GÖRÜŞ

Öyküsünü NFT olarak satan Bugay: Elde ettiğim gelirle 2000 fidanlık bir hatıra ormanı yaptıracağım

Bir öyküsünü NFT olarak satan yazar Bugay, elde ettiği gelirin bir kısmıyla TEMA Vakfı işbirliğinde kedisi Gofret’in ismini vereceği 2000 fidanlık bir hatıra ormanı yaptıracağını söyledi.
Sitede oku
Yazar Zeynep Bugay, Serhat Sarısözen’le Gündem Dışı’nda stüdyo konuğu oldu.
‘Proti Adası’nın Esrarı’ romanının yazarı Zeynep Bugay, kitap ile ilgili ilham aldığı ada ve kendi hayatının izdüşümünü kurguladığı fantastik hikâye için, şunları söyledi:
“Bu kitabı kaleme alırken ilham aldığım unsurlar çocukluğum ve yazlarımın neredeyse tamamında yaşadığım Kınalıada ve tekir İran kedim Gofret'ti. Bu sene hepimize hürriyetin ve sağlığın değerini hatırlatan pandeminin dışında bir gündeme ihtiyacımız vardı. Ben zengin bir Türkçeyle kurgulayıp sunduğum bu fantastik dünyanın okuyucuya odaklanılacak o farklı konuyu sunacağına ve hayatlarına duygusal pek çok unsurla dokunacağına inanıyorum. Ada'nın varlığı sebebiyle, bambaşka bir tatta bir öykü olduğuna inandığım bu kitapta köklerimize, ailemize ve geleceğimizi değiştirebilecek bilinçli seçimlere dair göndermelerin, eşzamanlı yaşanan paralel hayatları da tasvir ederek bizleri görünen ve görünmeyenin kesiştiği ortak bir alanda buluşturacağı kanaatindeyim.”

'Hepimizin doğaya borcu olduğunu düşünüyorum'

Son romanı Proti Adası’nın Esrarı’na ilham olan ‘Anne’ öyküsünün NFT satışı sonrasında elde ettiği gelirin bir kısmıyla TEMA Vakfı işbirliğinde tekir İran kedisi Gofret’in ismini vereceği 2000 fidanlık bir hatıra ormanı yaptıracağını belirten Zeynep Bugay, “Hepimizin doğaya borcu olduğunu düşünüyorum” dedi.

‘Süratli bir başarı ve oldukça yüksek bir gelir elde ettim’

“Dijital dünyanın bize sunduğu yeni nesil teknolojileri takip etmeyi ve böylesi inovasyonları kendi alanım olan edebiyata da taşıyabilmeyi önemli görüyorum” diye konuşan Bugay, şöyle devam etti:
“Öykümün NFT ile satılması girişimim sonucunda süratli bir başarı ve oldukça yüksek bir gelir elde ettim. Güncel dijital akımları takip ve tatbik etmeyi önemsediğim kadar, dünyanın geleceğine sunacağım kalıcı bir katkımın da olmasını önemsiyorum. Kitabımın ilham kaynağı olan, hayatımın büyük bir bölümünün geçtiği Kınalıada, bizlere insanlardan çok daha fazla dost olduklarını pandemi döneminde de deneyimlediğimiz kedilerimiz, köpeklerimiz, evcil diğer tüm hayvanlarımız ve tabiat örtüsü, onunla var olan her türden canlı benim gözümde çok değerli. İstedim ki teknolojiden kazandığım gelir, örnek de teşkil etmesini dilediğim bir şekilde, başka pek çok kişiye benzeri bir ilhamı aşılasın. Pandemi sürecinde insanoğlunun kendi kabuğuna çekilmek zorunda kalışıyla, doğal yaşam ve tabiat örtüsündeki bir nebze rahatlama ve temizlenmenin sürdürülebilir ve kalıcı olmasını temenni ediyorum. Hepimizin kabul etmesi gerekiyor ki bilerek ya da bilmeyerek doğaya verdiğimiz zarar çok büyük. Doğa telef olursa insanoğlunun da var olması mümkün olmayacağı için çevreye karşı bilinçli sorumluluk her bireyin birincil görevidir. Kızım Lea başta olmak üzere, tüm çocuklara bırakabileceğimiz yegâne kalıcı değerin, umursamaz şekilde zarar verdiğimiz ve yok ettiğimiz her bir unsuru gerisin geri yerine koyabilmek için vereceğimiz samimi çaba olduğuna inanıyorum. İşte tam da bu nedenle, kedim Gofret sembolik olarak korumamız, sevmemiz, saygı duymamız gereken doğa anayı ve doğal yaşamın her türlü unsurunu temsil etsin istedim. Umarım ki, benim bu bireysel çabam insanlığa bir ilham verir ve ülkemizin farklı köşelerinde, farklı farklı kalplere dokunarak, yepyeni yapıcı yollar açar.”
Proti Adası’nın Esrarı büyülü, sırlarla dolu, farklı bir dünyaya yolculuk etmek isteyen okurlar için yazarın yaşadığı Kınalıada’dan yola çıkarak, gizemli ve ilham veren ada coğrafyasında terk edilmiş bir kedinin, hayat yolunu, annesini ve kaybettiği sevgiyi arayan nahif hikâyesini bizlerle buluşturuyor.
Yorum yaz