Bolu Kıbrıscık Yolu üzerinde, Seben ilçesi Ayman Yaylası mevkiinde yapılması planlanan taş ocağına karşı yayla köylüleri eylem başlatmış ve çevre katliamını yargıya taşımıştı.
Sözcü'nün haberine göre Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) da konuyla ilgili açıklamada bulundu.
Son yıllarda yaşanan felaketlerin temel nedenlerinin iklim değişikliğinden ziyade, insan kaynaklı doğa tahribatları, yanlış su politikaları, merkezi ve yerel yönetimlerin kentleri rant politikalarına teslim etmesi olduğunu savunan TMMOB, “Kaz Dağları'nda, Gölcük'te, Abant'ta, Salda Gölü'nde, İkizdere'de olduğu gibi Ayman yaylasında da halka danışılmadan, bilimsel ve teknik gerçekler göz ardı edilerek tahribatın temeli atılmak istenmiştir. Ne var ki Ayman Yaylası köylüleri yaşamına, doğasına sahip çıkarak demokratik tepkilerini dile getirmiş, konuyu mahkemeye taşıyarak gerekli girişimlerde bulunmuşlardır” açıklamasında bulundu.
TMMOB’un açıklaması şöyle devam etti:
Proje muhatabı kurum tarafından geçtiğimiz günlerde ifade edildiği gibi, Ayman yaylası köylülerinin mücadelesi, Bolu Seben Taşlıyayla Göleti ve Sulaması Projesine karşı değil, bu projede kullanılacak ve merasının bitişiğinde planlanan taş ocağına karşıdır.
Ayman yaylası köylülerinin mücadelesi, halihazırda farklı bir kamu kurumuna ait, herhangi bir ilave çalışma ve yatırım gerektirmeksizin mevcut alana 900 metre uzaklıktaki taş ocağının bu projede kullanılması içindir.
Ayman yaylası köylülerinin mücadelesi yüzlerce yıllık geleneklerine, merasına ve geleceğine sahip çıkma mücadelesidir.
Uyardık, uyarmaya devam ediyoruz. Bu alanda yapılacak taş ocağı telafisi mümkün olmayan tahribata yol açacaktır. Taş ocağı çalışmalarında açığa çıkacak, toz, gürültü ve titreşim ciddi çevresel kirlenmelere, hayvancılık veriminin azalmasına ve köylülerin yaşam konforunun bozulmasına neden olacaktır.
Yine açılması planlanan taş ocağının 60 metre yakınında yer alan yüksek gerilim elektrik iletim hattının taş ocağı faaliyetlerinde zarar görmesi durumunda geniş ölçekli orman yangınlarıyla karşılaşılabilecektir.
Taş ocağı için yüzlerce ağacın katledilecek olması bile ormanlık alanda yaşanacak tahribatın boyutunu göstermektedir. Unutulmamalıdır ki kamu kurumu faaliyetleri, halkın ihtiyaç ve çıkarları gözetilerek yürütülmelidir.
Halkın yaşam hakkını ve sağlığını görmezden gelen, doğal yaşamı tehdit eden, çevreye telafisi imkansız zararlar veren bir anlayış kabul edilemez.
Bu ülkenin mühendisleri, mimarları ve şehir plancıları olarak yaşamı, doğası, merası ve geleceği için mücadele eden Ayman yaylası köylülerinin yanında olduğumuzu bir kez daha ifade ediyor, yetkilileri yöre halkının ve doğanın sesine kulak vermeye, bu yanlıştan geri dönmeye davet ediyoruz.