Şanlıurfa bulunan Uğur Tekstil fabrikası, DİSK Tekstil İşçileri Sendikasının (DİSK/TEKSTİL) yetki almasının ardından işveren tarafından kapatıldı. İşçilerin işten çıkarılmaya karşı nöbeti sonucunda işveren 8 Ekim Cuma günü sendika ile görüşmeyi kabul etti. Uğur Tekstil işçileri temsilcisi Feride Çelik, sendika yetkisi sonrasında olanları, fabrikanın kapatılmasını ve beklentilerini Radyo Sputnik’te Ali Çağatay’la Seyir Hali programında açıkladı.
‘Fabrikanın avukatı tarafından arkadaşlarımın ailesi aranarak tehditlerde bulunuldu’
Çelik, sendika üyesi olduktan sonra fabrikanın işçilere yönelik davranışlarını “Biz yaklaşık üç ay önce anayasal hak ile DİSK sendikasına üye olduk. Daha sonra yeterli çoğunluğa ulaşarak resmi yetki alınmıştı. Uğur Tekstil, DİSK’in örgütlü olduğu sendikalı bir işyeri olmuştu. Müdürler bunu duyunca daha önce bize yapılan mobbingler, baskılar, tutanak terörü artmaya başladı. Arkadaşlarımla birlikte tek tek odaya çağrılarak tehdit edildik. ‘Sendikadan çıkmazsan seni işten atarım. Başka yerde iş bulamazsın’ gibi psikolojik şiddete maruz kaldık ve fabrikanın avukatı tarafından arkadaşlarımın ailesi aranarak sanki bir suç işlemiş gibi ‘Senin kızın sendikaya üye olmuş. Çıkmazsa işten atılacak’ gibi tehditlerde bulunuldu” diye aktardı.
‘Bizim istediğimiz fabrikanın açılması, işyerimizi seviyoruz’
Çelik, işçiler olarak isteklerini dile getirdi:
“Fabrika yönetimi bütün bu baskıları yapıyordu ama belki patronun bilgisi bile yoktu, bilmiyorum. Bizim istediğimiz fabrikanın açılması, işyerimizi seviyoruz. İşimize geri dönmek istiyoruz ama haklarımızı alarak çalışmak istiyoruz. Sendikalı olduk diye suçlu muamelesi yapılmasını istemiyoruz. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı gibi haklarımızı kullanarak çalışmak istiyoruz. Mobbing baskı olmasın, her bir adımımıza tutanak tutulmasın istiyoruz. Asgari ücretle geçinilemiyor, her aile dört-beş kişi. Çok bir şey istemiyoruz.”
‘Yasaları çiğneyen onlar, polis ise işçinin karşısına çıkıyor’
İşten çıkarıldıklarını kısa mesaj ile öğrendiklerini söyleyen Çelik, fabrikaya gittiklerinde jandarma çevik kuvvet ile karşılaştıklarını “3 Ekim Pazar günü sadece bir SMS ile işten çıkarıldığımızı öğrendik. İnanamadık, yetkili birini aradık. Telefonlarını açmıyorlardı. Hiçbirimize geri dönüş yapmadılar. Biz de sonraki sabah arkadaşlarımla birlikte fabrikaya gittik. Fabrikanın dört bir yanını jandarma çevik kuvvet polisiyle çevirmişti. Vali’nin emriymiş bu, kesinlikle bizi fabrikaya yaklaştırmadılar. Kapatıp gitmiyor. 1.5-2 ay sonra tekrar açacakmış herhalde sıfırdan eleman getirtecek ve çalışmaya devam edeceklermiş. Biz öyle duyduk. Yasaları çiğneyen onlar, polis ise işçinin karşısına çıkıyor” diye ifade etti.