KORONAVİRÜS

Prof. Müftüoğlu: Türkiye maalesef salgının en ağır dönemlerinden birini yaşıyor

Prof. Dr. Osman Müftüoğlu, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınının seyriyle ilgili değerlendirmelerde bulundu. Müftüoğlu, "Türkiye - maalesef - salgının en ağır dönemlerinden birini yaşıyor" dedi.
Sitede oku
Prof. Dr. Osman Müftüoğlu, Hürriyet gazetesinde 'Rakamların farkında mısınız?' başlığıyla yayımlanan yazısında yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınının Türkiye'deki seyrini değerlendirdi.
Sözlerine "Salgınla ilgili rakamların tamamı ürkütücü ama isterseniz gelin biz rakamlardan önce, yazımıza durumu özetleyen çok daha net, çok daha açık, çok daha acı ve çok daha ürkütücü bir cümleyle başlayalım: Türkiye - maalesef - salgının en ağır dönemlerinden birini yaşıyor" diye başlayan Müftüoğlu, şöyle devam etti:
"Evet, 'fotoğrafı saklamanın, görmezden gelmenin ya da bazı bahanelerle önemsizleştirmenin mümkün olmadığı' çok özel günlerden geçiyoruz. Geçtiğimiz yıla göre, ölüm sayıları neredeyse 4 kat artmış gibi görünüyor. 'Aylara göre vefat ortalamaları' dikkate alındığında ise en yüksek rakamın görüldüğü Nisan 2021’e kıyasla Eylül 2021 sonunda çok daha yüksek bir 'günlük kayıp ortalaması' ile karşılaşacağımız anlaşılıyor.
Kısacası hassas bir noktada, tehlikeli ve riskli bir dönemeçteyiz. Durum acilen ve hemen masaya yatırılmalı, yeni kısıtlamalar hatta kapanmalara ve de okul kapatmalarına asla fırsat verilmeyecek şekilde ciddi ve etkili önlemler alınıp süratle uygulamaya konulmalıdır. Tekrarlıyorum: Yeni kapatmalar/kapanmalar, eğitime yeniden kısa süreli de olsa toptan ara vermeler asla olmamalıdır.
Bu arada altını bir defa daha çiziyorum: Rakamlar ürkütücüdür, bu yazının hazırlandığı saatler itibariyle Eylül 2021’de kaybettiğimiz canlarımızın ortalama sayısı 265’in üzerindedir. Ve ne üzücüdür ki rakamlar 300’lere doğru hızla tırmanmaktadır."
Ardından salgınla yeniden mücadele için 10 öneri sıralayan Müftüoğlu, bunların herkesçe çok iyi bilindiğini, ancak yinede tekrarda fayda olacağını söyledi.
"Eğer günlük vaka sayılarını düşürmek, daha az canımızı kaybederek ve daha az hasar görerek bu sıkıntılı dönemi atlatmak istiyorsak öncelikle yapmamız gerekenler hâlâ aynıdır" diyen Müftüoğlu, şunları kaydetti:

İlk 5: Hızlanmalıyız

"1) Aşılama hızı, süratle arttırmalı. En geç 1 ay içerisinde yüzde 85-90’lara ulaşmalıyız.
2) 3. doz aşı uygulamasına ihtiyaç duyanları hızla belirlemeli ve 3. doz uygulaması yapmalıyız.
3) 12 yaş üstü çocuklarımız için de aşılamayı hemen ve acilen hızlandırmalıyız.
4) 'Salgın bitti' gibi davranmaktan vazgeçip o vazgeçilmez 3’lü prensibi -maske, mesafe, hijyen- ısrarla gündemde tutmalıyız.
5) Okullar ve işyerlerinde aşılama süreçlerini daha da yoğunlaştırmalı, aşılanmayanlar için PCR testlerini 'gerekli' değil 'zorunlu' hale getirmeliyiz.
TÜRKİYE
Türkiye'de son 24 saatte 248 can kaybı yaşandı, 28 bin 224 yeni vaka tespit edildi

İkinci 5: Okullara dikkat

1) Okulların stratejik açıdan en önemli noktalardan biri olduğunu unutmamalı, özellikle öğretmenlerin hâlâ yüzde 80’leri bile bulmadığı belirtilen aşılanma oranlarını acilen ve hemen yüzde 100’lere ulaştırmalıyız. (NOT: Servis şoförleri ve servis araçlarında çalışanlar için aşı oranını yüzde 90’ların üzerine çıkaran İstanbul’u tebrik ediyorum.)
2) Kalabalık ortamlarda önlemlere uyum ile ilgili tedbirlerin kontrollerini yoğunlaştırmalı, uyarıları sıklaştırmalıyız.
3) Daha fazla insanımızı gönülden ikna edip aşılamaya yönlendirebilmek için sadece 'klasik medya' değil 'sosyal medya' da yoğun bir şekilde kullanılmalı, özellikle takipçi sayısı yüksek ve sevilen-sayılan, rehber kabul edilen, inanılan sosyal medya kullanıcılarından -Şahan Gökbakar, Haluk Levent, Cem Yılmaz...- faydalanma yollarına gidilmelidir.
4) Baştan beri gündemde tutmaya gayret ettiğimiz tarama testleri yoluyla 'sessiz vakaları' yakalama çalışmalarını yoğunlaştırmalı, işyerleri, okullar, AVM’ler gibi kapalı ve kalabalık alanlarda, toplu taşıma araçlarında belirtisiz/semptomsuz kişilerde de 'hızlı PCR testleriyle' tarama çalışmaları yapmalıyız.
5) Bir ölçüde gevşediği, eski hız ve dikkatini kaybettiği anlaşılan 'temaslılar'a ilişkin 'filyasyon' çalışmalarına da yeniden hız ve ağırlık verilmelidir."
Yorum yaz