Prof. Dr. Hakan Oğuztürk, Türkiye'nin koronavirüsle mücadeledeki merkez üssünün Ankara Şehir Hastanesi olduğunu belirterek, son günlerde vaka sayısında artış olduğunu; ancak bu sürecin kontrollü yönetildiğini, gelen hastaların kısa süre içinde servis veya yoğun bakıma alınarak tedaviye başlandığını söyledi.
Hastaneye gelen vakaların büyük çoğunluğunun koronavirüs aşısı olmadığını vurgulayan Prof. Dr. Oğuztürk, "Şu anda pandemi, 'aşısızların pandemisi' posizyonuna evrilmiş durumda. Gelen vakaların çoğunluğu hiç aşı yaptırmamış ve eksik doz aşı yaptıran kişiler. Eksik aşı yaptıranların tam doz aşı yaptıranlara göre hastalanma riski oldukça fazla. 'İkinci doz aşı yaptırdım; ama yine de hastalandım' diyorlar. Çünkü ikinci doz aşıyı yaptırdıktan 3-4 gün sonra koronavirüse yakalanıyorlar. Ama ikinci doz aşıdan iki hafta sonra koruyuculuk sağlanıyor. 'Ben aşı oldum sonra da hastalandım' veya 'aşı oldum ama yine de Kovid-19'a yakalandım' diyenlerin, aşının gerçek faydasını gölgelemeye yönelik bilinçli ya da bilinçsiz açıklamaları doğru değil. Bu yaklaşımlar gerçekten çok uzak" dedi.
'Yüz yüze eğitim devam etmeli'
Prof. Dr. Oğuztürk, vaka sayılarının da giderek arttığına dikkat çekerek, "Yüz yüze eğitimin ciddi anlamda faydalı olduğunu düşünen biri olarak, ne şekilde olursa olsun okulların son noktaya kadar yüz yüze eğitime devam etmesi gerektiğini düşünüyorum. Kısıtlamaların 'tam kapanma' şeklinde bir faydasının olmadığı birçok uygulamada görüldü. Kısmi tedbirlerin gündeme gelme durumu belki söz konusu olabilir. Bunlar bölgesel tedbirler olabilir. İnsanların toplu alanlarda bulunma sürelerinin kısıtlanması şeklinde olabilir. Ama şu anda ülkemizde ülke genelinde sokağa çıkma yasağı şeklindeki kısıtlamanın gerçekleşme durumunu çok görmüyorum. İnsanların belirli zaman aralıklarında bir yere girip çıkması şeklinde bir süreç aktive olabilir. Umarım bunların hiçbiri olmaz ve bu vaka sayıları 40 binlerin üzerine çıkmaz. Eğer bu şekilde aşı olursak bu ihtimallerin hiçbirinin gerçekleşme durumu olmayacak" diye konuştu.