Antalya'da Manavgat'ın Bahçelievler Mahallesi Sorgun Bulvarı'ndaki restoranda 15 gün önce garson olarak çalışmaya başlayan ve iş yerinin üst katındaki dairede kalan Kamil Tarık Albayrak, 19 Eylül Pazar günü saat 05.00 sıralarında, bilinmeyen nedenle 2 ekmek bıçağını ustası Lütfü Salman'ın boğazına dayayarak rehin aldı.
Restoran çalışanlarının haber vermesi üzerine olay yerine çok sayıda polis ve sağlık ekibi sevk edildi. Kendi vücudunu kesen, restoranın mutfak kısmında, "Güvenlik kameralarını açın. Kameralar gelsin. Arka taraftaki çıksın oradan. Benim sigortam yok" diye bağıran Albayrak, bir süre sonra rehin aldığı ustasıyla çalıştığı iş yerinden çıkarak Sorgun Bulvarı'nın karşı tarafına geçti.
Polislere 'Jandarma istiyorum' dedi
Polisin ikna çabalarına rağmen Kamil Tarık Albayrak, boğazına bıçak dayadığı Lütfü Salman'ı 800 metre ilerideki alışveriş merkezinin kapısına götürdü. AVM girişinde sıkıştırılan Albayrak, polisin saatlerce çabasına rağmen Salman'ı bırakmadı. Polise güvenmediğini söyleyip, jandarma görevlilerini isteyen Albayrak, olay yerine gelen Antalya Özel Harekat Şube Müdürlüğü polislerini önce asker zannetti. "Aha asker geldi, beni kesin öldüreceksiniz" diye panikleyen Albayrak'ı polis ekipleri, gelenlerin özel harekat polisi olduğunu anlatarak, güçlükle sakinleştirdi.
Sürekli etrafına bakınan Albayrak, elinde tuttuğu ekmek bıçağı ile Salman'ın boğazını kesti. Bu sırada can havliyle silkelenen Salman, Albayrak'ın elinden kurtuldu. Yakın mesafede bekleyen polis ekipleri tarafından etkisiz hale getirilen Albayrak, emniyete götürüldü. Lütfü Salman da sağlık ekipleri tarafından hastaneye götürüldü.
O anları anlattı
Tedavisi tamamlanan Lütfü Salman, çalıştığı iş yerinde hem patronu hem de arkadaşlarıyla vedalaşarak memleketi Şanlıurfa'ya döndü. Salman, dönüşü öncesi olay gecesi yaşananları anlattı. Kamil Tarık Albayrak'ın o gece çok tedirgin olduğunu belirten Salman, “Bana 'Sefa ağabey beni düşmanlarıma şikayet etti' dedi. Ben de 'Ne düşmanı?' dedim. Bana 'Arkada 5-6 kişi var, yanıma gelip beni öldürecekler' dedi. Öyle bir şey olmadığını söyleyince bana, 'Sen olayı biliyorsun, bana anlatamıyorsun. Sen her şeyi biliyorsun ama bana söylemiyorsun' dedi. Ben, 'Bak, Sefa ağabeyi uzun zamandır tanıyorum, onun kimseye zararı olmaz' diye cevap verdim" diye konuştu.
Bir süre sonra Kamil Tarık Albayrak'ın eline 2 bıçak alıp sallamaya başladığını söyleyen Salman, “Ben onun hap attığını bile fark etmemiştim. Bıçağı bana sallayarak, 'Para ver' dedi. Sakinleşsin, diye para da verdim. Benden yevmiyesini istedi, 'Onu ben veremem' dedim. Ondan sonra olay patladı. Yalan yok 'Artık bu dünyada kalacak halim kalmadı' dedim kendi kendime. Artık ölüme gidiyorum, diye düşündüm. Elinden takla atarak kurtuldum. O kadar çok sıkı tutuyordu ki bıçak boğazımı kesmeye başlamıştı. Ben takla atmasaydım bitmişti yani" dedi.
Dayısı, şikayetini geri çekmesini istemiş
Lütfü Salman, olayın ardından Kamil Tarık Albayrak'ın babası ve dayısının kendisini arayarak 'geçmiş olsun' dediğini söyledi. Albayrak'ın babasının, "Sen ne yaparsan yap, sana bırakıyorum. Sen ne yaparsan haklısın, diyecek sözüm olmaz" dediğini anlatan Lütfü Salman, “Dayısı ise şikayetimi geri çekmemi istedi. Çocuğu tedavi ettireceğini, ne gerekiyorsa yapacağını söyledi. Ben de 'Benim saatlerce ne yaşadığımı biliyor musun? Ben ifade verdim, şikayetimi geri çekmem' dedim" diye konuştu.