Osman Kavala çağrısıyla başlayan 'İstenmeyen kişi' krizinin ardından ABD'nin de aralarında bulunduğu bazı ülkelerin Ankara büyükelçilikleri yaptıkları Viyana Sözleşmesi'nin 41. maddesine riayet edeceğini duyurdu.
Cumhurbaşkanlığı kaynakları, söz konusu ülkelerin geri adımını, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın olumlu karşılandığını belirtti.
Vatan Partisi Genel Başkan Doğu Perinçek, Ulusal Kanal'da Ana Haber'e bağlanarak yaşanan gelişmelere ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
'Biz Türkiye’nin iç işlerine karışmayacağız diye bir şey yok'
Perinçek, açıklamalarında şu ifadeleri kullandı:
Burada geri adım yok. Bu neye benziyor, bakın bir adam cinayet işlemiş cinayet işledikten sonra Türk ceza kanununa göre cinayet işlemek hukuka aykırıdır. Ama ben cinayet işledim, yanlış yaptım, hatamı düzeltiyorum. Türkiye Cumhuriyeti devletinden, Türk milletinden özür diliyorum bir daha biz Türkiye’nin iç işlerine karışmayacağız diye bir şey yok.
'Erdoğan’a geri adım attırarak geri adımda ne var biliyor musunuz?'
Geri adım değil. Viyana sözleşmesine gönderme yapıyor. Böyle bir şey yok. Kendilerinin Viyana sözleşmesini ihlal ettiklerine dair bir ifade var mı burada? Hiçbir şey yok. Bakın burada bir tuzak var. Kendileri bir geri adım atmıyor ama sayın Cumhurbaşkanım Tayyip Erdoğan’a geri adım attırarak geri adımda ne var biliyor musunuz? Uçurum var. Yani arkasında geri adım attığı zaman Sayın Tayyip Erdoğan orada bir uçurum var.
Bu son karardan sonra geri dönülemeyecek bir tavra girilmiştir. Türkiye Cumhuriyeti devleti geri dönülürse bu Sayın Tayyip Erdoğan açısından son derece olumsuz, Türkiye açısından ABD’nin kaos planlarına karşı zayıf bir tavır alma anlamına gelecektir.
Burada hiçbir şekilde geri adım görmüyoruz. Geri adım nasıl olur? Biz Türkiye’nin iç işlerine karıştık yanlış yapıyoruz yanlış yaptık ve düzeltiyoruz demelidirler.
Dikkat edersiniz 10 büyükelçi toplu hareket ediyor. Örgütlü bunlar. Bunlar devlet değil. Başlarında bir ABD var. ABD bunların; Almanya’nın, Fransa’nın, İsveç’in, Norveç’in, Finlandiya’nın şunun bunun düğmelerine basıyor ve toplu hareket ediyorlar. Böyle devlet mi olur? ABD’nin kontrolünde böyle bağımsız bir devlet olur mu? O açıdan da çok garip bir durum var.
AKP çevrelerinde hem sayın Cumhurbaşkanımızın çevresinde Cumhurbaşkanı danışmanları çevrelerinde “tamam özür dilediler bu iş bitti” gibi bir hava var.
'Erdoğan’ı yıkma planı yürürlüktedir'
Daha açık bir şey söyleyeyim Sayın Cumhurbaşkanımız Tayyip Erdoğan’ı yıkma planı yürürlüktedir. Ondan vazgeçiyorlar mı? Bakın işin püf noktası bu. Yani Türkiye’ye Osman Kavala’yı serbest bırakın falan hadi iç işlerine karışmak yanlış falan filan. Ben şunu söylüyorum sayın Cumhurbaşkanımız Tayyip Erdoğan’ı devirme planından ABD ve onun güdümündeki birtakım devletler vazgeçiyorlar mı? Esas o devirme planına kaos planına karşı hangi tavır alacağımızı hükümet olarak belirlemek durumundayız. Geri adım atmak bitti. Vazoyu yapıştırdık. Böyle bir durum söz konusu değildir. O bakımdan çok tehlikeli bir süreçteyiz.