Geçen eylül ayında Rusya’da yapılan Duma seçimleri sonucunda yeniden başkanlık koltuğuna oturan Vyaçeslav Volodin, Telegram kanalından yaptığı bir paylaşımda Nobel Barış Ödülü ile ilgili değerlendirmelerde bulundu.
Söz konusu ödülün şüpheli kararlarla itibarsızlaştırıldığına dikkat çeken Volodin, ancak ödül sahiplerinin insan haklarını ve özgürlüklerini ihlal ettiklerinin tespit edildiği durumlarda ödülü geri çekme şeklinde bir prosedürün güvenin yeniden kazanılmasına yardımcı olacağını ifade etti.
“Temel bilimler alanında Nobel Ödülü söz konusu ise herhangi bir sorun yok. Zira ödülün neden verildiği belli. Nobel Barış Ödülü ile ilgili değerlendirme kriterleri olmadığı gibi net bir şey de yok” ifadelerini paylaşan Volodin, örnek olarak yönetimde iken ‘halkların bölünmesine, 20. yüzyılın en büyük jeopolitik felaketi olan SSCB'nin çöküşüne yol açan’ Mihail Gorbaçov'u gösterdi.
Rus bürokratın verdiği örnekler arasında Arakanlı Müslümanlara yönelik gerçekleştirdiği ve uluslararası kamuoyunca 'soykırım' olarak tanımlanan operasyonlarla akıllarda kalan Myanmar lideri Aung San Suu Kyi, ayrıca ödülü seçilmesinden kısa bir süre sonra, çalışmalarının herhangi bir sonucu hakkında konuşmak için henüz çok erkenken alan eski ABD Başkanı Barack Obama gibi isimler de sıralandı.
Volodin, “Bu tür kararların Nobel Barış Ödülü'nün itibarını sarstığı ortada. Ona duyulan güven, suçların işlendiği, insan haklarına ve özgürlüklerine yönelik ihlallerin yapıldığı ortaya çıkması durumunda ödülü geri çekme prosedürün başlatılmasıyla geri kazanılabilir” ifadelerini kullandı.
Bu yıl Nobel Barış Ödülü'ne 329 aday içinden iki gazeteci, Filipinler'den Maria Ressa ve Rusya'dan Dmitriy Muratov layık görülmüştü. Novaya Gazeta Genel Yayın Yönetmeni Muratov, modern Rusya tarihinde ilk Nobel Barış Ödülü’nü alan kişi oldu. Sovyetler Birliği döneminde ise bu ödül, nükleer fizikçi Andrey Saharov’a ve Sovyetler Birliği’nin son lideri Mihail Gorbaçov’a takdim edilmişti.
“Temel bilimler alanında Nobel Ödülü söz konusu ise herhangi bir sorun yok. Zira ödülün neden verildiği belli. Nobel Barış Ödülü ile ilgili değerlendirme kriterleri olmadığı gibi net bir şey de yok” ifadelerini paylaşan Volodin, örnek olarak yönetimde iken ‘halkların bölünmesine, 20. yüzyılın en büyük jeopolitik felaketi olan SSCB'nin çöküşüne yol açan’ Mihail Gorbaçov'u gösterdi.
Rus bürokratın verdiği örnekler arasında Arakanlı Müslümanlara yönelik gerçekleştirdiği ve uluslararası kamuoyunca 'soykırım' olarak tanımlanan operasyonlarla akıllarda kalan Myanmar lideri Aung San Suu Kyi, ayrıca ödülü seçilmesinden kısa bir süre sonra, çalışmalarının herhangi bir sonucu hakkında konuşmak için henüz çok erkenken alan eski ABD Başkanı Barack Obama gibi isimler de sıralandı.
Volodin, “Bu tür kararların Nobel Barış Ödülü'nün itibarını sarstığı ortada. Ona duyulan güven, suçların işlendiği, insan haklarına ve özgürlüklerine yönelik ihlallerin yapıldığı ortaya çıkması durumunda ödülü geri çekme prosedürün başlatılmasıyla geri kazanılabilir” ifadelerini kullandı.
Bu yıl Nobel Barış Ödülü'ne 329 aday içinden iki gazeteci, Filipinler'den Maria Ressa ve Rusya'dan Dmitriy Muratov layık görülmüştü. Novaya Gazeta Genel Yayın Yönetmeni Muratov, modern Rusya tarihinde ilk Nobel Barış Ödülü’nü alan kişi oldu. Sovyetler Birliği döneminde ise bu ödül, nükleer fizikçi Andrey Saharov’a ve Sovyetler Birliği’nin son lideri Mihail Gorbaçov’a takdim edilmişti.