Hürriyet gazetesi yazarı Abdulkadir Selvi, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun "Kürt sorununu HDP'yle çözebiliriz" şeklindeki açıklaması sonrası başlayan tartışmaları değerlendirdi.
"Kandil, Öcalan üzerinden PKK’nın yayın organının manşetinden Kılıçdaroğlu’na yanıt verdi. PKK’nın yayın organında manşetten verilen haberde, 'CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun sözleriyle başlayan ve bulanıklaştırılmak istenen, ’Muhataplık’ tartışması sürüyor. Oysa PKK lideri Öcalan 2013-2015 görüşmelerinde Meclis’in inisiyatif alarak müzakereleri ve sonuçları yasallaştırmasını en önemli konu olarak ele almış ve altını çizmişti' denildi" ifadesini kullanan Selvi, şöyle devam etti:
"Terör örgütünün yayın organının manşeti Kandil tarafından belirleniyor. Hele çözüm süreci gibi bir konuda Kandil, bir süre sessiz kaldıktan sonra Kılıçdaroğlu’na yanıtını Öcalan’ın çözüm sürecindeki önerileri üzerinden vermeyi tercih etti.
Haberde, Öcalan’ın, Meclis’in inisiyatifini almasını istediği belirtiliyor. Ama bu Kılıçdaroğlu’nun, Kürt sorununun çözümü için Meclis’i adres göstermesinden farklı bir yaklaşım.
1- Öcalan, 'Bu işin stratejik tarafı benim' diyor.
2- Meclis’in bir karar almasını istiyor. Önerilerini sıralıyor, 'Bu bir tezkere mi olur, karar mı olur onu bilemem. Komisyonların kurulması gerekir' diye konuşuyor. PKK’nın yayın organı bunu, 'Yasal güvenceye dikkat çekmişti' diye paylaşıyor.
3- Öcalan, PKK’nın geri çekilmesiyle ilgili de bir şart koşuyor. 'Tek taraflı bir çekilme olmayacak. Çekilme parlamento kararıyla olacak. Başbakan’ın, ‘Çekilsin, kendilerine karışmayız’ demesiyle olmaz. TBMM onaylayacak' diyor. PKK’nın yayın organı bu cümleyi aktardıktan sonra Öcalan’ın yasallık vurgusu yaptığına dikkat çekiyor.
Öcalan ne demişti?
İmralı görüşmelerinden oluşturulan notlarda ise Öcalan, 'Cemil bazı şeylere dikkat etsin. ‘Müzakere başlar, biter’ cümlelerini ben söyleyebilirim. Duran da (Kalkan), Cemil de (Bayık) bunları kullanmamalıdır' demişti. Bu mutlak gücün İmralı olduğu anlamına gelmemeli. Kandil işine geldiği zaman İmralı kartını ileri sürüyor. Süreçleri sabote etmek istediği zaman kendisi inisiyatif kullanıyor.
Zaten Öcalan da, 'Kandil yazılarında bana çok bağlı görünüyor ama pratikte öyle davranmıyor' diyor. Burada Kandil mi, Öcalan mı, HDP mi, Demirtaş mı son söz sahibi tartışmasını açma niyetinde değilim. Sadece Kandil’in Kılıçdaroğlu’na verdiği yanıtı paylaşmak istedim. Kandil’in tavrı üzerine Kılıçdaroğlu’na şu soruyu sormak istiyorum.
Kılıçdaroğlu'na soru
Sayın Kılıçdaroğlu, Kandil’in, Öcalan üzerinden verdiği Meclis’ten tezkere çıkarılması ya da karar alınması önerisi karşısında ne diyorsunuz? Tavrınız ne olacak?
Kılıçdaroğlu’nun bu hamlesinin iki yönü var. Biri, parti içindeki cumhurbaşkanlığı yarışına yönelik, diğeri ise 2023 seçimlerine ilişkin.
1- Kılıçdaroğlu, ‘HDP, Ekrem İmamoğlu’nun cumhurbaşkanı adaylığını destekliyor. Kılıçdaroğlu aday olursa HDP’den beklendiği ölçüde destek alamaz’ tezini çürütmek için bu hamleyi yaptı. Kılıçdaroğlu bir süredir yaptığı hamlelerle, en ciddi rakip olarak gördüğü Ekrem İmamoğlu’nun elindeki kartları almayı hedefliyor.
2- Cumhurbaşkanı adaylığı konusunda kararlı olan Kılıçdaroğlu, yüzde 10’luk HDP oylarını yanına çekmek için çiçek atıyor.
HDP-PKK cephesi ise Erdoğan karşısındaki adayı destekleme konusunda istekli. Ancak Cumhurbaşkanı adayının belirlendiği süreçte söz sahibi olmak istiyor. Çözüm sürecinin bize öğrettiği gerçeklerden biri de HDP’nin her defasında yeni bir şartla gelmesi olmuştu. Daha bunlar iyi günleri, eğer iş ciddiye binerse PKK-HDP hattının, Kılıçdaroğlu’na şartları sürer.