Ancak döviz kurunun yanı sıra çok büyük sorunlar da var. Çip krizinin yarattığı önemli bir tedarik sıkıntısı var. Buna son 3 aydır çok farklı tedarik sıkıntıları da eklendi. Bunlardan biri alüminyum ve magnezyum sıkıntısı. Otomobil üretiminde kullanılan bu elementlerin tedarikinde global çapta çok büyük sorunlar oluştu. Buna bir de limanlardaki sıkışıklık ve pandemiden dolayı özellikle Uzakdoğu’daki liman işletmelerinin kapanma eğilimindeki sıkıntıları baş göstermesi sebebiyle lojistik anlamında da çok önemli sorunlar oluştu. Bunlar sıfır kilometre araç üretimini ve lojistiğini etkileyen faktörler oldu. Çip krizi devam ederken özellikle ülkemizde döviz artışı da devam ediyor. Bunlara bağlı olarak da otomobil fiyatları yukarı doğru gidiyor. Türkiye’de özellikle son 3 ay otomobil satışlarının en yoğun olduğu dönemdir. Ancak bu dönemde araç tedarik sıkıntısı olacağından yaklaşık 50-60 bine oturan aylık sıfır kilometre araç satışı daha düşecek.
‘Yüzde 12 artış öngörülüyor’
Fiyatlara denetim getirilebilir mi?
İkinci el araçlardaki fiyat artışlarının legal olarak denetlenmesi mümkün değil. Çünkü serbest pazar var, herkes istediği fiyatı yazabilir. Piyasayı bilmeyen araç satıcıları, bu tür sitelerdeki araç fiyatlarına bakıyor. Aracı 90 bin TL değerinde ise ‘benim aracım kıymetli’ diyerek 120-130 TL yazabiliyor. Nasıl olsa pazarlık yapılır diye düşünülüyor. Bunun yanı sıra galericiler de piyasayı yükseltiyor. Sıfır kilometre araç pazarından tedarik zor olduğu için bayilerden bir şekilde sıfır kilometre araç satın alan galeriler, araç sıfır olmasına rağmen bayideki fiyattan daha daha fazla yazıyor. Biz gördük 150 bin TL daha fazla fiyat yazan galericiler var. Bunlar tabii ki fırsatçı diye nitelendirdiğimiz kişiler. Bunlara denetim legal olarak mümkün değil ancak satış yapılan internet siteleri çeşitli algoritmalarla ilan verenleri yönlendirebilir.