Geçen yıl 25 Ağustos'ta meydana Pınarbaşı semtindeki bir kauçuk fabrikasında işçi olarak çalışan 1 çocuk babası Sezgin Kahraman, öğle yemeği molasında yemeğini yemek için masaya oturdu. Kahraman yemek sırasında fenalaşıp, bayıldı.
Kahraman'a müdahale eden mesai arkadaşları, sağlık ekiplerine haber verdi. İhbar üzerine ambulans geldi. Sağlık görevlileri, üzerinde Kahraman'ın olduğu sedyeyi ambulansa almak istedi. Ancak bu sırada sedye yana devrildi. Kahraman, sedyeyle birlikte tekrar doğrultularak ambulansa bindirildi ve Ege Üniversitesi Hastanesi'ne götürüldü.
Durumu öğrenen Baysiye Kahraman hastaneye giderek eşi Sezgin Kahraman'ın sağlık durumu hakkında doktorlardan bilgi aldı. Baysiye Kahraman'a eşinin kafatasında çatlak olduğunu, kaburgasının da kırılıp akciğerine battığını söyleyen doktorlar, Sezgin Kahraman'ın darp edilmiş ya da yüksek bir yerden düşmüş olabileceğini ifade etti.
Hastanenin önünde bekleyen Sezgin’in iş arkadaşları Baysiye Kahraman'a ambulans görevlilerinin eşini sedyeden düşürdüklerini anlattı.
Yaklaşık 1 aylık yoğun bakım sürecinin ardından hayata dönen, ancak konuşma ve yürüme gibi yetilerini kaybeden Sezgin Kahraman'ın eşi Baysiye Kahraman, eşinin düştüğünü hastanedeki doktorlardan gizlediğini öne sürdüğü ambulans görevlileri hakkında İzmir Adliyesi'nde Cumhuriyet Savcılğı'na 10 gün önce suç duyurusunda bulundu.
Baysiye Kahraman Demirören Haber Ajansı'na şunları söyledi:
"İş yerinde herhangi bir yere düşme, çarpma gibi bir olay yok. Bunun zaten kamerayla kanıtı da var. Ambulanstaki görevliler eşimi sedyeyle ambulansa bindirirken sedyeden aşağıya düşürüyorlar. Daha sonra eşimi ambulansa bindirip hastaneye götürüyorlar ancak düşürdüklerini hastanedeki doktorlara söylemiyorlar. Hastaneden beni aradılar. Ben de derhal hastaneye gittim. Orada bana, 'Eşinize ne oldu?' diye sordular. Ben de herhangi bir bilgimin olmadığını, ne olduysa iş yerinde olduğunu söyledim. Bana, 'Eşiniz ya darp edilmiş ya da yüksek bir yerden düşmüş olmalı. Çünkü kafatasında çatlak var ve kaburgası kırılıp akciğerine batmış' dediler. Bilgim olmadığını söyledim ve ameliyat için gerekli evrak işlerini halledip, hastanenin dışına çıktım. Aşağıda beni Sezgin'in iş arkadaşları bekliyordu ve onlar bana, 'Biz eşinizi sağlam teslim ettik ancak ambulans görevlileri ambulansa bindirmeden Sezgin'i aşağı düşürdüler' diyerek durumu anlattı. Ben şok oldum."
'Düştüğünü söyleselerdi ve erken müdahale edilseydi şu an eşim belki de bu halde olmayacaktı'
Baysiye Kahraman, eşinin ameliyattan sonra 1 ay boyunca yoğun bakımda kaldığını ve bu süre boyunca hayati tehlikesinin sürdüğünü belirterek, "Entübe olmuştu. Hastaneden her gün beni arayıp eşimin hayati tehlikesinin devam ettiğini, bilincinin hiçbir şekilde açılmadığını, her şeye hazırlıklı olmam gerektiğini söylediler. Ben de çocuğuma bir şey anlatamadım, dua etmemiz gerektiğini söyledim. O telefonun başında her gün hastaneden gelecek haberleri bekliyordum. Eşimin düştüğünü söyleselerdi ve erken müdahale edilseydi şu an eşim belki de bu halde olmayacaktı" ifadelerini kullandı.
'Yürüyemiyor, konuşamıyor bile'
Eşiyle 17 yıllık evli olduklarını dile getiren Kahraman, "Kendisi 1.80 boyunda ve 110 kiloydu. Bir de şimdiki haline bakın, yürüyemiyor, konuşamıyor bile. Önceden çok daha kötüydü, sürekli yataktaydı. Yatak yaraları vardı, boğazı açıktı, konuşamıyordu. Burundan besleniyordu. Oksijen tedavisi görüyordu, dik durmak zorundaydı. Şu an biraz daha iyi gibi gözükse de durumumuz çok zor" dedi.