Romanda Hitler zulmünden kaçıp Büyükada’ya gelen Avusturyalı Franz Fischer (Kamil Kaya) ve Ergüder Yoldaş'ın onu ağırladığı kulübe gibi tarihten esintiler önemli yer tutuyor.
Doktora yıllarında uzun süre Adalar’da yaşayıp buraya aşık olduğunu söyleyen Pohlit’in anlatımıyla yeni kitabı:
“Eskiden bugüne adada yaşayan herkesin bir hikayesi vardı Kamil Kaya ile. Kamil Kaya kitapta gizli bir karakter olarak karşımıza çıkıyor. Kitapta 3 karakter var ve hepsi müzisyen. Kamil Kaya 1900’lerde Viyana’da doğdu. Birinci Dünya Savaşı’na katıldı. Savaştan sonra kendi ülkesinden tiksinip Amerika’ya geçti ve orada yaşamak istedi, New York’ta yaşadı. 1930’lerde Kara Cuma olarak adlandırılan günde bütün parasını kaybetti ve tekrar kendi ülkesi Avusturya’ya döndü.
Kamil Kaya’nın hikayesi
1946’da yılında İran’a gitmek istedi ama İstanbul o kadar hoşuna gitmiş ki Kamil Kaya’nın sonunda yolu İstanbul’a düşmüş. Kendisinin söylediğine göre Gezi Parkı’ndaki parkları da tasarladı çünkü bahçıvanlık tarafı da vardı kendisinin. Ben onun hikayesini Aliye Berger’in kaderine bağladım bu benim tahminim çünkü onların hikayesi de çok önemli. Aliye Berger 1942 yılında ada vapurunda vefat etti. Franz Fischer Türk vatandaşlığını kabul etti ve yeni adı Kamil Kaya oldu. Adanın ünlü tarihçisi Akillas Milas, Kamil Kaya ile 1960’lı yıllarda ilk kulübesini inşa etti."
Pohlit’e göre kitabı okuyup Büyükada’yı daha önce ziyaret etmemiş herkes mutlaka burada geçen yerleri kendi gözleriyle görmek isteyecek.