‘Ankara’nın gemileri pasife aldığı görülüyor’
Türkiye’nin son bir yılda Doğu Akdeniz’de sondaj yapmadığı ve gemileri kıyıya çektiği doğru. Bu sondaj gemileri aslında Doğu Akdeniz için tedarik edilmişti. Zaten Karadeniz’de herhangi bir çatışmalı alan yok. Dolayısıyla Karadeniz’de gemi işletmek için kiralama imkanı vardı fakat Doğu Akdeniz’de yoktu. O bakımdan bu gemiler Doğu Akdeniz için alınmıştı. Niye Doğu Akdeniz’de olmadıklarının bir izahı olması lazım. Türkiye’nin Avrupa Birliği ile yaptığı müzakereler ve karşılıklı müzakerelerin sonucu olarak, Ankara’nın gemileri pasife aldığı görülüyor.
‘Türkiye'nin dış politikasındaki ciddi gelgitler sebebiyle bir duraksamaya girdi’
2020 yazından bu yana ara verilen sismik araştırma ve sondaj faaliyetleri bize dayatılan Seville haritasına bir karşı çıkıştı. Türkiye özellikle 2019 sonrası doğru bir stratejiyle Doğu Akdeniz'deki kıta sahanlığı ve Münhasır Ekonomik Bölge (MEB) koordinatlarını belirlemiş, bu sınırların önemli bir bölümünde faaliyetlerini bir devlet politikası olarak sürdürebilmişti. Şimdi görünen bu büyük stratejinin ekonomik baskılar ve Türkiye'nin dış politikasındaki ciddi gelgitler sebebiyle bir duraksamaya girdiğidir. Burada özellikle gerileme sözünü kullanmıyorum, zira eğer ilan ettiğimiz sahaya yabancı bir sismik veya sondaj gemisi girip, faaliyette bulunursa ve buna Türkiye cevap vermezse işte bu gerilemedir.
‘Şu anda doğru bir istikamette gelişiyor’
Diplomasinin tıkandığı yerde askeri güç ortaya çıkar. Türkiye, Doğu Akdeniz’de yaklaşık 17 yıldır yani 2005’ten beri Akdeniz Kalkanı Harekâtı’nı yürütüyor. Dolayısıyla o bölgede haklarına karşı çıkacak olanlar varsa bunlara mani olacak bir düzen içinde bulunuyor. Denizde, havada, denizin altında bu düzeni almış vaziyette. Kıbrıs konusu iki devletli çözüm yolunca kalıcı bir çözüme doğru ilerliyor. Dolayısıyla Doğu Akdeniz’de Türkiye gereken siyasi tutum ve buna güvence veren askeri hazırlıklar içinde bulunuyor. Bu konuşmalara veya kamuoyuna yansıması ile değişen bir durum değil ve şu anda doğru bir istikamette gelişiyor. Tabii ki eninde sonunda Yunan ve Rum tarafının maksimalist açıklamaları ve siyaseti bunu anlayacaktır ve Türkiye ile mücadele ederek enerjilerini tüketmenin onların bir şey getirmeyeceğini ve dostlukla bu işin çözülmesi gerektiğini göreceklerdir.
‘Yunanistan bunu test etmeye çalışacaktır’
Türkiye, yabancı gemileri sahasına sokmuyor. Ancak ilerde Yunanistan bunu test etmeye çalışacaktır. Bu süreçte ne olursa olsun geri adım atılmamalıdır. Doğu Akdeniz meselesi çok uzun yıllar bizi meşgul edecek bir sorundur. Bir maraton koşusudur. Sabırla ve ısrarla denizdeki haklarımızı ve sınırlarımızı gelecek kuşaklar için korumalıyız. Devlet politikası olarak hangi parti iktidar olursa olsun bu sınırlarda bir toleransa veya gerilemeye izin vermemeliyiz. O yüzden hangi seviyede hangi açıklama yapılırsa yapılsın jeopolitiğin özü değişmez. Kimse 21. yüzyılda Türkiye’yi kıtaya itemez.