Yazar Tecelli Sercan Sırma, Radyo Sputnik’te yayınlanan Serhat Sarısözen’le Gündem Dışı’nda stüdyo konuğuydu.
2003-2017 yılları arasında Kuzey Irak’ta, Türk-İngiliz ortaklı bir petrol şirketinde ülke müdürü olarak çalıştığı için o coğrafyanın gelenek ve göreneklerinden, dinî inanışlarından beslenerek bir halkın acı ve isyanla özdeşleşen hikâyelerini eserlerinde okuyucusuna aktaran Tecelli Sercan Sırma, şunları söyledi:
“Irak’ın işgalinden sonra Amerika oradan çekildi, bilerek bir boşluk yaratmak istedi. Bunun kendiliğinden oluşan bir boşluk olduğunu zannetmiyorum. İlk denemesi Taliban'la Afganistan’da yapıldı. Fakat Afganistan’daki Taliban ile IŞİD birbirine benzemiyor. İkisi de dini refleksle savaşıyor fakat IŞİD başka bir şey. İnancın dışında bir proje IŞİD. Gençleri IŞİD’e çeken üç sebep vardı: Macera ve ganimete ortak olmak. Üçüncüsü de cariye dediğimiz kadınlara sahip olmak. Orasını kim dizayn etmişse dini inançla çok güzel birleştirmiş, bir hareket yapmış. Ortadoğu’da bu hareket devam edecek yani IŞİD bitmeyecek.”
Sırma, Bağdat’ta kaldığı süre içinde Kakai ve Şebek, Feyli, Caferi, Ezidi, Mandei, Süryani gibi inanç gruplarını, IŞİD'den kaçan Ezidileri ziyaret ettiğini belirtti:
“Orada sosyal arkeoloji yaptım. Dünya’nın farkında bile olmadığı eski inançlarını korumak için savaş veren insanlarla tanıştım, onları gün ışığına çıkarmak, destek vermek istedim. Üç kitabım o bölgeyle ilgili ve bu, Türk edebiyatında da bir ilk. Bu bakımdan öncülerden biriyim.”
Cariyelerle ve babalarıyla konuştuğunu vurgulayan Sırma, “Roman kahramanlarımın çoğu kadındır ve kadını ancak kadın kurtarabilir. Kadını, kadın anlar ve kadın korur. Dünyada da cariye yapılmış, tecavüze uğrayan kadınları da koruyan yüzlerce sivil toplum örgütleri, kadınlar var. Kadınların bu öncü hareketini selamlıyorum” diye konuştu.