Şimdi bu görüşmenin olmasından önce durum bir buçuk yıl kadar her iki lider yüz yüze görüşmedi, telefonla ihtiyaç halinde görüşmüştü. Her ikisini de bu şekilde davranmaya iten ana sebep ABD Başkanı Biden'ın ne yapacağını bilmek, öğrenmek, adımlarını takip etmekle ilgili geçen süre olarak ifade edilebilir. Şimdi buradan itibaren Soçi'de yapılacak zirvenin mantığı bana göre Rusya ve Türkiye el ele mi gidecek yoksa NATO üyesi bir Türkiye'nin tamamen Biden'ın politikalarına paralel mi yürüyecek? Soçi'deki toplantının özeti; Rusya ve Türkiye savunma, güvenlik ve bölge politikaları konusunda ileri çalışma dönemine başlıyor. Bunun içinde bütün başlıklar var. Bunların bazıları önceden başlamıştı sürüyor, geliştirilebilir ama bazıları ise yeni başlayacak. İşte tek tek Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın işaret ettiği konular o 3 saatlik görüşmede tek tek ele alınmış bir genel bir değerlendirme şeklinde, şimdi bunlar detaylandırılacak.
Suriye konusu bütün çıplaklığıyla mesele olmaya devam edecek. Kısa ve orta vadede bir çözüm görmüyorum. Buradaki esas mesele Fırat'ın doğusunda ABD'nin PKK/YPG ile yürüttüğü Suriye devletini bölmekle ilgili plan. Bu Türkiye'nin genel politikasına, güvenliğine ve bundan sonraki beka ile ilgili söylenebilecek her şeye karşı olan bir politika, proje. Şimdi Brett McGurk'ün buradaki fonksiyonu ne? Ortadoğu ve Kuzey Afrika bölgesinin tamamıyla ilgili işleri, eski tabirle söylersek vekalet savaşlarını, ‘Obama doktrini'ni devam ettirmekten sorumlu kişi. Böyle olunca barış ve istikrarı bozan bir kişilik halinde ifade edilebilir ve Erdoğan da bunu söyledi. Rusya, tehdit olan unsurları buradan yok etmek veya işte Türkiye ile anlaşarak belirli bir şekle getirmek istiyor. Buradaki esas mesele de Beşar Esad'la ilerlemek veya Esad’sız ilerlemek şeklinde cereyan edecek. Ama öyle görülüyor ki Rusya meşruiyetini Esad'a dayandırdığı için halihazırda Türkiye'ye bu konuda tam olarak destek sağlamıyor.
ABD’nin bütçesinden parayla Fırat’ın doğusunda bir gayrimeşru yapı oluşturulmaya çalışılıyor. Biden ile Erdoğan’ın yapacağı görüşmelerde beka ile ilgili meseleyi tek tek söylemek zorunda. Bunu kendi varlık sebebi olarak söylemek zorunda. Biden için bu hani bin tane sorun varsa bin taneden bir tane gibi algılanabilir. Çünkü onlar küresel yaklaşım içerisinde başka sebepler başka bekleyişler içerisinde Türkiye’ye de bir rol vermek isteyebilirler. Sen burada bu işi yap gerisine karışma diyebilir. Ama konu Türkiye açısından bekadır. Dolayısıyla çok da özenle ifade edilmesi gerekiyor. Eğer kopacaksa da ilişkiler, sırf o sebeple bile kopabilir. Onun için son bir kez daha Roma’da Biden’a bakın bu bizim için çok ciddi lütfen aklınızı başınıza toplayın şeklinde ifade edilecek bir hadisedir.
Bugüne kadar ihtiyaçları karşılamak üzere Rusya ile Türkiye savunma alanında işbirliğini yapıyordu. Yani ihtiyacımız bu, parası kaç para, hadi çalışalım. Ama buradan itibaren Biden’ın küresel politikalarının, Rusya ile Türkiye’ye ters gelmesiyle alakalı yeni bir çizgi çizildi. Ve buna dayalı olarak öncelikle hem sahayı hem de jeopolitik durumu domine etmek açısından hamle yapılması gerekiyordu. Bu hamle Rusya’nın en iyi bildiği konular. Savunma ile ilgili güvenlik ile ilgili konular. Şimdi eğer ABD’ye karşı bir hamle yapılacaksa, burada savunma sanayi işbirliği ile ilgili kartı masanın üstüne koymak demek şu manaya geliyor: ‘Ey Amerika biz burada bölgesel açıdan, herhangi bir politikanız varsa, bunu gözden geçirin.’ Çünkü artık NATO üyesi Türkiye, savunma alanında iyi komşuluk ilişkileri açısından Rusya ile işbirliği yapıyor.
Bu önemli bir hamle, önemli bir kart. Ama içinin doldurulması nasıl olur? Bunlar teknik konular malum. Bir uçak motoru alıyorsanız, onunla ilgili A’dan Z’ye sıfırdan başlayarak altı doldurulacak ki ya da uzay konusunda işbirliği yapılacak o kadar çok konu var ki bunlar irade beyanı şu anda. Yapılması hemen yarın başlıyor diye algılanmaması lazım. Politik manada ya da jeopolitik manada önemlidir. O yönüyle tartışılması gerekir diye düşünüyorum. Türkiye zaten savunma sanayisinde belirli komut faaliyetlerini başlatmıştı ve kendini bütün dünyaya gösterdi. Şimdi bir de bazı teknolojilerde bunu destekleyecek Rusya’yı da arkasına alıp ilerlerse, bununla ilgili pazar kendiliğinden oluşuyor. Asya ülkelerinin tamamını, Afrika’ya veya Güney Amerika’ya kadar bir pazar kendiliğinden oluşuyor. Dolayısıyla burada küresel manada bir hamle yapılmış oluyor.
Akkuyu’nun ilk kısmının 2023’te elektrik üretimine başlayacak olması önemli. Burada aslında Karadeniz’den taşınacak gazla beraber bir hedef olduğu ortada. 2023 senesinin ilk yarısı Türkiye’nin enerji atılımları açısından kritik bir zaman olacak. İşin diğer yanında ise son zamanlardaki Biden-Putin-Erdoğan ekseninde meydana gelen gerilim ve yakınlaşmalar. Son yıllarda ne zaman ABD ile Türkiye’nin arası açılsa Putin o boşluğu çok iyi bir şekilde değerlendiriyor. Şu anda doğalgaz fiyatları korkunç derecede arttı. Avrupa’nın şu an aldığı gazın fiyatı son 1 yıl sene içinde neredeyse 6 katına kadar çıktı. Dolayısıyla çok ciddi bir enerji krizi var. Burada Rusya-Türkiye arasında işbirliği yaklaşımı var.
Çünkü AB’nin senelerdir enerji kaynaklarını çeşitlendirmeye yönelik bir hedefi varken Türkiye bu hedeflerin çok çok önünde. Yenilebilir enerji santrallerinde Türkiye’nin enerji üretim miktarı Avrupa’nın çok çok önünde. Bizim eksikliğimiz nükleerdi. Nükleer tartışmalı bir enerji kaynağı olsa dahi gerçekten esas olan şey çeşitlilik. Çünkü geçtiğimiz sene Teksas’taki krizi gördük. Bu sene de bilhassa Avrupa’yı çok ciddi bir enerji krizi bekliyor. Türkiye’nin bu krizden biraz daha az etkileneceğini düşünüyorum. Bizim şu anda enerji tedarikine yönelik yapacağımız bir anlaşma ilerisi için çok çok değerli olur.