Hürriyet gazetesi yazarı Abdulkadir Selvi, 'Kılıçdaroğlu, İmralı’ya da gidecek mi?' başlıklı yazısında CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun "Devlet dediğiniz kurum gayrimeşru bir organla muhatap olmaz. İmralı meşru bir organ değil. Meşru organ kimdir? HDP’yi meşru organ olarak görebiliriz. Eğer bu sorun çözülecekse meşru bir organla çözebiliriz" şeklindeki ifadesini değerlendirdi.
"Kılıçdaroğlu’nun, 'Kürt sorununu HDP ile çözebiliriz' açıklamasının mürekkebi kurumadan HDP’nin eski Eş Genel Başkanı Sezai Temelli, çözümün adresi olarak Öcalan’ı gösterdi. 'Çözümün adresi ve asıl muhatabı İmralı’dır' dedi. HDP tarafından bir açıklama yapılmadığına göre, adres konusunda aynı düşüncedeler demektir. Zaten Pervin Buldan da, 'Çözümün adresi İmralı’dır' diye konuşmuştu" ifadesini kullanan Selvi, şöyle devam etti:
"Bu durumda Kemal Bey ne yapacak? İmralı önerisini dikkate alıp Öcalan’la görüşmeyi deneyecek mi? İmralı’ya gidecek mi? Sanmam. Kürt sorununun demokratik yöntemlerle çözümü konusunda geçmişte ciddi çabalar sarf edildi. Göbeğinden ABD’ye bağlı olan Kandil, her defasında çözüm sürecini sabote etti. Orada asıl patron tek başına ne HDP ne İmralı ne de Kandil. Asıl patron ABD.
Ayrıca deneyimler bize gösterdi ki Kürt sorununun çözümü ile HDP ve PKK’yı birbirinden ayırmak gerekiyor. Çünkü onların, Kürt sorununun çözümü diye bir dertleri yok. Kürt sorunundan beslendikleri için tam aksine çözüm süreçlerini sabote ediyorlar.
'Kılıçdaroğlu'nun Dersim arşivi'
Burada benim şaşırdığım Kılıçdaroğlu’nun Kürt sorununun çözümünü HDP’ye havale etmesi. Kılıçdaroğlu, hem CHP genel başkanı olarak hem de Dersimli olarak Kürt sorununun bir parçası. Sadece parçası değil. Kılıçdaroğlu, Dersim isyanına kafa yormuş birisi. İhsan Sabri Çağlayangil’le röportaj yapmış, daha sonra arşivini gazeteci Soner Yalçın’a devretmiş. Yani bir birikim sahibi.
Kılıçdaroğlu, benden de iyi biliyor ki, Kürt sorununun temelinde CHP yatıyor. Kılıçdaroğlu, CHP’nin genel başkanı olarak oradan başlayabilir. Ayrıca eşi Selvi Hanım, Amberin Zaman’la röportajında, Kılıçdaroğlu’nun ailesinin Kürt sorununun mağdurlarından biri olduğunu anlatmıştı. O bölümü aynen aktarıyorum.
'Selvi Kılıçdaroğlu'nun anlattıkları'
'Dersim’in çok acı bir tarihi var. Öyle. Büyüklerimiz hep anlatırdı. Kemal Bey’in babası, 1938’den sonra sürgün edilmiş. Evet. Halası, aileden 40 kişiyle birlikte götürülmüş. Derin izler bırakıyor tabii. Öfkeleniyorsunuz. Öldürüldüler mi? Evet. (Gözleri doluyor).'
Kemal Bey, HDP’ye, İmralı’ya, Kandil’e gitmeye gerek yok. CHP’den ve Dersim’den başlayın yeter."