Haber Global ekranlarında yayınlanan Buket Aydın ile Tarafını Seç programına Rasim Ozan Kütahyalı ve Nagehan Alçı katıldı.
Rasim Ozan Kütahyalı, "Nagehan Alçı, 'Ben bu noktada yanıldım' dediği için. Mesela daha önce birkaç konuda; şu konuda yanıldım' demişliği vardı. Mesela kızıyor musunuz, sen niye yanıldın diye?" sorusuna, şu yanıtı verdi:
"Biz özgürlükçü bir aileyiz, bizde şu yok; ataerkil falan. Nagehan, çok özgür bir kadın. Ben özgür bir insanım tartışırız. Bir kere biz Twitter'da da kapıştık, birbirimize girdik vesayire"
Bunun üzerine Buken Aydın, "Mesela Twitter'da niye kağıştınız?" diye sorunca, Kütahyalı, "Benim bahsettiğim tipte, benim tiyatro bulduğum bir tartışma vardı. tiyatro buluyorum. Şimdi adam bizim emrimizde. Orada muhalif rolü oynuyor. Ben kızdım. Atmamalıydım. Özür diliyorum buradan. Nagehan'a da terbiyesizlik yaptı. Orada evet, kocalığım tuttu, ataerkil olabilir. Yani orada eşime yapılan saygısızlık. Saygısızlığı yapan adam muhalif değil, bizim kontrolümüzde, emrimizde bir adam. Şimdi onu görünce insan, diyor 'bir dakika kardeşim, tiyatro oyna da bize bunu yapma" dedi.
Kütahyalı, bunun üzerin edaha sonra evde eşi Nagehan Alçı'yla kavga ettiğini ifade ederek, "Çok kızdı bana. Çok haklıydı" dedi.
Nagehan Alçı'nın kendisini evden de kovduğunu belirten Kütahyalı, "İzmir'e gittim. Vallah beni kovdu. Bizim İzmir'de Göztepe'de bir evimiz var. Gittim vatanım memleketime yerleştim. " dedi.
3 gün sonra annesi ve babasının devreye girmesiyle ev döndüğünü anlatan Kütahyalı," Haklıydı ama. Sonra Cüneyt Özdemir'e çıktım. Canlı yayınd arada özür diledim" diye konuştu.
Kütahyalı, "Kendimi tutmam gerekirdi. Kontrolsüz bir davranıştı. Nagehan beni evden kovdu, doğrudur" dedi.
Nagehan Alçı: Başkanlık Sistemi Türkiye'ye yaramadı
Alçı, Aydın'ın kendisine yönelttiği, başkanlık sistemini savunurken parlamenter sisteme dönüşü destekleyen açıklamalarına ilişkin soruya şu şekilde cevap verdi:
Ali Çağatay'ın radyo programından önce de iki yazı yazdım. Orada iki yazımı neden yazdığımı anlatmaya çalıştım. Bana karşı birçok itham gelince onlarla ilgili bir yazı daha yazdım. Önemli olan sistemin doğru işlediği bir evreye gidilmesidir. ben zamanında doğru işleyen bir başkanlık sisteminin Türkiye'ye fayda sağlayacağını söyledim. Hala da aynı yerdeyim.
Güçlerin erklerin birbirlerini dengelediği, güçlü bir meclis olsa güçler birbirini dengeleyebilse bu Türkiye'nin önünü açar. Mevcut sistemin şu an geldiğimiz noktada tıkandığını görüyoruz. Yargının ve meclisin güç kaybettiği bir tablo ile karşı karşıyayız. İktidarın yalnızca yüzde 50 artı 1 ile belirlendiği sistem Türkiye'ye iyi gelmedi. Bunu sokakta da görüyoruz. O kadar kutuplaştık ki kendi okul arkadaşlarımla bile bazı konuları konuşmamak için bir araya gelemiyoruz.
Haziran 2023 seçimleri hiçbir şekilde kazan-kaybet seçimleri olamaz, kim kazanırsa kazansın. Bana diyorlar ki 'Muhalefet kazanacak, sen o yüzden dönüyorsun'. Bakın muhalefet ya da iktidar kazanması meselesi değil. Kim kazanırsa kazansın, bu seçimler, böyle bir kutuplaşma, bu kadar büyük bir tansiyonla, ve devletin bu kadar net güçlü, çekirdek bir şekilde mevcut durumda bir arada durmasıyla muhakkak kaybet-kaybet seçimidir. Hem kazanan için kaybet, hem kaybeden için kaybet. Kan akabilir, tansiyon çok yükselir, sokaklardaki gerilimi kontrol edemezsiniz. Yani bunun sorumlusu hepimiz oluruz. O yüzden ben hem muhalefet hem iktidara muhakkak bir orta yol bulup bir an önce, seçimlerden önce değişikliğe gitmek için uzlaşı zemini yaratmaları çağrısında bulunuyorum, bunun için hatta yalvarıyorum.