3 milyar yıl önceye dayandığı rivayet edilen ve insanlığın ilk çıkış yerlerinden biri olarak görülen Dicle Nehri, her geçen yıl büyük değişimler geçiriyor.
Medeniyetlerin kuruluşuna şahitlik eden, kutsal kitaplara ve mitolojilere konu olan Dicle Nehri, aynı zamanda birçok canlı türünü barındırıyor. Ancak nehirdeki bu değişimler söz konusu canlı türlerini de yok ediyor.
Baraj kapaklarının açılıp kapatılması ile gelen ani su değişimleri, kum ocakları, birçok yerden nehre akıtılan atık sular, bilinçsiz sulama teknikleri ile tarım arazilerindeki kimyasal atıkların nehre akması ve kuraklık hem nehri hem de nehirde yaşayan balık türlerini yok ediyor.
20’si endemik olmak üzere 46 balık türünün bulunduğu nehirde, su seviyesindeki ani değişimler ve kirlilik nedeniyle 7 endemik türün yok olduğu belirtiliyor.
‘Oksijen oranı düştüğü için balık ölümleri oluyor’
Dicle Nehri’nde her yıl genellikle 10. aya doğru baraj kapakları kapatılır ve su seviyesi düşer. Bu yıl kuraklığın da etkisiyle nehirdeki su seviyesi en düşük noktaya çekildi.
© Sputnik / Sertaç Kayar
Suyun çekilmesi ve oksijen oranının düşmesi nedeniyle birçok noktada ölen tonlarca balık kıyıya vurdu.
Yıllardır Dicle Nehri’nde balıkçılık yapan ve nehirdeki canlı türlerine hakim olan Veysi Bozyıl, nehirdeki durum ile ilgili Sputnik’e konuştu.
Bozyıl “Her yıl 10. aya yakın baraj kapakları kapatıldığı için su seviyesi düşüyor ve oksijen oranı da düştüğü için balık ölümleri meydana geliyor. Bu yıl da aynı şey oldu. Henüz balık ölümleri olmadan önce suyun bırakılmasını istedik ama bırakmadılar. Yine balık ölümlerine tanık olduk” dedi.
‘Endemik türler kalmadı’
Dicle Nehri’nde endemik türlerin olduğunu ifade eden Bozyıl, şunları söyledi:
“Endemik türler, tropikal göçmen balık türleridir. Mevsimsel olarak ilkbahar aylarında yağmur suyuyla gelen bulanık sularda bunların göç zamanı başlar. Dicle ve Fırat biri dişidir biri de erkek olarak görülür. Balıklar, yumurtlama döneminde dişi sulara çekilir. Yumurtlama döneminde Fırat’taki balıklar Dicle Nehri üzerine göç ediyor ama şuan o göç kesilmiş. Dicle nehri sulama amaçlı kullanıldığı için istenilen zamanda suyun kesilmesi göçmen balık türlerinin alttan yukarı doğru göçünü engeller. Bizim endemik türler 90’lı yıllarda çok fazlaydı ama şuan hiç tutamıyoruz. O türler kalmamış. Nesli tükenme aşamasındadır. Daha önce yakaladığımızda her bir tanesi 8, 10, 15 kiloydu. Şuan o balıklardan bir tane bile yakalayamazsın.”
‘Suyu sabit bir seviyede tutalım’
20’ye yakın endemik balık türünden 7’sinin yok olduğunu söyleyen Bozyıl, şöyle devam etti:
“Mesleki açıdan suyun seviyesinin düşmesi benim için iyidir, ben belki 3-5 gün balık yakalarım ama 20 gün sonra o balıklardan bir tane bulamam. Benim imkanlarım var, başka yerlere de gidebilirim ama amacımız Dicle Nehri’ndeki balıkların ölmemesidir. Geçimini Dicle’de balık tutarak sağlayan 20’ye yakın aile var. İnsan bindiği dalı keserse olmaz. Her yıl su kesiliyor, ben de gelin suyu bir seviyede bırakalım ve bu balıklara can suyu olsun ve balıklar ölmesin istedim. Ama her sene olduğu gibi yine balıklar öldü. Özellikle Bismil tarafında daha çok balık ölümleri yaşanıyor. Her sene neredeyse 20 ton balık ölüyor. Su olursa balık ölmez.”
‘Nehrin bir kısmı nehir statüsünden çıkarıldı’
Dicle Nehri üzerinde çalışmalar yürüten Ekoloji Aktivisti Bişa İçli, Dicle Barajı ile Bismil İlçesi arasındaki kesim ile Dicle Nehrinin ana kolları olan Batman, Garzan, Botan Çaylarının ‘nehir kapsamı' dışına alındığını hatırlatarak, Dicle Nehri’nin bir bölümünün dere statüsüne alındığını söyledi.
© Sputnik / Sertac Kayar
İçli, bu karar ile kıyıların korunmasız hale geldiğini, gelişigüzel yerleşim ve kullanıma açık olduğunu ifade etti:
“Tarih kitaplarında, meclis arşivlerinde Dicle nehir statüsünde ama şuan resmi kayıtlara dere statüsündedir. Nehir statüsü almış olsaydı kıyı koruma kararı uygulanırdı. Nehir üzerinde birçok baraj olduğu için Suriye ve Irak’a giden su tamamıyla yok oluyor. Daha önce bununla ilgili çalışma yaptığımda özellikle Hasankeyf’te 40-50 metre yüksekliğe ulaşıyor sonra bir anda su çekilince bütün o canlılar ölüyor ve kıyı ölü canlılarla doluyor.”
‘Suyun sonunu getirdik’
Birçok yerin atık sularının nehre bırakıldığını ifade eden İçli, “Dicle Nehri’nde sulama amacıyla da kullanılıyor. Özellikle Bismil tarafında tarım arazilerinde kullanılan ilaçlar yanlış sulama tekniğiyle nehre akıtılıyor. Bu da canlı türlerinin yok olmasına neden oluyor. Dicle Nehri, tarihte birçok efsaneye konu olan bir su ama sanırım biz bu suyun sonunu getirdik. Düşünün nehir statüsünden çıkarılmış dereye dönüşmüş. Bir an önce dere statüsüne alınan bölümlerin tekrar nehir statüsüne alınması ve korunması gerekir” şeklinde konuştu.