GÖRÜŞ

'Putin ve Erdoğan'ın Soçi görüşmesi, bölgedeki ve dünyadaki gelişmeleri belirleyecek'

Rusya lideri Putin ve Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan’nın pandeminin başlangıcından bu yana ilk kez yarın Soçi kentinde yapacağı görüşmeye ilişkin görüşlerini paylaşan Rus uzman Markov, toplantının zor fakat verimli olmasını beklediğini belirtti.
Sitede oku
Rus-Türk Toplumsal Forumu Genel Sekreteri, Siyasi Araştırmalar Enstitüsü Genel Müdürü Sergey Markov, Sputnik’e demecinde Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın pandeminin başlangıcından bu yana ilk kez yarın Soçi kentinde yapacağı görüşmeye ilişkin beklentilerini paylaştı.
Markov, “İki başkanın yapacağı görüşme çok zor, fakat yine de verimli olacak. Zira her iki lider de bir uzlaşma bulmaya kararlı. Rusya ile Türkiye arasındaki ilişkiler çok boyutlu ve çok yönlü olup, birçok farklı konu içeriyor. Ve iki ülkenin birbirleriyle işbirliğine ihtiyacı var” diye konuştu.
Yarınki görüşmenin başlıca konusunun Suriye olacağını öngören Markov, “Bir numaralı konu büyük bir olasılıkla Suriye olacak. Amerikalılar kuvvetle muhtemel oradan çekilecek. Ve Suriye'de şu anda ağırlıklı olarak Amerikalıların etkisi altında olan bölgeleri kimin kontrol edeceği sorunu çözüm gerektiriyor. Zira bir yandan Kürt silahlı oluşumlarının güçlü olduğu bu bölgelerde diğer yandan da önemli petrol ve gaz sahaları yer alıyor” ifadelerini kullandı.
‘Bu bölgenin Türkiye Cumhuriyeti'nin güvenliğine yönelik ciddi tehdit oluşturacak kalıcı Kürt silahlı oluşumlarının varlığının sağlanması için kullanılmasına izin verilmemesinin’ önemine vurgu yapan Markov, şunları söyledi:
“İkinci en önemli konu ise İdlib meselesidir. Rusya, Türkiye'nin aşırılık yanlısı ve terörist grupları tamamen silahsızlandırma ve İdlib topraklarından Suriye ordusuna yönelik saldırıları önleme konusundaki yükümlülüklerini yerine getirmediğine inanıyor. Ayrıca kilit güzergahlardan biri olan ‘Halep-Lazkiye’ otoyolunu Suriye ekonomisinin çıkarları doğrultusunda kullanma imkanı da sağlanmadı. Bu otoyolun üzerindeki kontrol, müzakerelerin ana konusu haline gelebilir.”
Görüşme sırasında Afganistan konusuna da odaklanılacağına dikkat çeken Markov, şöyle konuştu:
“Rusya'nın da, Türkiye'nin de Afganistan'da ve dolaylı ortaklarında ciddi çıkarları mevcut. Söz konusu ortaklar farklı olup, faaliyetlerinin bir şekilde koordine edilmesi gerekir. Ayrıca Moskova, Türkiye'nin Rusya ve Çin'i stratejik rotalarında desteklemesini istiyor, söz konusu strateji ise her şeyden önce farklı ülkelerin Taliban hükümetiyle bağımsız değil, tek bir takım halinde ilişkiler kurmasını öngörüyor. Ve Moskova bu takıma Rusya, Çin, Pakistan, İran, Tacikistan, Özbekistan gibi Afganistan için kilit ülkelerin yanı sıra Türkiye, Katar ve Hindistan'ı da dahil etmeyi planlıyor. Bu ülkelerin kilit konulardaki pozisyonları üzerinde mutabık kalarak, Taliban ile müzakerelerde tek bir takım halinde hareket etmeleri son derece önemli. Putin ve Erdoğan'ın üzerinde anlaşmaya çalışacakları şey bu.”
Soçi’deki buluşmada Libya sorununa da ayrıca odaklanılacağını öngören Markov, “Libya'nın da müzakere masasında olması bekleniyor. Bu ülkede artık şiddetli çatışmalar olmuyor ve yavaş yavaş daha yoğun bir diyalog, ayrıca ulusal birlik hükümetine geçiş için ön koşullar oluşuyor” diye konuştu.
Rus uzman, liderlerin geniş ikili gündemin geleneksel meselelerini de atlamayacaklarını şu sözlerle ifade etti:
“Soçi müzakerelerinin gündeminde şüphesiz ticari ve ekonomik bağlar, Rus silahlarının satın alınması, Akkuyu Nükleer Güç Santrali’nin (NGS) inşaatının devamı gibi ikili ilişkileri ilgilendiren çeşitli konular yer alacak.”
Dünya siyasetinin iki kilit oyuncusu arasında başlıca uluslararası sorunlara ilişkin görüş alışverişinin yapılacak olmasının özel önem arz ettiğine dikkat çeken Markov, şöyle konuştu:
“Putin ve Erdoğan'ın, özellikle Amerikalıların Afganistan'daki başarısızlığı, Almanya'daki hükümet değişikliği, NATO içinde bir taraftan ABD ile İngiltere, diğer yandan da Avrupa Birliği (AB) ülkelerinin arasındaki çatışmayı göz önünde bulundurarak modern dünyadaki kilit eğilimler hakkında görüş alışverişinde bulunmaları önemli olacak. Bir yanda Devletler ve Büyük Britanya, diğer yanda AB ülkeleri. Putin ve Erdoğan, dünyanın önde gelen liderleri arasındadır. Soçi toplantısının sonuçlarına dayanacak olan sonraki politikaları, yalnızca Suriye, Afganistan, Libya'da belli başlı sorunların çözümünü değil, aynı zamanda dünyadaki diğer birçok siyasi ve ekonomik süreci ve olayı belirleyecek."
Son zamanlarda çeşitli basın kuruluşlarının kaleme aldığı Kırım konusuna da değinen Markov, bu konunun liderlerin Soçi’de yapacağı görüşmede tartışılması olasılığını dışladı:
“Bana öyle geliyor ki liderler Kırım'daki duruma ve Türkiye'nin bu konudaki tutumuna değinmeyecek. Erdoğan'ın Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu'nda yaptığı konuşmada Kırım'la ilgili söylediği sözlerle ilgili olarak kendisine yapılan saldırı, daha çok Türkiye ve Erdoğan karşıtlarının planlı saldırısıdır. Rus yetkililerin, Türkiye'nin sürekli olarak Kırım'ı Rusya’ya bağlı olarak tanımama politikası konusundaki tutumu sakin. Zira Türkiye'nin ABD ve AB ülkeleri ile olan güvenlik, siyaset ve ekonomi alanındaki yakın ilişkileri göz önüne alındığında, Türkiye'nin bu konudaki politikasını değiştirmesinin çok zor olacağını anlıyorlar.”
Yorum yaz