YAŞAM

Andrey Stenin ödüllü Türk muhabir anlattı: Spontane şekilde büyük bir çöp yığını ortasında kaldık

Moskova’da bu yıl yedincisi düzenlenen ‘Uluslararası Andrey Stenin Basın Fotoğrafçılığı Yarışması’nda büyük ödülün sahibi Türk foto muhabir Şebnem Coşkun oldu. Coşkun, ‘Sualtı Yaşamında Yeni Tehlike Kovid-19 Atıkları’ isimli fotoğrafının başarısını Sputnik’e anlattı.
Sitede oku
Ukrayna'da görev başında hayatını kaybeden Rossiya Segodnya haber ajansının savaş muhabiri Andrey Stenin'in anısına düzenlenen fotoğraf yarışması bu yıl da sahiplerini buldu. Ödül kazananlar arasında yer alan Anadolu Ajansı foto muhabiri Şebnem Coşkun’un, Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı’nın (UNDP) su altı yaşamı savunucusu seçtiği milli sporcu Şahika Ercümen ile birlikte Marmara Denizi’nde gerçekleştirdiği dalışta çektiği fotoğraf, çevre kirliliğini de gözler önüne serdi.
Marmara Denizi’nin son zamanlardaki en büyük çevre felaketlerinden birine şahit olmasının ardından yarışmaya katılarak Kovid-19 atıklarının da denize verdiği hasarı gösteren ve büyük ödülün sahibi olan Şebnem Çoşkun, süreci Sputnik’e özetledi.
Üç ayrı noktadan gerçekleştirilen dalışlarda ekibin birbirini görmekte bile zorlandığına dikkat çeken Coşkun:
Belli başlı yerlerde daha az atıkla karşılaştık. Sonuçta Marmara Denizi ve Boğaz farklı akıntılara sahip, bir tarafa çöpler birikirken diğer tarafta olmayabiliyor. Biz Ortaköy’e gittiğimizde, bir gün önce yağmur yağdığı için yağmurla birlikte sürüklenip gelen çok fazla atık vardı. O nedenle fotoğrafı orada çektik ama planlanan bir şey değildi, spontane bir şekilde büyük bir çöp yığınının ortasında kaldık.”

‘Amacım insanları bu konuda bilinçlendirmek’

Muhabir, fotoğrafın çok şey anlattığını ifade ederek, buna rağmen kendisi için çok üzücü bir şekilde hafızasına kazındığını belirtti. Coşkun sözlerine, “2014 yılında tüplü dalışa başladım ben. İkinci dalışımdan itibaren suda yüzen çöpleri görmeye de başladım. Bir habercilik anlayışıyla da ‘Bunlar neden gösterilmesin?’ dedim. Burada Anadolu Ajansı’nın büyük bir katkısı var; çektiklerinizi dünyaya ve insanlara gösterebiliyorsunuz. Bu şekilde çöplerle tanıştım. Bu fotoğrafın geçmişteki hikayesi çok uzun yıllara dayanıyor. Her dalışımda plastikleri ve kirliliği görmeye devam ettikçe bu çekimleri de artırmaya başladım. Dolayısıyla bu fotoğrafın bendeki anlamı büyük çünkü ne kadar çok insana duyurulabilinirse ve ulaşabilirse o kadar çok insanın kendisini sorgulayacağını düşünüyorum” diye devam etti.

‘Görmek istediğimiz bir manzara değildi’

Normal zamanlarda halihazırda plastik atıklara rastladığının vurgusunu yapan Coşkun, fotoğrafın çekildiği sürecin pandemi dönemine denk gelmesiyle birlikte tıbbi atıkların da deniz suyuna karıştığını hatırlatarak, “Buna aslında direkt insan faktörü de diyemeyiz; insanlar maskelerini denize atıyor gibi bir şey söz konusu değil. Çöpler de kendi aralarında ayrılıyorlar; direkt denize atılanlar var, rüzgar yoluyla karışanlar var, sürüklenenler var. Bizim de sürüklenerek geldiğini tahmin ettiğimiz bir yığın vardı dalış yaptığımız noktada. Birkaç dezenfektan şişesi gördük. Gözlemlemek istediğimiz bir şey değildi ama görünce de fotoğrafını tabii ki çektik” dedi.

‘Bunların doğada ne zaman çözüleceğine dair bir fikrimiz yok’

Dönemin verdiği bir etkiyle beraber fotoğrafın da anlam kazandığının altını çizen Coşkun, atıkları çekmek için yaptıkları dalışta böylesi bir şeyi de beklemediklerini dile getirdi. Deneyimli muhabir, pandemiyle birlikte zararlarını hala bilemediğimiz bir yükün de denizlere döküldüğünü vurguladı. Özellikle maskeler konusuna dikkat çekerek, “Bunların doğada ne zaman çözüleceğine dair bir fikrimiz yok çünkü kendi aralarında da farklı farklı malzemeler kullanılarak yapılıyorlar. Rize’de çalışmalar yapan Plankton Ekolojisti Ülgen Aytan hocamız, mikro plastik üzerine çalışıyor. Bir araştırma kapsamında şuan tıbbi atıkların da doğada ne kadar hızla çözülebileceği, canlı hayatının nasıl etkileneceği üzerine çalışmaları var. Zannediyorum onlar bu konuya daha uzun süreçte cevap bulabileceklerdir.” dedi.

‘Kullandığımız bir plastikle bir canlının hayatını sonlandırıyoruz’

Coşkun, deniz ve çevre kirliliği konusundaki fikirlerini dile getirerek, “Elle atmasak bile bir şekilde yere attığımız birçok çöp, rüzgar yoluyla veya sürüklenerek denize karışabiliyor. Kullandığınız bir pet şişe denize karıştıktan sonra bütün halde kalmıyor; güneş, rüzgar ve denizin tuzluluğu onu parçalanmaya doğru itiyor. Parçalandıktan sonra da balıklar tarafından yeniliyor, deniz kaplumbağaları tarafından tüketiliyor. Gözle görünmediği için bu şekilde algılayamasak da aslında kullandığımız bir plastikle bir canlının hayatını sonlandırıyoruz maalesef. Daha da acı tarafı, artık plastikler o kadar çok parçalanmaya başladı ki mikro boyutlara ulaştılar. Bunlar da denizler için büyük bir problem.” dedi.

‘Çözüm basit’

Sözlerine çözümün de belli olduğunu ekleyen Coşkun, Plastik kullanımını mutlaka azaltmamız gerekiyor. Herkes kendi kapısının önünü süpürüp kendi önlemini almalı ki biz bu atık girdisini azaltalım. Maalesef plastik kullanımını tamamen kesemezsiniz ama mevcut kullanımları azaltabilirsiniz. Bu iş biraz bireysel kullanımda başlıyor, tek kullanımlıklardan biraz uzak kalmak gerekiyor.” açıklamasında bulundu.

‘Global bir yarışma olmasına rağmen fotoğrafıma çok güveniyordum ama sonuca da şaşırdım’

Son olarak sözlerine fotoğraf ödülünü aldığından nasıl haberdar olduğunu anlatarak devam eden Coşkun, çok güçlü fotoğrafların olduğu bir platformda yarıştığını hatırlatarak, “Andrey Stenin’in sayfasında yayınlandığında ben bir haberle ilgileniyordum ve telefonuma çok uzaktım epey geç gördüm. Gördüğümde ise şaşırdım çünkü fotoğrafımın ne kadar güçlü olduğunu bilmeme rağmen global bir yarışmada olduğumu düşünerek haber anlamında çok kuvvetli görseller olduğunu biliyordum. Fotoğrafıma güvenmekle alakalı bir sıkıntım yoktu ama sitede görür görmez güzel sonuçtan dolayı da çok mutlu oldum” dedi.
MULTİMEDYA
Andrey Stenin Basın Fotoğrafçılığı yarışmasının kazananları
Yorum yaz