Hürriyet gazetesi yazarı Fulya Soybaş, meme kanserine yakalandığını açıkladı.
"Sağ memedeki kitleyi fark ettiğimin ertesi günü hastaneden randevu aldım ki sabaha kadar ‘Ya bir şey varsa?’ diye içim içimi yedi. Kendi kendimi teselli etsem, ‘Yok, değildir’ desem de insan hissediyor. Bir şeyler yanlıştı. Ama kendime konduramıyor, yakıştıramıyordum" diyen Soybaş, "40 yaş üstü her kadının yılda en az 1 kez yaptırması gereken mamografi ve meme ultrason kontrollerini de pandemi bahanesiyle erteledim. Keşke ama keşke kontrollerimi aksatmasaydım" ifadelerini kullandı.
Hastalığının 'ileri evrede' olduğunu belirten Soybaş ayrıca, yazısında Acıbadem Hastanesi Onkoloğu Prof. Dr. Taner Korkmaz'la erken tanının önemine ilişkin yaptığı röportajı aktardı:
Türkiye’de meme kanseri ne sıklıkta görülüyor?
“Her 8 kadından biri ömrü boyunca meme kanseri ile yüzleşebilir ki bizim gibi batılı toplumlarda kadınlarda en sık görülen kanser türüdür.”
Pandemi ne kadar etkili oldu bu durumda? Bir artış var mı?
“Henüz elimizde böyle bir veri yok ama gözlemim, salgın döneminde çok kişinin hastanelerden uzak durduğu, ayakların geri gittiği yönünde. Haliyle daha az başvuru aldık. Tarama programları da aksadı. Erken evre yakalayabileceğimiz birçok hasta ileri evrede, metastazla gelmeye başladı ki sıklıkla karşılaşmaya başladık bu durumla.”
Soru: Erken evrede yakalansaydı ne değişirdi?
Cevap: 40 yaş üzeri kadınlar yılda en az 1-2 kez mamografi-meme ultrasonu muhakkak yaptırmalı. Bireyin ailesinden gelen ya da kendisine ait başka risk faktörleri varsa daha da erken yapılmalı. Burada bir şehir efsanesini de sonlandıralım: Mamografi-ultrason can acıtan, yoran, üzen bir yöntem değil. Eskiye göre daha konforlu. Ayrıca her banyoda elle muayene de yapılmalı. Tümörü erken dönemde yakalamak tam iyileşmeyi amaçlayan tedavi yöntemleri (küratif tedavi) uygulamak adına çok önemli. Kanser kelimesi ürkütüyor biliyorum. Adı korkutucu ama unutmayın ki kanserden daha sıkıntılı, daha yıkıcı sonuçlarla karşılaşılabileceğiniz birçok hastalık var. Meme kanseri yüz güldürücü tedavilerle çok başarılı olabildiğimiz bir kanser türü. Sık görülmesinin fazla araştırma, çalışma olması ve dolayısıyla bu kanser hakkında fazla bilgimiz olması yönünde bir avantajı var. Ama ne kadar erken yakalarsak o kadar iyi! Bir de artık eskisi gibi herkese aynı tedavi uygulanmıyor. 5-10 yıllık hesaplamalar yapıp kemoterapiye gerçekten gerek var mı değerlendiriyoruz.”
Öte yandan, Soybaş'ın tedavisinin devam ettiği öğrenildi.