Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, CNN Türk'te Tarafsız Bölge programında Ahmet Hakan'ın gündeme dair sorularını yanıtladı.
Bakan Karaismailoğlu, CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun büyükelçilere Kanal İstanbul ile ilgili mektup göndermesine tepki göstererek, "Şikayet etmek kime yakışır, önce yatırımcıları tehdit ettiler o da olmadı bürokratları tehdit ettiler. Bir yatırım projesi sonuçta. Binlerce gemiyi bekletecek misiniz? Bu mektup projeyi kesinlikle aksatmaz" ifadelerini kullandı. Öte yandan Karaismailoğlu, Kanal İstanbul'un yüzde 70'lik alanının su yolu olduğunu ve kazı yapılacak alanın yüzde 30'a tekabül ettiğini açıkladı.
Karaismailoğlu şöyle devam etti:
"Devlet yönetmeye talip olan muhalefetin haline üzülüyoruz. Şikayet etmek kime yakışır, önce yatırımcıları tehdit ettiler o da olmadı bürokratları tehdit ettiler. Bir yatırım projesi sonuçta. Binlerce gemiyi bekletecek misiniz? Bu mektup projeyi kesinlikle aksatmaz. Avrupalı firmalardan en önemlileri gelip bu projede nasıl yer alacaklarını bilgi edinmeye çalışıyorlar. Yabancılardan medet ummak. Biz yatırımcı çekmek için çağrı yapıyoruz, onlar yatırımcıları tehdit ediyor. Bu bir ulaşım projesidir. Türkiye'nin ve İstanbul boğazının risklere karşı hazırlıklı olması gereken bir projedir. Aynı zihniyet İstanbul Boğazı yapılırken "suyu kurutursunuz" diyordu. Bu zihniyetin yapın dediği bir şey var mı? Yatırıma ve yatırımcıya karşılar."
Bakan Karaismailoğlu'nun açıklamaları şöyle:
- Temelini attığımız Sazlıdere Köprümüz vardı. Burası Kanal İstanbul yolundan geçiyordu. Bu köprüyü Kanal İstanbul'a göre dizayn etmiştik. Kanal'ın ilk köprüsü olacak. Buradaki çalışmaları izledik. Kanal İstanbul bir su yolu. Kara yolu ve raylı sistemleri oluşturmak için önceden yapmak gerekiyor. Biz de bu yollarla birlikte Kanal yolunu açmış bulunuyoruz. Dünyanın en geniş tünelinden biri olan Cebeci tüneli, Hasdal'dan devam ettiğinizde 55 km'lik bir yoldur. Hem ulaşım aksıdır hem de köprüsü Kanal İstanbul köprüsüdür. Kanal İstanbul'a göre dizayn ettiğimiz demiryoluna da başlıyoruz.
- Halkalı-Kapıkule hattını tamamen Kanal İstanbul'a göre dizayn ettik. Kanal İstanbul hem zaman alacak, hem de maliyetli bir iş. Önce alternatif yolları yapmak gerekir. Dünyadaki bu deniz ticaret alanlarındaki hareketlilik, dünyanın merkezinde bulunmamız bizim böyle lojistik koridorlara yön vermemiz çok önemli.
- En ekonomik koridor ülkemizden geçendir. İstanbul'da 40 bin gemi hareketi var. İstanbul bunu kaldıracak bir kapasitede değil. Bugün İstanbul Boğazı'nda 20 saate varan bekleme süreleri var. 2030'da 25 milyar ton ticaret hacmine çıktığında kaldıramayacak bir boyuta ulaşacak. Ülkenizin gelişmesi için köprülere, yollara ihtiyaç var. Gelecekteki ihtiyaçlara devlet olarak şimdiden çözüm bulmak lazım. Köprüye karşı çıkanla Kanal'a karşı çıkan aynı zihniyette. İstanbul Havalimanı için kazılan toprak kadar Kanal İstanbul'un yapılmasında toprak kazılmayacak. Kanal İstanbul'un yüzde 70'lik alanının su yolu, kazı yapılacak alanı yüzde 30'a tekabül ediyor.
Çanakkale Köprüsü
- Son tabliyeyi Cumhurbaşkanımız sıkıştırdı. Bundan sonra ince işlere başlıyoruz. Çanakkale Köprüsü bütün dünyanın takdir ettiği, teknoloji açısından ülkemizin geldiği nokta açısından çok önemli. Bu köprü 4600 km uzunluğunda. Neredeyse Boğaz'daki köprülerin 3 katı uzunluğunda. Orta açıklık olarak dünyanın en uzun köprüsüdür. Bir de kule ayakları 318 metre yüksekliktedir. Orta açıklık 2023'tür. Orada da ince mesajlar içermektedir. Bu 318 metrelik yüksekliğin üstüne Seyit onbaşının mermisi yerleştirilecek.
Geçiş ücreti
- Bu proje 2.5 milyar euro'luk bir proje. Devletin kasasından tek kuruş çıkmadan yapıldı. Bu yatırımın da belli vadede işletme sürecine geçme durumu var. Açılacağı zaman geçiş ücretini Cumhurbaşkanımız açıklayacak. 15 Euro'nun altında da olabilir. Bu köprü sayesinde 6 dakikada karşıya geçeceksiniz. Verdiğiniz parayla zamandan kazanıyorsunuz. Devlet bütçesiyle 2.5 milyar euro'luk bir para veremeyeceğiniz için yap-işlet-devret yöntemiyle yapıyorsunuz.
- Bunu devlet bütçesinden yaptığınızı düşünün. 2,5 milyarlık Hazine'den para aktarmam gerekecekti. O zaman vatandaşın cebinden alıyor olacaktık. Garanti araç sayısı 45 bin. İlk yıllarda bulmayacaktır ama belli bir zaman diliminde bulacaktır.