NATO’nun yeni strateji konseptinin konu olduğu Baltık Savunma Konferansı’nda konuşan Panagiotopoulos, NATO’nun, transatlantik topluluğunun temelini oluşturan ortak değerleri ilerletmesi gerektiğini belirterek, “Doğu’da Rusya’nın eylemleri, NATO’nun açıkça savunduğu özgürlük sever uluslararası düzeni değersizleştirdiği ortada. Rusya, yenemeyeceği bir düşmanla karşı karşıya ve uzun vadede, aşırı askeri genişlemesi, zayıf ekonomisiyle birleşince muhtemelen konumunu zayıflatacak. Rusya, BM Güvenlik Konseyi’nin daimi üyesi ve en büyük nükleer güçlerden biri olarak, büyük zorluklara yol açabilecek önemli bir aktör olarak kalacak. NATO, Rusya’yla uzun bir mücadeleye hazırlanması gerekiyor” ifadesini kullandı.
NATO’nun, “Rusya’nın saldırganlığına” güvenilir, dengeli ve orantılı karşılık vermek için kaynakları etkili harcaması ve pozisyonlarını güçlendirmesi gerektiğini dile getiren Panagiotopoulos, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Diğer yandan savunma ve caydırma konusunda mutabakat sağlanan duruşunun tam ve hızlı biçimde yerine getirilmesine eşzamanlı olarak yanlış anlamaları, yanlış hesaplamaları ve istenmeyen gerilimleri önlemek için Moskova ile kapsamlı diyalog yürütülmeli. Diyalog, özellikle yaşadığımız gibi gerginlik zamanlarında, öngörülebilirliği artırmanın yanı sıra baskıları hafifletmek veya bölgesel ve uluslararası krizleri önlemek için çok önemli”.
NATO’nun genişlemesinin Rusya’da güvensizlik oluşturmasının “daha saldırgan” pozisyona getirebileceğini söyleyen Yunan bakan, “Moskova ile temas içinde olmalıyız. Aynı zamanda Moskova’ya kırmızı çizgilerimizi net bir şekilde göstermeliyiz” dedi.
Silahlanma kontrol anlaşmasının karşı karşıya gelme riskini azaltabileceğini kaydeden Panagiotopoulos, “Rusya ile ilişkilerimizin hiçbir senaryosu imkansız veya kaçınılmaz değil. Bu durumda NATO'nun görevi, "en iyiyi umut et, en kötüye hazırlan" atasözünün tavsiyesine uymak olmalı” ifadesini kullandı.