Prof. Dr. Batum: Türkiye için Anayasa'nın ilk 4 maddesinin değişmemesinde büyük yarar vardır
Anayasa Hukuku Profesörü Süheyl Batum Anayasa'nın değişmez ilk 4 maddesini Sputnik için değerlendirdi. Batum, “toplumsal çatışma alanları olan toplumlarda değişmez maddelerin olması gerektiğini” vurguladı.
Sitede okuAnayasa’nın
ilk dört maddesiyle ilgili tartışma Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Kurulu (YİK) Başkanvekili ve eski TBMM Başkanı
İsmail Kahraman’ın Birlik Vakfı'nın Çemberlitaş'taki genel merkezinde
'Yeni Anayasa ve Öze Dönüş' konulu konferansındaki sözleri ile başladı.
Ardından tartışma
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 'Anayasa'nın ilk 4 maddesi', 'CHP’nin iradesi mi yoksa Kılıçdaroğlu’nun kişisel fikri mi?' sözleri ve CHP Lideri
Kemal Kılıçdaroğlu’nun cevabı ile farklı bir boyuta taşındı.
İlk dört madde tartışması ülke gündemindeki yerini korurken, Anayasa'nın ilk dört maddesinin ne anlam taşıdığını ve neden değiştirilmemesi gerektiğini Anayasa Hukuku Profesörü Süheyl Batum Sputnik’e anlattı.
'Çatışma alanları olan ülkelerde değişmez madde olmalı'
Batum, anayasada
değişmez maddelerin olmasının nedenini şu şekilde anlattı:
“Antik Yunan'da en önemli anayasacılardan bir tanesi Solon’dur. Solon’a soruyorlar en iyi anayasa hangisidir? ‘Bana hangi toplum ve hangi ülke için olduğunu söyleyin’ diyor. Çünkü toplumlar farklı farklıdır. Amaç iyi bir anayasa yapmak. İnsanlar eşit, özgür, yarınından emin, güvence içinde çocuklarını güvenle geliştirebilecekleri bir siyasal toplum kurmak istiyorlar. Her toplumdaki sosyal, siyasal, kültürel koşullar farklı olduğu için her birinin bu amaca ulaşmadaki kullanacağı kavramlar ve kurallar farklı farklı olmak zorundadır. Örneğin kadın erkek eşitliğinin hiç sorun olmadığı bir toplumda bunun kural olarak yazılması gerekmeyebilirken, kadınların eşit addedilmeği bir toplumda ise mutlaka ve mutlaka kadınların eşitliğini sağlayabilecek kurallar olmalıdır. Hiç kimse bu kurallar ‘bende yok sende neden var’ diyemez. Eğer toplumdaki çatışma alanları bir değişmez madde konulmasını gerekli kılmayacak ölçüde ise değişmez madde koymanın bir anlamı yok. Çünkü toplumda bir konsensüs vardır.”
'Türkiye için büyük önem taşıyor'
Türkiye’deki ilk 4 maddenin varlığının nedenleri hakkında da bilgi veren Batum “Türkiye gibi kadın erkek eşitliğinin bile, dinsel açıdan bir ayrım vasıtası olarak kullanıldığı, millet olgusunun bile bir ayrım unsuru olarak kullanılabildiği, kimimizin ‘ümmet’ dediği, kimimizin ‘diğer milletleri ne yapacağız’ dediği, kimimizin ‘Türk milletine karşı olduğu’ bir ülkede değişmez maddeler şunu sağlar. Bunlar değişmesin, toplumda bu anlayış otursun. Türkiye’de örneğin laik sistemle sıkıntısı olan, laik sistemi sevmeyen, burası ‘Sünni Müslümanların ülkesindir’, diğerlerine ise ancak ‘hoşgörürüz’ diyen bir kitle var. Bu görüş oldukça ve talep ettikçe, bence Anayasa'da diğer bütün insanların, 5-10 kişi bile olsa, hakların korunması açısından değişmez maddeler çok büyük önem taşır. Aksi demokrasi ile bağdaşmaz” ifadelerini kullandı.
'Birçok ülkede değişmez madde var'
Değişmez madde örneklerinin farklı ülke anayasalarında da olduğuna vurgu yapan Batum “Fransızlar cumhuriyeti bir oyla kabul edebilmişler ve hemen ardından ‘cumhuriyet değişmez’ demişler. İtalyanlar Mussolini dönemini yaşadıkları için ‘cumhuriyet değişmez’ maddesini eklemişler. Portekizliler Salazar diktatörlüğünden kurtulmuş ve demiş ki ‘şu şu maddeler değiştirilemez’ demişler. Almanlar ‘federal devlet niteliğindeki devlet ile temel hak ve hürriyetler değiştirilemez” demişler. Her toplumun çatışma alanları farklı farklıdır” değerlendirmesini yaptı.
'2011’de ilk 4 madde kaldırılmak istendi'
2011 yılında TBMM çatısı altında kurulan Anayasa Uzlaşma Komisyonu'na CHP’yi temsilen katılan Batum o süreçteki tartışmaları hatırlatarak “2011’de anayasa hazırlarken AKP sürekli olarak bunu dile getirdi ‘kaldıralım’ dedi. Bunu ileri sürenler anayasa bilgisine veya yeterli zekaya sahip olmadıkları için "Dünyada örneği yok ki bunun” diyorlardı. Bunun tamamen yanlış olduğunu söylediğimizde "Bu kadar uzun değil" diyorlardı. Hiçbir anlamı olmayan hiçbir bilimsel yanı olmayan şeylere tutunuyorlardı. Hiçbir anlamı yokken neden bunu kaldırmak isterler, çünkü laik sistemle büyük sıkıntıları var. Bunu isteyenler şunu istiyor; bu ümmet olsun, millet olmasın, bağlayan tek unsur din olsun, mezhep olsun. Alevilerle ilgili mahkeme kararlarına rağmen buna uyulmuyor. Adı demokrasi bir de bunun kaldırıldığını düşünün” ifadesini kullandı.
'CHP içinde ilk 4 maddedeki bazı ibareleri düzeltmek isteyenler vardı'
Komisyon çalışmaları sırasında CHP’li bazı üyelerin ilk dört madde ile ilgili açıklamalarına da değinen Batum “CHP’nin içinde Anayasa'nın ilk dört maddesini 'tamamen değiştirelim veya kaldıralım' diyen yoktu. Çünkü 'Bizim laiklikle sorunumuz var, veya üniter devletle sorunumuz var' diyen yoktu. İlk dört maddedeki bazı hatalı ibareler tabi ki kaldırılabilir. Mesela 'insan haklarına saygılı' ne demek, insan haklarına dayanan olmalı. Devletin dili Türkçedir değil, resmi dili Türkçedir olabilir, ancak denizin dalgalı olduğu, ve AKP gibi partilerin hazır ol da olduğu, laiklik ilkesini en önemli şey olarak kabul ettiği bir dönemde, bazı arkadaşlarımız ‘laikliği değiştirmeyiz bu eksiklikleri değiştirelim, bu yanlışlıkları değiştirelim daha iyi bir anayasa metni hazırlayalım’ dediğinde, ben ‘kuyruğun geçtiği yerden fil de geçer’ dedim. Bir bakarsınız virgül değil, ‘eller havaya laikliği de kaldıralım’ veya ‘millet ifadesini de kaldıralım’ derler. Ben buna karşı olduğum için bazı arkadaşlarla karşı karşıya geldim. Beni CHP o dönemde iki kişiyle birlikte Anayasa Uzlaşma Komisyonuna temsilci olarak gönderdi. Ben çok temel konularda bile anayasa profesörüyüm demeden, diğer milletvekili arkadaşlarıma sordum. 134 arkadaşımızdan 120 küsuru bana cevap verdi. Yüzde 90 oranla benim önerdiğim kabul edildi” sözlerini kullandı.
Türkiye’de anayasa tartışmaları
Cumhur İttifakı kanadında bir süredir devam eden anayasa hazırlıklarını da değerlendiren Batum “Dünyanın hiçbir ciddi ülkesinde 2007, 2010, 2017’de tek başına, hem de ‘daha böyle bir anayasa değişikliği yapılmadı’, ‘bütün dertlerimizden kurtulduk’ diyerek anayasa değişikliği yapmış bir iktidarın, '4 yıl sonra ya hep yanlış yapmışız, bu sefer doğrusunu yapacağız’ diyerek ortaya çıkabildiği hiçbir ciddi ülke yoktur. Ben AKP ve MHP’nin anayasa yapma yeteneğinin olduğuna inanmıyorum. Hele hele tek başına yapmasının hiç mümkün olmadığına inanıyorum. Ve artık ‘hadi gelin hep beraber bir anayasa yapalım’ demek için de 14 yıl geciktiğini düşünüyorum. Türkiye’de anayasa değişir mi değişmez mi sadece gündemi saptırmak için, başka hiçbir çıkar yolu kalmamış bir iktidarın son çırpınışları olarak görüyorum” dedi.