Bingöl'deki Ulu Cami'de 'Şiddet İnsan Onuruyla Asla Bağdaşmaz' konulu hutbe okuyan Erbaş, Hazreti Muhammed'in Veda Hutbesi'ne değindi.
Hazreti Peygamberin hutbede mümini "O, insanların canı ve malı hususunda güvendiği kişidir. Müslüman ise elinden ve dilinden insanlara zarar gelmeyendir" şeklinde tanıttığını ifade eden Erbaş, İslam'a göre kadın, erkek, çocuk, genç ve yaşlı her insanın bedeni, kişiliği, haysiyeti, iffeti ve şerefinin dokunulmaz olduğunu bildirdi.
"Onun içindir ki hiçbir kimse bir başkasının canına, malına ve kişilik haklarına kastedemez. Şerefini ve onurunu zedeleyecek davranışlarda bulunamaz. Canlı cansız hiçbir yaratılmışa zarar verecek bir tavır ve tutum içinde olamaz. Maalesef her geçen gün daha fazla şahit olduğumuz kadınlara yönelik şiddet vicdanlarımızı yaralıyor, yüreklerimizi dağlıyor. Oysaki inancımızda asla yeri olmayan şiddet, insanlık suçudur. Şiddet, acizliktir, merhametsizliktir, zulümdür. Şiddet, can dokunulmazlığı ihlalidir ve insan onuruyla bağdaşmaz. Hiçbir gerekçe şiddet için mazeret olamaz." ifadelerini kullanan Erbaş, şiddetin dini, dili, ırkı, coğrafyası ve sosyal statüsünün olmadığını belirtti.
"Dinimize göre aslolan şefkattir, merhamettir, yaşatmaktır"
Erbaş, "Kimden gelirse gelsin şiddetin hiçbir şekli kabul edilemez. Rabb'imizin gazabı, meleklerin, gök ve yer ehlinin laneti, şiddete yeltenen, Allah'ın dokunulmaz kıldığı canları katleden zalimlerin üzerinedir. Onlar dünyada rezil rüsva olmuşlardır. Ahirette ise varacakları yer ancak cehennemdir. Dinimize göre aslolan şefkattir, merhamettir, yaşatmaktır, Allah'ın masum kıldığı cana kıymamak, zarar vermemektir." diye konuştu.
Kur'an-ı Kerim'de bu konuya ilişkin ifadelere işaret eden Erbaş, şunları kaydetti:
"Kur'an-ı Kerim'de şöyle buyrulmaktadır, 'Bir cana kıymaya veya yeryüzünde fesat çıkarmaya karşılık olması dışında, kim bir kimseyi öldürürse bütün insanları öldürmüş gibi olur. Kim de bir can kurtarırsa bütün insanların hayatını kurtarmış gibi olur.' Şiddet ve merhametsizlik görüntülerinin sık sık ekranlara taşındığı günümüzde bize düşen, her durumda merhameti kuşanmak, insaflı ve vicdanlı davranmaktır. Sevgi ve ülfeti, muhabbet ve şefkati hayatımızın vazgeçilmez bir parçası haline getirmektir. Eşimizi, çocuklarımızı, ailemizi, komşularımızı ve tüm çevremizi elimizden ve dilimizden emin kılmaktır. Şiddeti doğuran, yaygınlaştıran, normal gösteren, şiddete yönlendiren her türlü söylem ve davranışın karşısında durmaktır. Şiddetin ortadan kalkması, insan onurunun korunması için var gücümüzle gayret etmektir. Şiddete yeltenmek bir yana, gönül kırmanın dahi Kabe'yi yıkmaktan daha büyük bir vebal olduğunu asla unutmamaktır. Karıncayı dahi incitmekten sakınan bir medeniyetin mirasçısı olduğumuzu her daim hatırda tutmaktır."
Şiddete maruz kalarak hayattan koparılan tüm vatandaşlara Cenabıhak'tan rahmet dilediğini belirten Erbaş, "Yüce Rabb'imiz, merhameti önce yüreklerimize sonra da tüm yeryüzüne hakim kılmayı bizlere lütfeylesin." temennisinde bulundu.
Erbaş, hutbenin ardından dua etti ve cuma namazını kıldırdı.