Muharrem Sarıkaya, bugünkü yazısında, CHP lideri Kılıçdaroğlu'nun dün Meclis'teki grup toplantısında yaptığı 'helalleşme' açıklamalarına değindi.
Kılıçdaroğlu'nun İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener ile bir senkronizasyon oluşturduğunu öne süren Sarıkaya, "CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, uzun süredir farklı bir siyaset yöntemi izliyor. İzlediği politikada önemli mesafe kazandığı da açık. Millet İttifakı’nın oluşumunda İYİ Parti lideri Meral Akşener ile birlikte önemli bir senkronizasyon tutturdu. Bununla kalmadı, parlamenter demokratik sistem etrafında bileşen partiler arasında “söylem ittifakını” sağladı. Daha ilerisi, karşılıklı ziyaretlerde liderlerin birlikte verdiği pozlarla, çatışmadan uzak duran uyumu, uzlaşıyı sergilerken, partiler arasında rastlanması pek mümkün olmayan işbirliği görüntüsünü seçmene sundu. Hatta birinde oluşan olumsuz bir etkiyi, diğerleri söylemleriyle sahiplendi. Birisi defansa çekilirken, diğeri atağa geçerek ittifak içinde dengeyi sağlamayı başardı. Nitekim yakın geçmişe kadar en atak olan İYİ Parti, son yaşananlar dolayısıyla biraz defansa çekilirken, atağa geçen CHP, SP ve DEVA oldu… Bir öncesinde CHP lideri Kılıçdaroğlu, Yozgat’tan Kandil göndermesi ile İYİ Parti lideri Akşener’in elini rahatlatırken, onun öncesinde de benzer tutum İYİ Parti’den gelmişti. HDP’nin meşruiyetinin sorgulanması sırasında oklar CHP’ye yöneldiğinde, İYİ Parti Grup Başkanvekili Musavat Dervişoğlu, “Madem HDP gayrı meşru diyorsunuz, o zaman devletin gayrı meşru ilişki içinde olduğunu da söylemiş olmuyor musunuz?” sorusuyla CHP’yi rahata çıkardı" dedi.
'Bütün partilerin iktidarları döneminde yaşanmış tüm yaralardan söz etti'
Kılıçdaroğlu'nun 'helalleşme' söylemi ile 'bir anda zıplama' yapmayacağına dikkat çeken Sarıkaya şunları ifade etti:
"Nitekim, bu projenin kurucularıyla sohbet ederken, Kılıçdaroğlu’nun dün partisinin Meclis Grup toplantısında “helalleşme” ile neyi kast ettiğini açıkladığı sözlerine dikkat çektiler. “Helalleşme, yüzleşmek, barışabilmek, devam edebilmek demektir…” diye başlayan, “Yaralarımızı sarmak istiyorum; yaralar hala açık” cümlesiyle devam eden konuşmasının bu inşa sürecinin ilk adımı olduğunu belirttiler… İşaret ettikleri, sıraladığı yaraların sadece CHP iktidarları dönemlerinde üretilmiş olanlar olmaması. Çok partili hayata geçildiği günden bu yana bütün partilerin iktidarları döneminde yaşanmış tüm yaralardan söz etti. Varlık vergisinden, Sivas, Kahramanmaraş’a; Roboski’den 6-7 Eylül olaylarına, Diyarbakır cezaevinden, başörtülü kızlara kadar geniş bir yelpazedeki helalleşmeden söz ederken, devletin bu kesimlere tazminat ödeyeceğini söylüyor. Hatta, kendilerine yüklenen yaraları ilk başa koyarak, “28 Şubatçıların açtığı yaraları kapatıp helalleşeceğiz... İkna odalarına sokulan başı kapalı kızlarımızla…Roboski'yle helalleşeceğiz” diyerek helalleşmeye buradan başlayacağı izlenimini veriyor."