KTÜ Tıbbi Mikrobiyoloji Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Kurtuluş Buruk, Kovid-19 virüsünün etkisini yitirmesi için toplumsal bağışıklığın oluşması gerektiğini belirtti.
Prof. Dr. Buruk, “Günümüzde 5 milyon civarında kişinin ölümüne, yüz milyonlarca insanın yoksullaşmasına, ciddi iş ve verim kaybına neden olan Sars-CoV-2 virüsü etkenli pandeminin toplumsal etkisinin sona ermesi veya en azından grip benzeri hastalık tablosuna dönmesinin, tarihsel pandemi süreçleri göz önüne alındığında, ancak belli koşullarda mümkün olacağı görülüyor. Hastalığı geçirerek veya aşılanarak bağışıklık kazanan bireylerin enfeksiyona yakalanma riskleri 8 kat, hastaneye yatma veya ölme riskleri ise 25 kat azalmaktadır. Bunun nedeni, normalde 7-10 gün olan tepki süresinin, bağışıklığı olan bireylerde virüs ile yeniden karşılaştıklarında 3 güne düşmesidir. Yani hastalık belirtileri henüz oluşmadan virüs bağışıklık sistemimiz tarafından etkisizleştirilmektedir” diye konuştu.
'Şartlar oluşunca virüs zayıflayacak'
Bağışıklık kazanan insan sayısı arttıkça Kovid-19 virüsünün etkisinin azalacağını ifade eden Prof. Dr. Buruk, “Ülkemizde şu an virüse karşı aşılama veya enfeksiyonu geçirme yoluyla, daha zayıf veya daha güçlü, bağışıklığı olan bireylerin oranının yüzde 80 civarında olduğunu tahmin edersek, aslında ciddi hastalık ve ölüm oranlarımızın düştüğünü de öngörebiliriz. Bu oran grip veya benzeri viral hastalıklardaki oranlara yaklaştığında, tamamen normalleşebileceğimiz zaman gelmiş olacaktır. Toplumsal bağışıklık sağlandığında, bu virüs ile küçük yaşlarda karşılaşılarak ilk bağışıklığın elde edileceğini, sonraki yaş gruplarında geçirilen hastalığın da çok daha hafif seyredeceği tahmin edilebilir. Aşı olmamış veya hastalığı geçirmemiş kişi sayısı küçük bir orana düşünce ancak maskeyi çıkaracak duruma geleceğiz. Virüs zamanla zayıflayıp mevsimsel grip gibi olacak. Hafif öksürüp belki göz sulanması veya ateşle bunu atlatacağız ama şu an buna hazır değiliz" dedi.
'Pandemileri yaşamaya devam edeceğiz'
Prof. Dr. Buruk, “Şu an için yapılacak şey, pandemi kurallarına uygun şekilde yaşamak ve tereddüt etmeden hızla aşılanmaktır. Ayrıca çoğalan insan nüfusu ve tahrip edilen yabani yaşam alanlarının da etkisiyle, çeşitli hayvan virüsleri veya hayvan virüsleriyle etkileşerek değişen insan virüslerinin neden olduğu pandemileri yaşamaya devam edeceğiz. Bu nedenle sonraki pandemiler için bilimsel ve teknolojik alt yapımızı geliştirerek hazırlıklı olmak zorunda olduğumuzu aklımızdan çıkarmamalıyız. Salgını bir an önce atlatıp ders alarak gelecekte olabilecek yeni salgınlara karşı tedbirlerimizi erkenden geliştirmeliyiz” ifadelerini kullandı.