liderin orduyu modernize ettiği, uluslararası yakıt ticaretini geliştirdiği, ülkesini dost devletler halkasıyla kuşattığı ve yabancı ortaklara NATO'nun doğuya doğru genişlemeyi durdurmasının temel şartı olduğunu açıkça deklere ettiği kaydedilerek şu ifadelere yer verildi:
“Vladimir Putin, Batının ‘Rusya'nın tükenmekte olan bir güç’ olduğuna dair anlatımlarına ve dünya sahnesinde hak ettiği yeri alma kabiliyeti konusunda süregelen tüm şüphelere son verdi. Rus lider, 1960'larda Leningrad'ın dolambaçlı sokaklarında öğrendiği ‘kavga kaçınılmazsa, ilk darbeyi sen vuracaksın’ gibi hayat derslerini çok iyi kavramıştı. Kendisinden daha güçlü olanları, kendi belirlediği şartlara uymaya zorlama becerisini çoktan edinmişti”
NATO ve Kiev arasındaki işbirliğinin artmasıyla birlikte Moskova’nın, Ukrayna'yı ‘Rusya sınırına park edilmiş bir NATO gemisi gibi’ algılamaya başladığına dikkat çeken makalenin yazarları, Batılı liderlerin 2007'de Putin'in Münih Güvenlik Konferansı'nda dile getirdiği talepleri ciddiye almadıklarını ve Ukrayna ile Gürcistan'a Kuzey Atlantik İttifakı'na üyelik sözü verdiklerini, ancak birkaç ay sonra Gürcistan ile Güney Osetya'da çatışmaların başladığını hatırlattı.