DÜNYA

Beyrut patlamasını soruşturan yargıcı protesto edenlere ateş açıldı: En az 6 ölü, onlarca yaralı

2020'de 250'den fazla kişinin öldüğü ve 7 binden fazla kişinin de yaralandığı Beyrut Limanı'ndaki patlama soruşturması, giderek büyüyen soruna dönüştü. Soruşturmayı siyasallaştırmakla suçladıkları yargıcı protesto etmek isteyen Hizbullah destekçilerine düzenlenen kanlı saldırıda çok sayıda kişi öldü ya da yaralandı.
Sitede oku
Lübnan'ın devasa sorunlarını katmerleyen Ağustos 2020'deki Beyrut Limanı patlamasını soruşturan yargıca Hizbullah'ın yönelttiği eleştiriler yeni bir siyasi kriz yaratırken, 'yargıcın soruşturmayı siyasallaştırmasını' protesto için Adalet Sarayı'na yürüyen göstericilere ateş açıldı.

Evinde oturan kadına da kurşun

Beyrut'un Tayune ilçesinde göstericilere keskin nişancılar tarafından ateş açıldığını açıklayan Lübnan ordusundan kaynaklar, ilkin en az 4 ölü, 12 yaralı olduğunu, kurbanlar içinden bir kadının evinde otururken kurşun isabet etmesi sonucu can verdiğini söyledi. Ardından Hizbullah'a yakın el Meyadin kanalı, en az 6 ölü, 60'dan fazla yaralı haberini geçti. Hastane kaynaklarına göre 12 yaralının durumu ağır. Daha sonra İçişleri Bakanlığı, 6 kişinin öldüğünü doğruladı.

Ordundan silahlı kişileri vurma uyarısı

Protestoculara silahlı saldırı düzenleyenlerin peşine düştüğünü açıklayan Lübnan ordusu, 'Beyrut'ta kimi silahla ateş ederken görürse vuracağı' uyarısını yaptı. Ateş açılan binalara askeri operasyon düzenleyen ordunun keskin nişancılardan en az birini yakaladığı haberi geldi.

Saatler süren çatışmalar çıktı

Saldırı, Adalet Sarayı'na protestoya gidenlere Ayn el Remmaneh semtinde kavşaktan geçerken ateş açılmasıyla başladı. Keskin nişancıların sokaktakilere ateş etmeyi sürdürmesiyle bölgeye ulaşan karşı tarafın milisleri arasında saatler süren uzun çatışmalar çıktı.

Sokakta durup film izler gibi çatışmaları izledi

Bu sırada sokaktaki bir adamın sokakta yaylım ateşi açan milislerin yanında gidip rahat bir edayla çatışmaları izlemesi, sosyal medyada ayrı bir gündem oldu.

Çocuklarda korku ve panik

Diğer yandan koşarak kaçmaya ve güvenli bir yere saklanmaya çalışan insanların görüntüleri de sosyal medyada paylaşıldı. Çatışmalar sırasında bölgedeki okullarda mahsur kalan çocuklar korku ve panik yaşarken, askerler sokaklardaki anne ve çocukları güvenliğe ulaştırmak için devreye girdi.
Lübnan televizyonu da tüfek ve ağır silahlar taşıyan kimliği belirsiz erkeklerin görüntülerini yayımlarken, bölgenin yakınlarında en az 2 patlama meydana geldiği de belirtildi.

'Protestocuları başlarından vurdular'

Bugün kanlı saldırının ardından ortak açıklama yapan Şii partiler Hizbullah ile Emel, 'Beyrut'taki çatılardan keskin nişancılarla ateş açan silahlı grupların protestocuları başlarından hedef aldıklarını' söyledi. 'Amacın ülkeyi çekişmeye sürüklemek olduğunu' belirterek destekçilerine 'sükunet' çağrısı yapan iki parti, orduyu da 'faillerin yakalanması için süratle müdahalede bulunmaya' davet etti.

Hizbullah, Falanjistleri sorumlu tuttu

Ardından bir açıklama daha yapan Hizbullah, iç savaş döneminde Sabra ve Şatilla katliamlarını da düzenleyen İsrail destekli aşırı sağcı Falanjistleri temsil eden Lübnan Güçleri'ni sorumlu tuttu. Açıklamada, bugünkü saldırıyı Maruni Hıristiyanların ikinci büyük partisi 'Lübnan Güçleri'ne bağlı silahlı kişilerin düzenlediği, keskin nişancıların insanları öldürmek amacıyla ateş açtığı' dile getirildi. Silahlı güçlere ve eğitim kamplarına sahip olmaya devam eden Lübnan Güçleri'ne liderlik eden Semir Ceca, sıkı bir Suriye karşıtı, Batı ve İsrail yanlısı olarak İsrail işgal-ilhakına karşı direnişe öncülük eden Hizbullah'ın silahsızlanması taleplerinde ısrarcı.

Lübnan Güçleri vekilinden sorumluluğu üstlenme iması

Nitekim Lübnan Güçleri milletvekili İmad Vakim, sosyal medya paylaşımında, çatılardan göstericilerin üzerine ateş açılmasını 'iki parti arasındaki çatışma' diye niteleyerek şunları yazdı:
"Başlayan çatışma bir partiyle diğer parti arasındadır. Bir taife ile diğer taife veya bir bölge ile diğer bölge arasında değildir. Bu çatışma, Hizbullah ile devletten geri kalan kurumları Hizbullah egemenliğinden korumak için diğer her taifeden özgür Lübnanlılar arasındadır. Adaleti korumak içindir."
Hizbullah ile Emel'in Hristiyan bölgesinde bulunan Adalet Sarayı önünde protesto çağrısında bulunmasının ardından, çarşamba akşamı Lübnan Güçleri'nin harekete geçirdiği destekçilerinin büyük haçlar taşıyarak sokaklarda yürüyüş düzenlediklerine dair videolar sosyal medyaya düşmüştü.

'İç barışın muhafaza edilmesi' vurgusu

Lübnan İçişleri Bakanı Besam Mevlevi ise Güvenlik Konseyi toplantısının ardından düzenlediği basın toplantısında, 'Hizbullah'ın gösterinin barışçıl olacağı konusunda kendilerine güvence verdiğini' söyledi. Mevlevi, "Güvenlik Konseyi, kutsalların en kutsalı olan iç barışın muhafaza edilmesi gerektiğini vurguladı" dedi.
Başbakan Najib Mikati, 'provokatörlerin Lübnan'ı şiddet dolu geçmişine geri döndürme girişimlerine' karşı uyarı eşliğinde sükunet çağrısında bulundu. Lübnan, 1975-90 yılları arasında Maruni Hristiyanlarla Şii ve Sünni Müslümanlar arasında Filistinli ve Dürzilerin de karıştığı mezhepçi bir iç savaşla paramparça olmuştu.

Yargıç Bitar krizi

Saldırı öncesinde Hizbullah Genel Sekreteri Hasan Nasrallah'ın soruşturmayı yürüten Tarık el Bitar'ın 'görevden alınması, yerine dürüst bir yargıç atanması' talebi, güçlükle kurulan yeni hükümeti karıştırmıştı. Yargıcın ifade vermeleri için tutuklama kararı çıkardığı eski iki Şii bakanın Bitar'ın görevden alınması talebiyle dava açması üzerine 2. kez askıya alınan soruşturmanın mahkemenin talebi reddetme kararının ardından devam etmesi bekleniyor.
250'den fazla kişinin öldüğü, 7 binden fazla kişinin yaralandığı, 300 bin kişinin evsiz kaldığı patlamanın, gübre yapımında kullanılan amonyum nitratın 2750 tonun 2013 yılında arızalanan MV Rhosus adlı gemiden alındıktan sonra Beyrut Limanı'ndaki 12. Depo'da son derece güvenliksiz şartlarda tutulmasından kaynaklandığı anlaşılmıştı.

Tam da 'Maydan' aktörü Nuland Beyrut'tayken

Bugünkü saldırı, Ukrayna'da 2014'te Maydan olaylarıyla hükümetin devrilmesinin perde arkasındaki aktörü olarak tanınan ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Victoria Nuland’ın Beyrut'u ziyaretiyle eşzamanlı gerçekleşti. Basın toplantısı düzenleyen Nuland, "Tarafsız bir yargı, tüm hakların garantörüdür. Lübnan halkı daha azını hak etmiyor ve limandaki patlamada kaybedilen kurbanlar ve aileleri de daha azını hak etmiyor" diyerek Hizbullah'a laf attı. ABD'li diplomat, Hizbullah'ın çağrısıyla Lübnan'daki enerji krizinin imdadına koşarak akaryakıt tedarik eden İran'ı "Yaptığı şey tam bir halkla ilişkiler gösterisi" diye eleştirdi.

ABD'den Lübnan ordusuna ek yardım vaadi

Derin ekonomik krizin ortasındaki Lübnan'a yardım için ABD'nin Dünya Bankası ve insani yardım kuruluşlarının eşliğinde Lübnan makamlarıyla birlikte çalıştığını söyleyen Nuland, ABD'nin Lübnan ordusunu desteklemek için ilave 67 milyon dolar sunacağını duyurdu.

Maidan'da da keskin nişancılara göstericilere ateş açma emri verilmişti

2015'te daha sonra ABD'nin Hunter Biden yolsuzluk skandalını araştırdığı için Kiev'e yaptığı baskıyla görevden alınacak olan Ukrayna Başsavcısı Viktor Şokin, Kiev'deki Maydan protestoları sırasında, 20 Şubat 2014 günü yaşanan ve onlarca göstericinin ölmesine neden olan keskin nişancı katliamında Rusya’nın parmağı olduğu yönünde hiçbir kanıta ulaşılamadığını açıklamıştı. 2018'de Sputnik, mahkemedeki ifadelerine de ulaştığı keskin nişancılarla konuşmuştu. Hepsi Gürcü asıllı olan bu kişiler, sadece polisleri değil, kalabalığı daha da kızıştırmak ve siyasi krizi kışkırtmak için göstericiler ateş açılması yönünde doğrudan talimat aldıklarını söylemişti.
DÜNYA
Maydan olaylarında kalabalığa ateş açan Gürcü keskin nişancılar: Görevimiz göstericileri kışkırtmaktı
Yorum yaz